Bursa değerlerini kaybediyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Suat GÜLÇİMEN / Bursa Platformu Derneği Başkan Vekili

Bursa, tarihin her döneminde önemli bir ticaret ve üretim merkezi olmuş bir kent. Bunun en önemli nedeni Bursa'nın tarihi İpek Yolu üzerinde önemli bir şehir olmasıdır. Ayrıca Türkiye'nin en büyük illeri İzmir, Ankara ve İstanbul'a hemen hemen aynı yakınlıkta bulunan Bursa, bu konumunun getirdiği avantajı da çok iyi değerlendirdi. Kentimizi önemli yapan bir diğer özellik de Gemlik ve Mudanya limanlarıdır.

Bütün bu özellikleri ile ekonomik açıdan büyük bir gelişme gösteren Bursa, maalesef son yıllarda kan kaybediyor. Daha kötüsü ise Bursa'nın elinden gitmeye başlayan değerleri henüz kent dinamiklerinin tam olarak fark edememesi. Önce Bursa'nın özelliklerine bir bakalım;

İpek Yolu üzerindeki Bursa tarihi süreçte kestane, şeftali gibi tarım ürünlerinin yanı sıra ipek ve at arabası üretiminde de ön plana çıktı. Cumhuriyet'ten sonra başlatılan kalkınma hamlesinde Bursa'nın stratejik önemini yine sürdü. Böylece tekstil, otomotiv ve havlu üretim merkezi oldu. Ayrıca kış, termal ve tarih turizminde de ön plana çıktı. Son yıllarda kestane şekeri üretimi de önem kazandı. Çok büyük katma değere sahip tesislere ev sahipliği yapar hale gelen Bursa'nın ihracatı geçen yıl komşumuz Yunanistan'ı bile yakaladı.

Bunlar Bursa ile ilgili iyi gelişmeler. Fakat Bursa'da son yıllarda bazı stratejik hatalar yapıldı. Böylece kentimiz elindeki değerleri birer birer kaybetmeye başladı. Mesela; sentetik ipek çıktığı için, ipek üretimi önemini yitirdi.

Tekstil ve havlu üretimi küçülüyor. Hatta Denizli yaptığı yatırımlarla Bursa'yı tahtından etti.

Bursa bir zamanlar Türkiye'nin Detroit'i olarak anılırdı. Ancak yeni yatırımcılara yatırım alanı gösterilemediği için otomotivde de küçülme var.

Kestane üretimimiz de iyice düştü ve kestane şekeri üretimi için gerekli olan ürün, başka illerden gelmeye başladı. Ünlü Bursa şeftalisinde de durum pek farklı değil.

Bursa kaplıcalarına da yeterli yatırım yapılamadı. Böylece Afyon ve Pamukkale termal turizmde öne çıktılar.

Bir zamanlar Türkiye'nin kış turizm merkezi olan Uludağ, yol olmadığı ve plansız yapılaştığı için gözden düştü.

Bursa tarih ve inanç turizminde de yatırım fakiri. İlk konsülün toplandığı İznik; keşişlerin yaşadığı Uludağ; Osmanlı'nın ilk dönem padişahlarının mezarları; önemli din büyüklerinin türbeleri; Osmanlı'nın ilk dönem eserleri olan tarihi eserler Bursa'da. Ama bunlar değerlendirilemiyor. Çünkü hem tanıtım yetersiz, hem de tesis ve gerekli planlama yok.

Tüm bunlar Bursa'nın değerlerine gerektiği gibi sahip çıkılmadığını gösteriyor. Bu kötü gidişe dur denilmesi için Bursa'nın stratejik planı çıkarılmalıdır. Söz ettiğim plan; bürokratlar, akademisyenler, siyasetçiler, yerel yöneticiler, sivil toplum kuruluşları ile sanayici ve işadamlarının gözetiminde ortak bir çalışma ile hazırlaması gerekiyor.

Bu kadar kurum ve kişiyi bir araya getirmek kolay değil elbette. Biz, Bursa Platformu Derneği olarak Bursa'da kentlilik bilincini oluşması amacıyla çalışıyoruz. Şimdi üzerinde durduğumuz en önemli konu, Bursa'nın stratejik planlamasının yapılmasıdır. İlgili tüm kişi ve kurumlar arasında bir köprü kurarak kentimize yeni bir vizyon oluşturulmasını amaçlıyoruz. Sonbahar ile birlikte çalışmalarımızı hızlandıracağız. Çünkü sorunun değil, çözümün bir parçası olmak istiyoruz.