Çelik:Kimseyle pazarlık sözkonusu değil
KOCAELİ - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, çözüm sürecine ilişkin, "Biz bu işi yaparken, bazı şeyleri gözardı etmiyoruz. Türkiye'nin üniter yapısı, asla sorgulanmayacaktır, asla kimseyle pazarlık konusu değildir. Asla kimseyle müzakere söz konusu bile olamaz" dedi.
Kocaeli'deki bir otelde otelde basın mensuplarıyla bir araya gelen Çelik, burada yaptığı konuşmada, terörü sonlandırmanın, sükut ve huzur ortamını tesis etmenin, hükümetin birinci görevi olduğunu söyledi.
Çelik, terör meselesinin sadece Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve hükümetin meselesi olmadığını, bunun, 76 milyonu doğrudan ilgilendiren bir mesele olduğunu vurguladı.
Herkesin bu fitnenin ortadan kaldırılması, ateşin sönmesi için büyük bir çaba içerisinde olması gerektiğine işaret eden Çelik, muhalefetin ve medyanın da bu işte sorumluluğunun olduğunu kaydetti.
Çelik, bu sorunun çözülmesi halinde, 76 milyonun kazanacağını, çözülmediği takdirde de ülke çocuklarının geleceğinin kaybedileceğine dikkati çekerek, "Tahrip etmek, yıkmak, küstürmek, rencide etmek kolaydır ama gönül yapmak zordur. Öldürmek kolaydır, yaşatmak zordur. Biz bu zora talip olduk. Bütün bunları yapıyoruz, bununla ilgili ne kadar meşru, makul, mantıklı vasıta varsa bunlara başvuruyoruz. Fakat birileri şehitlerin kanı üzerinden siyasi rant devşirmeye çalışıyor, başkalarının çocuklarının kanı üzerinden siz ideolojik hesaplarının gerçekleştirmeye çalışırsanız, bu ülkeye yazık edersiniz" diye konuştu.
Çelik, nüfusu 1 milyon 700 bin olan Kocaeli'de, 20-30 kişilik bir grubun Akil İnsanlar Heyeti'ni protesto ettiğini anlatarak, bu protestonun, bütün kente mal edilmeye çalışıldığını belirtti.
Akil insanlar heyetinin, AK Parti'nin "arka bahçesi" olmadığını, heyette yer alan insanların farklı görüşlere sahip insanlardan oluştuğunu ifade eden Çelik, Türkiye'nin akil insanlarının 63 kişiden ibaret olmadığını, bunun bir "temsil" özelliğinin bulunduğunu dile getirdi.
Siz Hülya Koçyiğit'i hangi hakla tehdit ediyorsunuz
Çelik, Akil İnsanlar Heyeti'nin para, şöhret beklemediğini, zaten şöhretli insanlardan oluşan heyettekilerin, herhangi bir para ya da madalya almadıklarını söyledi.
Heyette yer alan isimlerin işini gücünü bırakarak, toplumda, huzura, sükunete, kardeşliğe, kanın akmamasına katkı sunmak için çalıştıklarını vurgulayan Çelik, bir partinin genel başkanın, "bayramlık ağzını açarak", Akil İnsanlar Heyeti'nde yer alan insanlara saldırdığını, bu insanları hedef gösterdiğini, tehdit ettiğini belirtti.
"Böyle bir şey olabilir mi- Siz Hülya Koçyiğit'i hangi hakla tehdit ediyorsunuz" diyen Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Orhan Gencebay katılmamış' Bu kadar güzellik içerisinde, sayın Orhan Gencebay son derece naif, son derece zarif bir insandır. Bu ülkeye mal olmuş bir sanatkar değeri, bu şekilde hırpalamak kime ne kazandıracak. Orhan Gencebay'a bu teklifi ilk yaptığımız gün, 'ben kalp hastasıyım, doktorlar bana asla İstanbul'un dışına seyahat etme diyorlar. Ben buralara gidemem ama İstanbul'da çalışmalara katılırım. Bu ülkenin huzuru adına ne yapmam gerekiyorsa, ben buna hazırım' dedi. Bu durumu Başbakan Erdoğan'a da aktardık. Son olarak beni 2-3 gün önce aradı. 'Eğer mümkünse ben Marmara Bölgesi'nde çalışayım. Yani karayoluyla kısa mesafelerde gidip gelebileceğim yerlere gideyim. Ben uçakla uzak yerlere seyahat edemem. Doktorlarım buna asla müsaade etmiyor' dedi."
İnsanların hastalığını istismar etmek, hangi ahlaka sığar
Çelik, bu detayları Gencebay adına açıklamak istemediğini dile getirerek, kendisinin de Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ı arayarak Gencebay'ın Marmara Bölgesi'ne aktarılmasını istediğini kaydetti.
Orhan Gencebay'ın, kendisinin bu bölgede faydalı olacağını düşündüğünü aktaran Çelik, "Yok Karadeniz'e gitmedi, Samsun'a gitmedi' İnsanların hastalığını bile istismar etmek hangi ahlaka sığar. Bu hoş bir tavır değil. Bu Akil İnsanlar Heyeti, bu toplumun sivil iradesini, sivil gözlem gücünü ortaya koyan, halkın nabzını tutan, haklın yüreğine dokunan, halkın bu konudaki duygularını hükümete iletecek olan, 'bu çözümde bizim de bir katkımız olabilir mi-' çabasında olan insanlardır. Siz hangi hakla bu insanlara hakaret ediyorsunuz" diye konuştu.
Çelik, herkesin, gücü nezdinde bu sürece katkı sunması gerektiğini vurgulayarak, milletin bazı endişelerinin olduğunu, terörden zarar gören, kolunu, bacağını kaybeden insanların yaklaşımlarını da anlayışla karşıladıklarını söyledi.
Üniter yapı, asla kimseyle pazarlık konusu değildir
Terörün kalleş bir tarafının olduğunu, hangi taşın altından çıkacağı belli olmayan terör gruplarıyla mücadele etmenin dünyanın her yerinde zor olduğunu belirten Çelik, dünyanın en büyük istihbarat örgütüne sahip ABD'de de bunun yüzde 100 önlemediğini anlattı.
Çelik, son yaşanan olayları herkesin gördüğünü, terörün, hangi gün kimi vuracağının tahmin edilemeyeceğini dile getirerek, birçok şehit ailesiyle görüştüklerini, ailelerin, "ben yandım başkası yanmasın" dediğini aktardı.
Bu işi yaparken, bazı şeyleri gözardı etmediklerine vurgu yapan Çelik, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin üniter yapısı asla sorgulanmayacaktır, asla kimseyle pazarlık konusu değildir. Asla kimseyle müzakere konusu bile olamaz. Türkiye'nin üniter yapısından taviz vermek, kimsenin aklına gelmemelidir. Bu ülke bir millettir. Farklı etnik unsurlardan oluşan bir millettir. Bizim bir devletimiz var. Türkiye Cumhuriyeti vatanımız, ay yıldızlı bayrağımız, müşterek bayrağımızdır. Bunların hiç birinden asla taviz söz konusu değildir. Bunun aksini düşünmek bile bizim aklımızın köşesinden geçmez. Terörü bitirirken, milli haysiyetimizi ve onurumuzu korumak, bizim namus borcumuzdur. Bunu yapan Bir Başbakana, bir ekibe siz, sabah akşam hainlik ve ihanet içerisinde olmakla itham edeceksiniz. Bu şimdi ara, namusa sığır mı-"
Çelik, çözüm sürecine, vatandaşların yüzde 70'inin destek verdiğini, herkesin sağduyulu davranması gerektiğini kaydetti.
Atatürk'ü kimse günlük politikaların malzemesi yapmasın
Konuşmanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çelik, "Çözüm sürecine karşı olan bir grup, biz Mustafa Kemal'in askerleriyiz', diğer bir grup da 'biz Türkeş'in askerleriyiz' diyor. Bu durumda AK Parti kimin askerleri-" şeklindeki bir soru üzerine, 76 milyon halkın askeri ve hizmetkarı olduklarını, milletin iradesinin emrinde çalıştıklarını anlattı.
"Biz bu sloganlara kilitlenirsek, bir adım ileriye gidemeyiz" diyen Çelik, farklılıklar ve marjinal grupların olabileceğini ifade etti,
Çelik, onlarla da yaşamayı mecbur olduklarını anlatarak, bu ülkenin milli lideri ve ortak paydalarından biri olan Atatürk'ü, kimsenin, ötekileştirmenin bir enstrümanı, darbelerin ilhamı kaynağı haline getirmemesi ve başka insanların hayat tarzı önündeki bir tehdit olarak ileri sürmemesi gerektiğini vurguladı.
Atatürk'e haksızlık yapıldığını belirten Çelik, "Türkiye'de Atatürkçüler var. Eyvallah şapka çıkarılır. Atatürkçü geçinenler var. Bir de maalesef Atatürk'ten geçinenler var. En çirkin olanı budur. Atatürk'ü, kimse günlük politikaların malzemesi yapmasın" dedi.
CHP'nin, "Atatürk'ün partisi" olduklarını söyleyerek, seçime girdiğini ve her seferinde kaybettiğini dile getiren Çelik, "Terör olurken, ülke bölünmüyor da, karakollar basılıyor, bombalar patlıyor, insanlar tedirgin, böyle bir kaotik ortamda ülke bölünmüyor da terör bittiği zaman ülkenin bölüneceğini düşünen bir insan, çok akıllı bir insan olabilir mi- Kaosta memlekette ne olacaksa olur. Huzur ve barışta, memlekete birşey olur mu-" ifadesini kullandı.