Bursa fuar ve kongre turizmine odaklanmalı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

BURSA'DAN / Ömer Faruk ÇİFTÇİ

[email protected]

Türkiye konumu itibariyle önemli bir turizm ülkesi. Bunun tartışması bile olmaz. Dünya turizm pastasından aldığı pay da yıldan yıla artıyor. Bu payı için son yıllarda yerel yönetimlerin turizm yatırımlarına ağırlık verdiğini görüyoruz. 'Bacasız sanayi' diye de adlandırılan bu sektörden daha fazla pay almak adına tarihi ve turistik değere sahip bölgeler restore edilmeye başlandı. Bu işin öncülüğünü de Bursa yaptı.

Bursa'nın şimdiki Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe'nin Osmangazi belediye başkanlığı döneminde başlattığı, halen de devam eden çalışmaları birçok ile örnek olabilecek nitelikte. Deniz ve güneş turizminin ağırlıklı olduğu ülkemizde tarihi ve doğal güzelliklere yapılan geziler ikinci planda kalıyor. Yerel turist için de durum farklı değil. Antik kentleri gezmek için yaz mevsimi dışında gideniniz varsa beri gelsin. Bu noktadan hareketle deniz ve güneş turizminin yoğun olarak yaşandığı kıyı kentleri dışında kalanların elindeki değerlere göre farklı alanlara yönelmeleri gerekiyor. Örneğin birçok medeniyetin izlerini taşıyan Osmanlıya da uzun süreli başkentlik yapmış tarihi ve doğal güzellikleri de barındıran Bursa özünde önemli bir sanayi kenti. Genel ve yerel idarenin son yıllarda ısrarla 'sanayiye doyduk biraz da turizm' baskısı girişimcileri bu yöne kanalize etti. 2009 yılından başlayarak kent bugüne kadar yaklaşık 1.4 milyar liralık turizm yatırımı aldı (Bu rakama devam eden yatırımlar dahil). Yatırımlar içinde en önemli yeri 240 milyon liralık tutarı ile eski Merinos şimdinin Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi tutuyor. Devamında çok yıldızlı oteller, yerel idarenin han, hamam, konak gibi tarihi dokuyu ayağa kaldırmaya yönelik yatırımları geliyor. Tamamlanan ve tamamlanmayı bekleyen otel yatırımlarından sonra İl Turizm Müdürlüğü verilerine göre oda sayısı Uludağ ile birlikte kent merkezinde 5 bin 214, yatak kapasitesi de 10 bin 679 rakamına ulaşacak.

Peki bugün durum nedir derseniz? Oda sayısı 3 bin 457, yatak kapasitesi de 7 bin 104. 2011 yılı turizm verilerine baktığımızda durumun hiç de iç açıcı olmadığını görüyoruz. Şöyle ki; geceleyen yerli ve yabancı turist sayısı 894 bin 600 (296 bin 536'ı yabancı turist). Yıllık doluluk oranı ortalaması yüzde 46.03. Kalış süresi ortalaması 1.79. En can alıcı nokta otellerin hafta sonu doluluk oranı. Bu oran yüzde 25-30 seviyelerinde. Aslında rakamlar bize Bursa'nın turizm rotasının bundan sonra ne olması gerektiği konusunda ipuçlarını veriyor.

Yazının başında ne dedik? Bursa sanayi kenti. Kente konaklamalı gelenlerin çoğunluğunun konusu ticaret. Doğa, tarih üzerinden gidersek turizm konusunda fazla yol alamayacağımız ortada. O zaman yapılması gereken, iş dünyasından daha fazla yararlanmanın yollarını aramak olmalıdır. Bunun yolu da kente yıl boyu uluslararası fuar ve kongre organizasyonlarının çekilebilmesi. Yetmez bunu cazip hale getirmek için kongreye katılacakların hem dinlenecekleri hem de eğlenecekleri ortamlar hazırlamak da unutulmamalı. Bursa'nın doğal kaynağı termal bu konuda iyi şekilde değerlendirilebilir. Bunları yazarken tarih ve doğa turizmini de tabi ki unutmayacağız ama sadece Hacivat-Karagöz, birkaç han hamam ve tarihi konak ile bu yatırımlar karşılık bulmaz!