Cafer Kurt'un All-Rubbean mücadelesi...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

TRABZON'DAN / Yusuf BALTACI

trabzon@dunya.com

Cafer Kurt, Trabzon'un genç, başarılı ve gelecek vizyonu olan bir işadamı...

Yüzün üzerinde üyesi bulunan Trabzon Genç İşadamları Derneğini'n de başkanı...

Bu genç işadamı ve başkanı olduğu derneğin 105 üyesi, Trabzon'un geleceğini ağırlıklı olarak turizmde görüyor ve bu alanlarda Trabzon'da yatırım ve faaliyetlerde bulunmak amacı ile 50 milyon dolar sermaye ile kendi şirketlerini kuruyorlar...

İlk hedefleri Özel İdare'nin Yalıncak beldesinde otel inşaatı için ihaleye açtığı arazi üzerinde dünyada 7 bin 500 otele sahip Ramada markası ile ama kendi öz sermayeleri ile beş yıldızlı otel yatırımı ile başlamak..

Ancak ihaleyi All-Rubbean Grubu kazanıyor....

"Arap yatırımcıları bölgemize çekmek için gerçekten de Arap yatırımcıya ihtiyaç var mıydı? İhaleyi alabilmemiz için bizim de bir Arap ortağımızın mı olması gerekir?" diyor Cafer Kurt ve ihalenin meclis onayından geçmemesi gerektiğini ileri sürüyor... Bunun için meşru zeminlerde mücadelelerini yapacaklarını, seslerini Başbakan'a kadar duyuracaklarını ifade ediyor..

İhalenin Arap firmasına, ya da TGİAD AŞ'ye kalması yada kalmaması elbette ki benim üzerinde duracağım veya bu anlamda yorum yapabileceğim bir konu değil. Bu konuyu bu köşeye taşımamın asıl nedeni bu ihale sonucu ile kırılan umutlardır. Cafer Kurt, "Biz Trabzon'un geleceğini turizm alanındaki yatırımlarda görüyoruz. Her ne pahasına olursa olsun bu alandaki yatırımlarımızı sürdüreceğiz" diyorsa da, benim gördüğüm bu dinamik ve gelecek vizyonu olan genç yatırımcılarımızın hevesleri ve de moralleri yara almış gibi...

Topu topu 30 milyon dolarlık bir yatırım için yabancı sermaye denerek All-Rubbean'ın tercih edilmesi ise asıl mesele. Gerçekten çok yazık. Bir tane beş yıldızlı otel değil, bunun gibi üç oteli inşa edecek gücümüz var diyen Cafer Kurt ve arkadaşlarına inanmazsak, bölgeye yatırımlar ille de yabancı olsun mantığı ile devam edecekse daha da yazık demekten başka yapılacak bir şeyde yok sanırım. Çünkü gerçekten giderek daha duyarsız ve etrafımızda olup bitenlere karşı ilgisiz bir topluma doğru hızla yol alıyoruz.

Burada "haydi hayırlısı" diyecek durumda kimse olmaması lazım.

Bölgeye de insanımıza da herkesin sahip çıkması insan olmanın gereğidir.

Öyle "Bize Her Yer Trabzon" demekle olmuyor bu işler.

Cafer Kurt'un dediği gibi, bize her yer Trabzon, ama Trabzon değil.

Dereler üzerinde inşa edilmekte olan HES'lere de, tek doğal koy olan Akyazı koyunun yok olmasına da ses çıkaramayacağız. Böyle gidersek eğer.....