CHP gensoru önergesini Meclis'e sundu
CHP Grup Başkanvekili Anadol, İçişleri Bakanı Atalay hakkındaki gensoru önergesini TBMM Başkanlığına sundu
ANKARA - CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, İçişleri Bakanı Beşir Atalay hakkındaki gensoru önergesini TBMM Başkanlığına sunduklarını açıkladı.
Önergede, "demokratik açılım" olarak adlandırılan projenin, dış güçlerin de desteği ile siyasi iktidar tarafından ortaya konulduğu iddia edildi.
"Proje ile nelerin öngörüldüğü, kimlerle hangi pazarlıkların yapıldığı, bu kapsamda kimlere ne sözler verildiği ve nelerin hayata geçirilmesinin planlandığı hakkında TBMM'ye ve kamuoyuna inandırıcı hiç bir açıklama yapılmadığı" ileri sürülen önergede, "Sonucu belli olmayan, amaçları netlik kazanmamış, hiçbir yasal dayanağı oluşturulmamış, ucu açık bir süreç, AKP Hükümeti eliyle Türkiye'ye dayatılmak istenmiştir" görüşüne yer verildi.
Ortaya konulan projenin ilk eş zamanlı fiili adımının, 17 Ekim 2009'da gizli görüşme sonrası atıldığı, 19 Ekim 2009 tarihinde de uygulamaya konulduğu belirtilen önergede, şunlar kaydedildi:
"Mahmur Kampından hareket eden 26 kişilik grup ile Kandil Dağından hareket eden 8 kişilik terör örgütü üyesine, 19 Ekim 2009'da Habur Sınır kapısından Türkiye'ye giriş yaptırılmıştır. Grubun Türkiye'ye ulaşmasından önce, Habur gümrük sahasında mobil mahkeme salonu hazırlanmış, aralarında İçişleri Bakanlığı Müsteşarının da bulunduğu üst düzey kamu görevlilerinin hazır bulunduğu karşılama için bir düzen kurulmuştur. Habur'da yaşanan süreci, siyasi iktidar ile terör örgütü mensuplarının birlikle planladıkları, üzerinde anlaştıkları ve hayata geçirmek üzere eş zamanlı olarak harekete geçtikleri, tartışmasız olarak gözler önüne serilmiştir.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığından özel yetkili savcılar; 34 kişinin 4 saat gibi kısa bir sürede ifadelerini alarak, bunlardan 29'unu serbest bırakmıştır. 5 kişi ise TCK'nın 314. maddesi uyarınca terör örgütüne üye olma suçundan tutuklama talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilmiş, aynı gün bu 5 kişi de serbest bırakılmıştır.
Kandil'den gelen terör örgütü üyelerinden birisinin, 'terör örgütü elebaşının çağrısı üzerine geldiklerini, barış için talepleri olduğunu, kendilerinin barışsever olduklarını' söylediği AA bültenine yansımıştır. TCK'nın etkin pişmanlık başlıklı 221. maddesinin 2. fıkrasında, 'örgüt üyesinin, örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz' hükmüne yer verilmiştir. Kandil'den gelenler mahkemenin hemen ardından yaptığı açıklamalarda, terör örgütünden ayrılmadıklarını ifade etmişlerdir. Habur'da serbest bırakılan terör örgütü üyelerinin, TCK'nin etkin pişmanlık hükümlerinden nasıl yararlandırıldıkları sorusunun yanıtı, yargı üzerinde yapılan ayarı gözler önüne sermektedir."
"Süreç halkın tepkisi nedeniyle başarıya ulaşamadı"
Önergede, "demokratik açılım" sürecinin, müzakere yürüten tarafların anlaşamamasından değil, Habur'da ortaya çıkan görüntünün ardından, halkın tepkisi nedeniyle başarıya ulaşamadığı ifade edildi.
"Demokratik açılım" projesinin kurgusunun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Atalay tarafından uygulamaya sokulduğu anlatılan önergede, "Sayın Atalay her seferinde, süreci şeffaf bir şekilde yürüttüklerini söyleme ihtiyacı duymuş, ancak her seferinde de eski bir milletvekilinin itirafında olduğu gibi, devleti taahhüt altına sokan gizli görüşmeler içinde bulunduğu ortaya çıkmıştır" denildi.
Önergede, 19 Ekim 2009'da ortaya çıkan kurgunun, 17 Ekim 2009'da Atatürk Orman Çiftliğinde Beşir Atalay tarafından müzakere edildiği ileri sürülerek, şu görüşlere yer verildi:
"Hukuk devletlerinde Bakanlar, terör örgütünü muhatap alan, yasal olmayan taahhütler içeren gizli görüşmeler yapamazlar. Hukuk devletlerinde herkes için ayrı ayrı yargı düzeni kurulamaz. Demokratik açılım diye adlandırılan proje kapsamında, terör örgütü mensuplarının yargı sürecini etkileyen, bu konuda özel yargılama düzeni sağlamak için devletin olanaklarını seferber eden, terör örgütü mensuplarının tutuklanmaması için hukuku çiğneyip, yargıyı yönlendiren pazarlıkları yapan, bu amaçla gizli müzakereler yürüten Bakan Atalay hakkında gensoru açılmasını arz ve teklif ederiz."