Bütün hesabı 330'u bulmak üzerine
Bahçeli, Kızılcahamam'da yapılan il başkanları toplantısının kapanışında düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
KIZILCAHAMAM - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Başbakan Erdoğan'ın bütün hesabı, BDP ile işbirliği yaparak 330 rakamını bularak referandum yoluyla, medyanın yakın desteği, okyanus ötesinin sıcak bakışı ile ve yalan dolana dayalı propaganda gücüyle başkanlık sistemini halka kabul ettirmek" dedi.
Bahçeli, Kızılcahamam'da yapılan il başkanları toplantısının kapanışında düzenlediği basın toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Toplantının aynı zamanda partisinin kuruluşunun 44. yıl dönümüne tekabül ettiğini belirterek "8-9 Şubat 1969'da başlayan millet ve ülke mücadelesi geçtiğimiz cumartesi 44. yılına girmiştir. Bu sebeple mutluyuz, sevinçliyiz ve fazlasıyla da coşkuluyuz" dedi.
Partisinin rüştünü ispat ettiğini, Türk siyaset ve fikir hayatında eşsiz bir yer edindiğini vurgulayan Bahçeli, "Sahip olduğumuz milli ve manevi mirası her şeyin üzerinde görerek ve her konunun üstünde tutarak bugünlere geldik. Bir parti için yarım asra yaklaşan siyasi mücadele anlamasını ve kabullenmesini bilenler için çok şeyler ifade edecektir" görüşünü dile getirdi.
Aşağılamak ve küçük düşürmek
MHP Lideri, "Türk milliyetçiliğini aşağılamak ve küçük düşürmek AKP öncülüğünde günün modası, geçer akçesi ve bildik zihniyetlerin alışkanlığı haline gelmiştir" dedi.
Bahçeli, şöyle konuştu:
"Yıllar içinde parti olarak, haksızlıkları yendik, zorlukları geçtik ve çetin imtihanları alın terimizle aştık. Hakkımızın yenmesine, eziyetlerin artmasına ve darlıkların çoğalmasına itibar etmeden yönümüzden, yolumuzdan ve çizgimizden ayrılmadık. Üzülsek de burkulsak da incinsek de zaman zaman kırılsak da pes etmedik, geri adım atmadık ve mefkurelerimizin izinden ayrılmadık.
Bu zamana kadar doğrularımızdan ödün vermedik. İlkelerimizle, ülkülerimizle ve sözlerimizle katiyen çelişmedik. Çok az siyaset kurumunda sahip olacak bir olgunlukla, partimiz Allah'a şükürler olsun ki bu şekilde 44 yaşına gelmiştir.
Çalışarak, çabalayarak, kurşunlara göğüs gererek, tuzakları tersine çevirerek, milli ve manevi kaynaklarımızdan en ufak sapma göstermeyerek bugüne geldik. Allah ömür verdiği müddetçe de bundan sonra geleceğe uzanacağız."
Mağduriyetlere, mahkumiyetlere, hak kayıplarına uğrayarak bugüne ulaştıklarını anlatan Bahçeli, bundan sonra da hiçbir şeyden yılmayacaklarının altını çizdi.
Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kavgalardan çıkarak, zalimlere haddini bildirerek, zorbalara teslim olmayarak bu zamana vardık. Gerekirse dün yaptıklarımızın fazlasını yine yapacağız, yine her şeyi göze alarak milletimize sahip çıkacağız.
Suçlu olarak ilan edilmiş, ırkçılıkla itham edilerek, şeytanın yolu olduğu küstahça ileri sürülmüş, bilimsel, fikri ve ahlaki temeli olmayan değerlendirmelerle yakıştırılmayan sıfat ve atılmayan iftira, yüklenmeyen günah kalmamış, çatışmacı, ayrımcı, kafatasçı, şiddet kışkırtıcısı, bölücü, demokrasi düşmanı gibi temelsiz ve hayasız suçlamalarla kara çalma sağanağı altında bırakılmıştır.
Kısacası, Türk milliyetçiliğini aşağılamak ve küçük düşürmek AKP öncülüğünde günün modası, geçer akçesi ve bildik zihniyetlerin alışkanlığı haline gelmiştir."
Samimiyet dili
Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın partisine yönelik "samimi olun" açıklamasını da eleştirerek, şöyle konuştu:
"Bize samimiyet dilini öğrenmemizi tavsiye eden ve aldığı ahlak dersinin farklı olduğunu ifade Başbakanın bilmesi lazımdır ki PKK'ya samimiyet göstermek, İmralı canisine yönelik samimi pozlar takınmak, Türkiye'nin milli gerçeklerini, Türk milletinin bin yıllık kardeşliğini samimiyet sözleriyle yok etmek, peşmergeye ve BOP'a hayranlık içinde samimiyetle bağlanmak bir marifet olarak görülüyorsa, bizim kitabımızda böylesi bir samimiyetin bırakınız bulunmasını, esamesi bile okunmayacaktır.
Samimiyet dilinden kasıt bölücü ve yıkıcı niyetlere sahip olmak ise biz bu dili ya sustururuz, ya koparırız ya da elimizin tersiyle iteriz.
Ortadır ki Başbakanın ahlakı da itiraf ettiği gibi farklıdır. Allah korusun, bizim ahlakımız bu siyasi anlayışla benzerlikler taşımış olsaydı, kendimizden utanır, 44 yıllık geçmişimizle çelişirdik.
Gelişmelere bakıldığında herkesin üzerinde durması gereken ilk soru, hangi duygu ve düşüncelerin bir Başbakanı Türk milliyetçiliğini suçlama kampanyasının ve Türk milletini bölme bayraktarlığını yapmaya sevk etmiş olduğudur."
Sakat düşünceler
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin milli birliği ve milli kimliği hususunda "sakat düşünceleri ve etnik bölücülüğe cesaret kazandıran tutumu" olduğunu ileri süren Bahçeli, "Gelişerek değiştiği edebiyatıyla geçmişini inkar ederek, değişmeyen niyet ve düşüncelerini saklamaya çalışan Başbakanın siyaset geçmişi ve geleneği, bugününün aynasıdır" dedi.
Erdoğan'ın, 1991 yılında Refah Partisi İl Başkanı iken Kürt sorunu hakkında parti yönetimine sunduğu raporun içeriğine işaret eden Bahçeli, şunları kaydetti:
"Başbakan Erdoğan, 18 Aralık 1991 tarihinde hazırladığı raporda, tıpkı bugün Türk milliyetçiliğini karalamaya çalıştığı gibi Milliyetçi Hareket'in siyasi felsefesini Türk ırkçılığı olarak itham etmiştir. Türkiye'nin resmi ideolojisinin de ırkçı olduğunu iddia eden Başbakan, devletin meşru güçlerinin PKK terörüyle mücadelesini, 'Devletin geleneksel zora ve silaha başvurma' yöntemi olarak tanımlamış ve bu yöntemin iflas ettiğini söylemiştir."
Başbakan Erdoğan'a yönelik eleştirilerini sürdüren Bahçeli, "Bizzat kendisi söz konusu raporunda fren tutmayarak, PKK terörü kadar devlet terörünün de kınanması gerektiğini dile getirmiştir. Bu zihniyet için devlet ile bölücü terör örgütü PKK terazinin iki eşit kefesinde olup, esasen aralarında hiçbir fark yoktur" dedi.
2015'de AK Parti yok
[PAGE]2015'de AK Parti yok
Başbakan Erdoğan'ın "mevcut rejimi yıkarak başkanlık sistemini, bölücülerle birlikte getirme amacının çok tehlikeli sonuçlara yol açacağı" iddiasında bulunan Bahçeli, demokratik tepkilerini her platformda göstereceklerini ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun dağılmaması için üzerlerine ne düşüyorsa yapacaklarını bildirdi.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bahçeli, bir soru üzerine şunları kaydetti:
"Sayın Başbakan gün belirlemekte gün hakkında söz söyleyenleri oyalamakta mahir bir şahsiyet. İnandırıcılığı güvenilirliği kalmamıştır.
Onun bütün hesabı, BDP ile işbirliği yaparak 330 rakamını bularak referandum yoluyla, medyanın yakın desteği, okyanus ötesinin sıcak bakışı ile ve yalan dolana dayalı propaganda gücüyle başkanlık sistemini halka kabul ettirmek. Ama halkımız çok sabırlıdır soğukkanlıdır ve vicdani sorumluluk içerisinde bir değerlendirme yapacaktır."
Mahalli idareler seçiminde AK Parti'nin gerileyeceğini ve önemli oy kaybına düşeceğini savunan Bahçeli, şunları da kaydetti:
"Cumhurbaşkanlığı veya kendisinin arzuladığı şekliyle demokratik padişahlık olan başkanlık sistemini ve devlet başkanı olma hayalini suya düşürecektir ve 2015 yılında AKP denen bir siyasi partiden eser kalmayacaktır. Buna milletimizi inandırmak, bu yoğun propaganda karşısında milletimizin iradesini geliştirmek ve bağımlılıktan kurtarmak hepimizin üzerine düşen görev.
Türkiye'nin gündemini basın müessesesi belirlemeli, kişilerin veya kurumların ortaya koymuş olduğu görüşlerin hangilerinin gündem oluşabileceği kararını basın vermeli ve Türk milletini doğru bilgilerle aydınlatmalıdır. Tercihi de millet iradesine bırakmalı ve o iradeyi de saygı duymalıdır.
Sabahtan akşama kadar, 'sabahleyin uyandı bir bardak suyunu içti, 30 dakikalık yürüyüşünü yaptı' Dünden kalma programları parça parça ayırarak 24 saati Recep Tayyip Erdoğan'la doldurmanın hiçbir basın patronuna bir fayda getirmeyeceğini de buradan ifade etmek istiyorum."
Bahçeli, konuşmasını, "Millet iradesi, bugünkü siyasi iktidardan bu milleti kurtardığı gün esas tarihi sorgulama yüzleşme ve hesap sorma o gün başlayacaktır. Bunun muhatabı Recep Tayyip Erdoğan, yandaşları ve kendisine faydalanmak için destek veren aldatmacılar olacaktır. Cenab-ı Allah bunu bize nasip ederse Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'yi terk etmediği takdirde hesabını mutlaka verecektir" ifadesiyle tamamladı.