Bünyamin Aygün Türkiye'ye giriş yaptı

Suriye'de kaçırılan Milliyet gazetesi foto muhabiri Bünyamin Aygün Türkiye'ye getirildi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Suriye'de ÖSO tarafından kaçırıldığı tahmin edilen, gazeteci Bünyamin Aygün, Türkiye'ye getiriliyor. Son günlerde bölgedeki gruplar arasındaki güç dengesi değişiminden sonra, 40 gün önce görev için gittiği Suriye'de kaçırılan Aygün'ün kurtarılması için MİT devreye girdi. MİT'in Dış Operasyonlar Başkanlığına bağlı 8 kişilik bir tim, bugün sınırdan 20 kilometre içeri geçerek Bünyamin Aygün'ü teslim aldı.

Aygün, Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş yaptı. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Aygün'e ilişkin, "Bünyamin Bey ile ilgili olumlu gelişme var, yani dakikalar diyebiliriz inşallah. Az önce müsteşarım da aradı, 'Her an arkadaşlarımız kendisini alabilirler' dedi. Şimdi biz de o müjdeyi bekliyoruz. Belki de biz hareket etmeden arkadaşlarımız kendisini almış olurlar" dedi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki mesajında, "Sayın Başbakanımızın Japonya'ya hareketinden önce kurtulduğu müjdesini verdiği Milliyet gazetesi foto muhabiri Bünyamin Aygün ile az önce görüştüm. Kendisi şu an Türk sınırına çok yakın bir noktada ve kısa süre sonra memleketine dönmüş olacak" ifadesine yer ver di.

Aygün'ün ilk açıklamaları

Aygün, Cilvegözü Sınır Kapısı'nın Suriye tarafındaki ara bölgede gazetecilere yaptığı açıklamada, kurtarılmasını bu kadar erken beklemediğini ancak ülkesine ayak basmış olmanın mutluluğunu yaşadığını ifade etti.

Destek kuruluşları, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, İHH İnsani Yardım Vakfının destekleri, Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlığın sayesinde ülkesinde olduğunu belirten Aygün, şunları söyledi:

"Gazeteci olarak çok acı ve zor günler yaşadım. Ama, her şeyden önce yaklaşık 80 milyonluk ülke vatandaşıyım. Umudumu hiç kaybetmedim. Dışişleri mutlaka devreye girmiştir, Başbakanlık mutlaka devreye girmiştir ve mutlaka benimle ilgili bir şeyler yapıyorlardır dedim ve sürekli dua ettim. Her şeye rağmen, kendi ülkemde olmak müthiş bir duygu. Bu kadar esaret altında kalıp da şu anda kendi ülkeme ayak basmış olmak, tabi bu kadar erken beklemiyordum. Artık her geçen gün, ne kadar umudunuzu kaybetmeseniz de sürecin uzayacağını düşünüyorsunuz. Ama en olumsuz tarafı, tabi ki aleyhimde verilmiş olan infaz kararı. Çünkü Milliyet gazetesi muhabiri olduğum için Milliyet gazetesinin Müslüman olmadığını, bizim Türkiye olarak İsrail ve ABD'ye çalıştığımızı, benim de casus olduğumu düşünüyorlardı. Sonra sorgulama bitince 20 günden sonra biraz daha rahat oldu benim için. Ama sonuçta ne olursa olsun, elleriniz kelepçeli, gözleriniz bağlı, 3-5 günde bir yeriniz değiştiriliyor. Gecenin 3'ünde, 5'inde, hiç bilmediğiniz bir saatte, hiç bilmediğiniz bir yerde sorguya alınıyorsunuz."

Kendisine işkence yapılıp yapılmadığı yönündeki bir soru üzerine Aygün, işkence yapılmadığını ancak normal bir sorgu yapılmadığını dile getirerek, "Beni kaçıran örgüt, El Kaide bağlantılı bir örgüttü. Tam olarak söylemediler ama Irak Şam İslam Devleti olduğunu biliyorum. Çünkü çeşitli ibareleri vardı" diye konuştu.

En çok İstanbul'u özlediğini bildiren Aygün, şöyle devam etti:

"Çok klasik olacak ama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak şu durumda benim için müthiş gurur verici bir duygu. Başbakanlığın, Dışişleri Bakanlığının, meslek örgütlerinin, yardım vakıflarının, arkanızda olduğunu bilmeniz müthiş güzel bir duygu. Bu şu an benim için gerçek değil, halen rüya görüyorum. Çünkü alındığım ilk 20 gün, her gece bu rüyayı gördüm."