Bursa, krizi derinden hissediyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İlker ER / Bursa Gürsu OSB Bölge Müdür Vekili

Organize sanayi bölgeleri (OSB) ekonomik canlılığının barometresi ve işleyen bir piyasa ekonomisinin kalbi konumundadır. İstihdam ettikleri işgücünden gerçekleştirdikleri yatırımlara, yarattıkları katma değere ve ödedikleri vergilere kadar pek çok yönleri ile ekonomide önemli bir yere sahip olmalarının yanında sanayinin nabzı en iyi OSB'ler aracılığıyla tutulabilir. 

Genel bir pencereden geçtiğimiz yıla baktığımızda gerek OSB'lerin gelirlerinin yok edilmesi, gerekse global krize bağlı olarak yaşadığımız sıkıntılar dolayısıyla 2008 yılını OSB'ler ve sanayicilerimiz için kayıp bir yıl olarak değerlendirmekteyiz. 2008 yılının ilk çeyreğinden bu yana gelen sinyaller yılın ikinci yarısının zor geçeceğini işaret etmesine rağmen, tedbirlerin gelmekte gecikmesi ya da parça parça açıklanan tedbirlerin psikolojik iyimserlik yaratamaması 2009 yılının ilk günlerinde ekonomik görünümde iyileşme olacağı beklentilerini ertelememize sebep olmuştur. Sanayicilerimizdeki genel eğilim, 2009 yılının ikinci çeyreğinde düzelme sinyallerinin alınabileceği yönündeyken, beklenti anketlerine baktığımızda yüzde 70 gibi yüksek bir oranla krizin 1 yıldan uzun süreceğinin beklenilmesi bizi karamsarlığa sevk etmektedir. İşte bu yüzden acilen bu beklentilerin kırılmasına yönelik tedbirlere ihtiyaç duyulmaktadır.

Sanayicimiz, pazarını çeşitlendirmek suretiyle krize çare ararken, işçi çıkartmak ya da ücretsiz izin kullandırmak gibi seçeneklere de başvurabilmektedir. Bursa'da geçen yılın aynı dönemine göre İşsizlik Sigorta Fonu'ndan yararlananların oranının yüzde 81,8 artarak 32.822 kişiye çıkması ve yine aynı dönem itibariyle kapanan firma sayısının yüzde 20,6 artması, bunu kanıtlamaktadır. Otomotiv ve tekstil kenti Bursa'dan yapılan ihracatın yüzde 82'sinin Avrupa ülkelerine yapılıyor olması, Bursa olarak krizi daha derinden hissetmemize neden olmaktadır. Eğer gerçekten hükümet yetkililerinin dediği gibi kriz fırsata çevrilmek isteniyorsa daha fazla gecikmeksizin girdi maliyetlerinin azaltılması yönünde doğalgaz ve elektrik fiyatları aşamalı da olsa indirilmelidir. Ancak ekonomi yönetiminin ocak ayında kısmi de olsa yapılabilecek bir indirimi reddetmesi beklentilerin ertelenmesine neden olmuş ve sanayicilerimizde hayal kırıklığı yaratmıştır.

Ekonomide kan kaybı artarak devam ederken, pansuman çözümler sorunun azalmasına değil, umutların yitirilmesine neden olmaktadır. 2009 yılını da kaybetmemek için acil ve bütünlük arz eden çözümlerin en kısa sürede hayata geçirilmesi ve beklentilerin ve morallerin yükseltilerek kredi temin ortamının canlandırılması gerekmektedir. Alınabilecek basit ve etkin tedbirlerle 2009 yılı gerçekten krizin fırsata dönüştüğü ve ekonomimizin sınıf atladığı bir yıl olabilir.