Canlı bombaların rehberi polis kontrolüne takılmış

Canlı bombalara rehberlik eden Yakup Şahin kendisini durduran polislerin şüphelenmesi üzerine "buraları bilmiyorum" diyerek yoluna devam ettiği ortaya çıktı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ankara Tren Garı önündeki terör saldırısını gerçekleştiren iki canlı bombanın, sırt çantalarındaki patlayıcının yanı sıra ellerinde birer tane el bombasıyla olay yerine geldikleri ve patlama anına kadar Ankara'da toplam 45 dakika geçirdikleri tespit edildi.

10 Ekim Cumartesi günü saat 10.04'te Ankara Tren Garı önünde 2 canlı bomba tarafından gerçekleştirilen ve 102 kişinin yaşamını yitirdiği terör saldırısının ardından derinleştirilen soruşturmada, her geçen gün yeni bulgulara ulaşılıyor.

Adana'da trafik kontrolüne takılmış

Saldırıyı gerçekleştirmek üzere Gaziantep'ten yola çıkan iki araç, aralarında belli bir mesafe bırakarak Ankara'ya doğru seyir halindeyken, Adana girişinde trafik polislerinin kontrol noktasına ulaşan öncü aracın sürücüsü Yakup Şahin, arkadaki aracı mesajla uyarmak istedi ancak yazdığı "Sevgilim sana geliyorum" mesajının arkadaki araç sürücüsüne ulaşmadığını düşünmesi üzerine kontrolden geçtikten sonra "U" dönüşü yaptı. Bu arada iki canlı bombayı taşıyan Halil İbrahim Durgun, seyir halindeki bütün araçların durdurulmaması sayesinde trafik kontrolünden geçti. İkinci kez aynı kontrol noktasına gelen Yakup Şahin, kendisini durduran polislerin şüphelenmesi üzerine "buraları bilmiyorum" diyerek yoluna devam etti.

Bir süre sonra tekrar öne geçen Yakup Şahin, yol boyunca belli sürelerle arkadaki araca bilgi verdi. Arkadaki araçta bulunan telefondan atılan bir mesajda, "Bu dünya boş, sevdiklerimiz hep sevdikleriyle cennette buluştular, biz de buluşacağız" ifadelerinin yer aldığı tespit edildi. Yolda yakıt almak için durdukları benzin istasyonunda da araçtan indirilmeyen canlı bombaların ihtiyaçları araçlara getirilerek giderildi.

Bu şekilde Ankara il sınırlarına gelen iki araçtan öncü olanı yoluna devam ederken, diğeri Ankara girişine 30 kilometre kala durarak diğer aracın dönüşünü bekledi. Güzergahın temiz olduğunu belirten Yakup Şahin geri dönerken, canlı bombaları taşıyan Halil İbrahim Durgun, Ankara'ya giriş yaptı. İki canlı bomba, Konya yolu üzerindeki bir AVM'nin hizasındaki ara sokağa giren araçtan indikten sonra bir süre yürüdü. Bu arada ikinci araç da teröristleri bıraktığı noktadan ayrıldı. Daha sonra bir taksiye binen teröristler TBMM yakınlarında araç değiştirdi.

Bindikleri ikinci taksi sürücüsüne Sıhhiye'deki miting alanına gitmek istediklerini ifade eden teröristler, taksi şoförünün yolların kapalı olduğunu belirtmesi üzerine en yakın noktaya gitmek istediklerini söyledi. Ulaştırma kavşağına gelen iki canlı bomba, burada araçtan inip yaya olarak patlama noktasına gitti. Yol boyunca polise yakalanma ihtimaline karşı yanlarında hazır bulundurdukları iki el bombasını da ellerine alan teröristler, yaklaşık 4 dakika 15 saniye içerisinde saldırının gerçekleştiği Gar önüne ulaştı. 

Soruşturmada sona doğru

Canlı bombaların Suriye sınırından yasa dışı geçişinden itibaren patlama anına kadar geçen süreye ilişkin yapılan teknik tespitler, patlama sonrası düzenlenen operasyonlar sonucu elde edilen delillerle şüpheli ifadeleri neticesinde soruşturmanın aydınlatılmasında önemli mesafe katedildi.

Buna göre, patlamanın faillerinden kimlik tespiti yapılan Yunus Emre Alagöz ile kafa ve yüzü tamamen parçalandığı için henüz kimlik tespiti yapılamayan ve yabancı uyruklu olduğu belirtilen ikinci canlı bomba, DAEŞ'in Suriye sınırındaki sözde emirlerinden İlhami Balı tarafından Gaziantep'teki Türk asıllı sözde emir "Ebu Ali" kod adlı Yunus Durmaz'ın yardımcısı Halil İbrahim Durgun'un yardımıyla 10 Ekim tarihinden bir gün önce, akşam saatlerinde Suriye sınırından Türkiye'ye girdi.

Gaziantep'te DAEŞ tarafından hücre evi olarak kullanılan bir adrese gelen iki canlı bombaya, bir süre kaldıkları bu evde bomba yelekleri giydirildi ve iki araçla Ankara'ya doğru yola çıkmaları sağlandı.

İki ayrı araç kullanarak yol güvenliğini kontrol ettiler

Sözde emirlerle yardım eden diğer kişilerin bölgede kaçakçılık yaptığı ve kaçakçılıkta kullanılan yöntemlerle iki canlı bombanın Ankara'ya getirilmesini organize ettikleri belirlendi. Söz konusu iki araç sürücüsüne verilen ve daha önce hiç kullanılmadığı tespit edilen telefon ve hatlar, yola çıktıktan sonra açıldı. Güzergah üzerinde polis kontrolüne takılmaları ya da yakalanmaları durumunda nasıl davranacakları önceden planlandı. Her iki sürücü de trafik kurallarına uymaları ve dikkat çekmemeleri yönünde uyarıldı. 

Canlı bombalar Ankara'da toplam 45 dakika geçirdi

Patlamanın ardından yapılan olay yeri incelemesinde her iki fünyenin de teröristler tarafından ateşlendiği, düzeneğe uzaktan üçüncü bir kişi tarafından müdahale edilmediği belirlendi. 

Yapılan incelemede ilk patlamayı gerçekleştiren teröristin sırt çantasında yaklaşık 4 kilo TNT tipi patlayıcı olduğu, ikinci patlamayı yapan teröristin sırt çantasının ağırlığının ise yaklaşık 5 kilo olduğu ve çanta içerisindeki TNT'lerin, tahrip gücünü artırmak amacıyla arasına çelik bilyelerin yerleştirildiği tespit edildi. 

Her iki canlı bombanın Ankara'ya girdikten sonra patlama anına kadar 45 dakika geçirdikleri de belirlendi.

İkinci aracın fotoğrafına ulaşıldı

AA muhabiri canlı bombaların Ankara'ya getirilişinde kullanılan araçlardan ikincisinin de fotoğrafına ulaştı. Güzergah üzerinde bir benzin istasyonunda durdukları anda çekilen fotoğrafta araçlardan birinin 27 AVH 70 plakalı Citroen marka bir otomobil, diğerinin de İstanbul plakalı gri renkte Ford Focus marka otomobil olduğu görülüyor. Söz konusu araçların Gaziantep'te bir depo ve hücre evi önünde bulunduğu belirtildi.

Saldırıyı gerçekleştiren iki kişinin, üzerlerinde bulunan bombaları kendilerinin patlattığı, üçüncü bir kişinin müdahalesinin bulunmadığı da belirlendi. İki canlı bomba, birbirlerine 35 metre mesafede patlamayı gerçekleştirirken, ellerinde birer adet el bombası bulunduğu da tespit edildi. 

Zanlıların verdiği ifadelerden, canlı bombaların ciddi bir polis uygulaması ve engellemesiyle karşılaşmaları durumunda eylemi gerçekleştirmeyi düşündükleri de ortaya çıktı. 

Öncü aracı kullanan Yakup Şahin'in uyuşturucu bağımlısı olduğu, "El Nusra"ya bağlıyken daha sonra DAEŞ'e katıldığı tespit edildi. Canlı bombaların içinde bulunduğu arkadaki aracı kullanan Halil İbrahim Durgun'un ise firari olduğu belirtildi.