Bütçe açığını 10’a katlayacaksınız ve buna piyasa tepki vermeyecek
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bütçe açığını artıracak adımların aynı zamanda enflasyon ve cari açığı da artıracağına vurgu yaptı. Şimşek, asgari ücret vaadini ise özel sektör kesesinden yapılmış bir vaat olarak tanımladı
ECE CEYHUN - BORSA / FİNANS SERVİSİ
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, CHP’nin bütçe açığını katlayarak artıracak seçim vaatlerinin aynı zamanda enfl asyonu yükseltip cari açığı da büyütecek nitelikte olduğunu söyleyerek “Bütçe açığını bir kalemde 3.5 kat artırdığınızda bu tüketime gider, cari açığı artırırsınız. Yarım gebelik olmaz. Yarım enflasyon da olmaz. Az bütçe açığı, az cari açık, az enflasyon diye bir şey yok” dedi. CHP’nin sadece emekliye minimum 1.500 TL ve 2 maaş ikramiye vaadinin ekonomiye 69.5 milyar TL yük getirdiğini ve toplam vaatlerin de bütçe açığını 10’a katladığını vurgulayan Şimşek, “Kılıçdaroğlu’nun vaatlerinin minimum maliyeti 150-200 milyar TL” diye konuştu. Bu yıl 21 milyar TL, gelecek yıl 15.8 milyar TL bütçe açığı hedefl endiğini de hatırlatarak “Bütçe açığını 10’a katlamayı öngörecekseniz, piyasa buna tepki vermeyecek” diye konuştu.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, gazetelerin ekonomi müdürleri ile yaptığı toplantıda piyasalardaki gelişmeler, milletvekili adayı olduğu Gaziantep’e ilişkin projeler hakkında bilgi verdi. Şimşek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun meydanlarda kendisini hedef gösterdiğine değindi ve başta asgari ücret olmak üzere pek çok konuda görüşlerini açıkladı. B
Bütçe açığı tüketime gider
“Kılıçdaroğlu’nun noter tasdikli vaadi ekonomiye 69.5 milyar TL yük getiriyor. Bu yıl bütçe açığının 21 milyar TL, gelecek yıl ise 16 milyar TL olması öngörülüyor. Kılıçdaroğlu’nun bu vaadi bütçe açığını bir anda 21 milyar TL’den 90 milyar TL’ye çıkartıyor. Bütçe açığını bir kalemde 3.5 kat artırdığınızda bu tüketime gider, cari açığı artırırsınız. Yarım gebelik olmaz. Yarım enflasyon da olmaz. Az bütçe açığı, az cari açık, az enflasyon diye bir şey yok.”
Keşke biri Demirel'in karşısında dursaydı
“İç borç stoku 57 milyon TL iken 2002’de 122 milyar liraya çıktı. O dönemin zihniyeti de buydu. Demirel 91’de emeklilik yaşını düşürdü. Keşke biri Demirel’in karşısında güçlü durabilseydi. Çünkü bu hamle ile 800 milyar dolarlık (2 trilyon TL) sosyal güvenlik açığı ile karşı karşıya kaldı Türkiye. Oysa Türkiye’de sosyal güvenlik sistemi 1990’da ve 1991’de fazla veriyordu. Popülizme bile tutarlılık lazım. Kılıçdaroğlu’nun vaadlerinin minimum maliyeti 150-200 milyar TL. Gelecek yıl bütçe açığını 15.8 milyar TL, bu yıl 21 milyar TL. Bütçe açığını 10’a katlamayı öngörecekseniz, piyasa buna tepki vermeyecek.”
Pırlantada vergi sıfırladılar denilmesi yanlış
“Kıymetli taşta yıllardan beri ÖTV yüzde 20, KDV sıfırdı. Sektör geldi, ÖTV’yi kaldırın, KDV’yi getirin dedi. Ben muhalefet istismar eder diye gidin onlarla da görüşün dedim. Gidildi konuşuldu. Prensip olarak düzenlemeye ‘evet’ denileceği bildirildi. Benim olmadığım bir Plan Bütçe’de ÖTV kalktı ve KDV geldi. Bütün dünyada böyledir. Aslolan üreticiyi değil, tüketiciyi vergilendirmektir. Maksat sektörün önünü açmaktır. Kılıçdaroğlu, meydanlarda “oran olarak daha yüksek olan yüzde 20 ÖTV’yi kaldırıp yüzde 18 KDV getirdiler” dese doğru. Ama vergiyi sıfırladılar diyor. Bu külliyen yalan. Elmastan alınan yıllık ÖTV geliri 20 milyon TL’ydi. Düzenleme yeni yürürlüğe girdi. İlk defa aslında gerçek anlamda vergilendirmiş olduk.”
Asgari ücret vaadi özel sektörün kesesinden
“Asgari ücreti, ticari gerçeklerden koparıp yükseltirseniz ya kayıt dışılık artar ya da işsizlik. Kılıçdaroğlu, 14 bin TL maaş alan Maliyet Bakanı asgari ücretin artmasına karşı çıkıyor diyor. Kendisi bu maaşın üzerine bir de emekli maaşı alıyor. Benden fazla kazanıyor. Devlette en düşük memur maaşı 2.097,30 TL.İşçiler de toplu sözleşme nedeniyle memurdan fazla alıyor. Devlet, asgari ücretin iki katı maaş veriyor. Devlette asgari ücretle çalışan yok. Özel sektörün kesesinden seçim vaadi yapmak ne kadar mantıklı. İşçimiz daha fazlasını hak ediyor tabii ki. Ama dünyanın da bir realitesi var. Ücret politikasında Türkiye iyiler arasında. Biz geldiğimizde 120 dolardı asgari ücret şimdi 380 dolar. Yükselmesi bizim de hedefimiz. Ama dengelerini bozmadan, kayıt dışılığı artırmadan.”
Maliye olarak mutfakta yapılabilecekleri yaptık
“Bu ülkede ilk defa ayakları yere basan, kapsamlı yapısal reform programı açıklandı. Enfl asyon, tasararuf, cari açık gibi sorunlara kalıcı çözüm getirecek bir program. O program yol gösterici olacak. Kamunun gelir kalitesi artırılacak, harcamaları rasyonelleşecek. Programlı bütçeye de geçilecek. Taşıt kanunu başbakanlıkta. Gelir vergisi kanunu Meclis'te. Maliye olarak mutfakta yapılabilecekleri yaptık. ”
Huttchiston'ın yatırımını çekebilseydik...
“Mega projeyi ortaya atanlar, 3.havalimanına karşı çıktılar. Ben zihniyete vurgu yaptım. Biz fiilen yapıyoruz zaten. İzmir Liman ihalesini 2007’de Huttchiston kazanmıştı. 1.3 milyar dolar teklif verip ilave yatırım taahhüdünde bulunmuşlardı. Liman işini dünyada en iyi bilenlerdenler. Danıştay’dan 60 günde gelmesi gereken görüş 29 ay sonra geldi. Çinliler vazgeçti. Yunanistan’ın Pire limanına yatırım yaptılar. O dönemde ana muhalefet buna külliyen karşı çıkmıştı. Biz, o yatırımı çekseydik, Asya’dan gelip Avrupa’ya gidecek malların ilk durağı İzmir olacaktı.”
Gaziantep için Amonos’u delecek, dar gelirleye ev yapılacak
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konuşmasının büyük bölümünü ise Gaziantep’e ayırdı. Bir dönem Türkiye sanayisi ve ihracatının lokomotif şehirlerinden Gaziantep’e ilişkin verilerde bozulma olması ile gündeme gelen şehirdeki sorunları ve çözümlerini anlatan Maliye Bakanı ilin ‘takım ruhunu’da övgüyle anlattı. “Gaziantep’te bazı işkollarında sıkıntı olabilir ama miktarsal olarak şehrin ihracatında sıkıntı yok” diyen Şimşek, seçim çalışmaları başlamadan önce, bir hafta sonunu şehrin önde gelen işadamları ve kanaat önderleri ile beyin fırtınası yaparak geçirdiklerini anlattı. Şimşek, kendi deyimiyle ‘Ar-Ge’ dönemi olarak nitelendirdiği bu çalışma haftasında şehrin 6 önemli sorununu belirlediklerini ve bu sıkıntıları aşmak içinde proje üreterek hemen çözüme geçtiklerini aktardı. Bu 6 proje dışında Şimşek, ayrıca Gaziantep’in ve dolayısıyla da ona komşu illerin başta Erbil ve İran olmak üzere uluslararası havayolu bağlantısının daha etkin kurulması gerektiğini düşünüyor. Şimşek, “Gaziantep’i Ortadoğu’ya havayolu bağlantısını bölgesel üs olarak düşünmek lazım” dedi. Şimşek’in Gaziantep’e dair anlattığı planlar şöyle:
1- KONUT AÇIĞI
• Göç alan Gaziantep’te Suriye faktörü nedeniyle kira ve fiyatlar artmış. Şu anda 4 OSB’de çalışan 130 bin kişi var. Kurulma aşamasında olan 5. OSB’de 70 bin kişi çalışacak. Toplam rakam 200 bine çıkacak. 5. OSB’nin yanında 5.6 milyon metrekare Hazine arazisi var. O araziyi TOKİ’ye işçi ve dar gelirli ailelere sosyal konut yapılması şartıyla devrettik. TOKİ proje üzerinde çalışmaya, büyükşehir belediyesi de planlamaya başladı. En az 50 bin konutluk ev yapılabilecek.
2- ŞAHİNBEY VE ŞEHİTKAMİL İLÇELERİNİN ULAŞIMI:
• Şahinbey ilçesinin nüfusu 850 bin kişi. Türkiye’nin 57 ilinden büyük nüfusu var ve yüzde 80’i gecekondu. Şehitkamil ilçesinin de yüzde 70’i gecekondu. Buralarda oturan fakir ve işçi kardeşlerimiz her gün OSB’ye gidiyor. Bir ulaşım projesi gerekiyordu. OSB’den başlayan şehri gezen Devlet Demiryollarına ait 25 kilometrelik mevcut bir demiryolu hattı vardı. Bunu 17 duraklı bir metro projesi haline getirdik. Güzergah uygun olduğu için Devlet Demiryolları sadece hattı rehabilite edecek. Yüksek Hızlı Tren seti alınacak.
3- GAZİANTEP’İ LİMANA YAKLAŞTIRMAK:
• Gaziantep’in yıllık 6.7 milyar dolarlık ihracat geliri var. İhraç edilecek ürünler Mersin Limanına götürülüyor. Yakınında İskenderun Limanı var ama arada Amanos Dağları var. Amanos’u 19 kilometrelik bir tünelle delebilirsek Gaziantep limana 163 km daha yaklaşacak. Gaziantep’in limana uzaklığı 136 km olacak. Sadece Gaziantep’in de değil bütün Güneydoğu Anadolu’un limana erişimi sağlanacak. Bu yapılırsa, şehrin rekabet gücü artacak. Buarada da Polateli’nde Hazine’nin 19 milyon metrekare arazisi var. Orayı da Gaziantep’in yeni organize sanayi bölgesi olarak düşünüyoruz. Hem limana yakın olacak hem de Avrasya’nın en önemli sanayi bölgelerinden biri olacak.
4- SAĞLIK ÜSSÜ GAZİANTEP:
• Gaziantep’te hastane sayısı 12 yılda 12’den 26’ya çıkmış. Devletinde özel sektöründe hastaneleri var. Aslında Antep medikal hizmet ve ihracat üssüne dönüşmüş. Bu konumu güçlendirmek istiyoruz. Yeni bir 1.875 yataklı şehir hastanesi yapılıyor. Yap-İşlet-Devret modeliyle özel sektör ve Samsung ortaklığıyla yapılacak. Şimdiki devlet hastanelerinin yatak kapasiteleri 300-500. Bu devlet hastaneleri yenilecek. Şu anda yatak kapasitesi 2 binin üstünde. Ayrıca yapılan yatırımlarda var. Proje devreye girdiğinde şehrin yatak kapasitesi ikiye katlanacak. Üstelik bunlar nitelikli yatak olacak.
5- EĞİTİM:
• 2002’de derslik başına öğrenci sayısı 60’tı. Şu anda bu 34-38’e indi. 12 yılda 8.000 derslik yapılmış. Hedef 30 ve altına indirmek. Bunun için ilave 5 bin derslik yapılması gerekiyor. Büyükşehirlerde İl Özel İdareleri kaldırıldı. Ama bu idarelerin arazileri eğitimde kullanılması şartıyla Özelleştirmeye devredildi. Şimdi buradan gelecek gelirle okul yapılacak. Ayrıca Gaziantep’e Türk- Katar ortaklığıyla 5. üniversite geliyor. Başlangıç finansmanını Katarlıların sağlaması konusunda da prensipte anlaştık.
6- SU SORUNU ÇÖZÜLECEK:
• Büyükşehir belediyesi şehre suyu getirmek için yılda 90 milyon liralık elektrik parası veriyor. Düzbağ Baraj Projesi uzun vadede şehrin su ihtiyacını giderecek. 1.3 milyon nüfusu olan Antep 2 milyon nüfusa gidiyor ve 2030’da 3.5 milyon kişiye ulaşması bekleniyor. Ayrıca kentsel dönüşüm projelerimiz de var. Antep gelecekte Türkiye’nin yeni bir büyüme motoru, can damarı olacak.
Bu defa daha tedbirli
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 2007’de İngiltere’den Türkiye’ye döndüğünde ilk milletvekili adayı olduğu şehir Gaziantep’ti. İkinci dönemde ise memleketi Batman’dan aday oldu. Bu seçimde kendisi Ankara ve İzmir’i yazmış ama “Gaziantep’in talebi ağır bastı” diyor. Bu seçim çalışmalarında nokta atış yaparak esnaf ve işçi kesimine gittiğini tek tek sorularını cevapladığını anlatıyor. Spora daha az zaman ayırabildiğini ve her gün adımlarını saydığını söyleyen Şimşek, “Seçim öncesi günde ortalama 10 bin adım atıyordum. Şimdi bu 6 bine indi” diyor ve bizler sordukça o esprili bir dille şu cevabı veriyor: “Benim ilk deneyimimim zorluydu. İngiltere’de belli bir kilom vardım, siyasete girince Antep’ten milletvekili adayı oldum, gittim. İlk 2 haftada 4 kilo aldım. Bu seçimde bildiğim için tedbirli davranıyorum. Direnince ısrar etmiyorlar, bırakıyorlar. Gittiğimiz her yerde hemen baklava geliyor. Hemen ‘ben bugünkü şeker hakkımı yedim’ diyorum. Fakat bir dostumuzun evine gittik akşamüstüydü. Sofra kuracakları hiç aklıma gelmedi. Yemeyince hemen ‘Hanımı çağıracağım vebali senin boynuna’ dediler. Mecbur çorbayı yedim.”
İçeride hiç tartışmasaydık bile bu para çıkacaktı
Türkiye’ye ye gelen doğrudan yatırımlar ve portföy yatırımlarını değerlendirirken Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafi ve konjonktürel şartlarında iyi analiz edilmesi gerektiğini vurgulayan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Biz de hiç tartışma olmasaydı da TL değer kaybedecekti” ifadelerini kullandı. Maliye Bakanı, dünyanın önde gelen bir araştırma şirketinin raporuna atıfta bulunarak “15 gelişmekte olan ülkeden 2008 Haziran sonu ile 2009 Mart sonuna kadar ne kadarlık çıkış var diye bakmışlar. 554 milyar dolarlık sermaye çıkışı olmuş. 2014 Haziran sonu ile 2015 Mart sonu arasına da bakmışlar ve 620 milyar doların üzerinde çıkış var” bilgisini paylaştı. Gelişmekte olan ülkelerin kurlarının dolar karşısında ortalama yüzde 20-25 değer kaybettiğine de değinen Maliye Bakanı doğrudan yatırımlar konusunda ise özetle şu açıklamayı yaptı: “12 yılda 152 milyar dolar doğrudan yatırım geldi. Son dönemde doğrudan yabancı sermaye girişi azaldı. Avrupa 6 yıldır durgunluk içinde, Ortadoğu’da 3-4 yıldır kaos ortamı var, Rusya ciddi sıkıntı içerisinde. Doğrudan yatırımların yüzde 75’i Avrupa’dan geliyor. Avrupa’da iştah yoksa yatırımların azalması normal değil mi? Doğrudan yatırımlarda küresel olarak düşüş var. Zirve 2007 yılındaydı. Bu konuyu değerlendirirken coğrafi şartların yarattığı etkileri de değerlendirmek lazım. Türkiye’nin coğrafyası biraz da sıkıntılı bir mahalle görüntüsü veriyor.”
Normal süreçleri takip eden bir grev değil
Otomotiv sektöründeki grevler sorulduğunda ise Maliye Bakanı, “İşçiyi de dinlemek lazım. İş barışı, toplumsal barış kadar önemlidir. Hak aranmalı ama hukuk içinde kalınmalı. Eylemler aniden başladı ama neyse ki olay büyümeden sona eriyor. İş başı yapılması olumlu bir gelişme. Şu anda telafi edilemeyecek bir şey yok. Biliyorsunuz zaten otomotiv sektörü yaz aylarını bakımla geçirir ve belli bir stokla çalışır. Tekrar iş başı yapıyor olmaları çok olumlu bir gelişme. Normal süreçleri takip eden bir grev değildi” değerlendirmesini yaptı.
Bizim işçimiz çalışkan, hastalık bahanesi ile işe gitmeme oranımız düşük
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile asgari ücreti konuşurken son yıllarda Türkiye’nin işgücü verimliliğinin de doğrudan yatırımları çekmede önemli unsurlardan biri haline geldiğine değindi ve “Küresel sermayenin seçeneği bol. Nerede büyüme potansiyeli varsa oraya gider” dedi ve ekledi: “2009’da Cumhurbaşkanımızla Japonya’ya yaptığımız ziyarette Toyota Başkanı, ‘en kaliteli Toyota’yı Türkler üretiyor’ demişti. Bizim havuzumuz geniş, işçimiz çok çalışkan. Hastalık bahanesi ile işe gidememe oranı en düşük ülkelerdeniz. Çalışanlar sadık ve verimli. Ülkenin genelinde ise verimlilik düşük. İmalatta ücretin yüksek olması sorun değil. Asgari ücretin işverene maliyeti açısından bakıldığında 10-11 AB üyesi ülkeden daha yüksek bir asgari ücret var.”