CHP İstanbul İl Başkanı İlseven
CHP MYK Toplantısında İstanbul İl Başkanlığına Nebil İlseven'in gelmesine karar verildi.
ANKARA - CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil, CHP İstanbul İl Başkanlığına Nebil İlseven'in getirildiğini açıkladı.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Tamaylıgil, toplantının ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Tamaylıgil, geçen hafta CHP Merkez Yönetim Kurulunca bir tavsiye kararı alındığını ve 10 Ocak 2011 tarihi itibarıyla örgütsel yapının yönetim kademelerinde yer alan partililerin milletvekili adayı olabilmeleri için istifa etmelerinin istendiğini belirtti.
Bu kapsamda yaklaşık 34 il başkanının istifa ettiğini bildiren Tamaylıgil, şöyle dedi:
"Bu süreçte gerçekleşen istifalardan bir tanesi de İstanbul İl Başkanlığı görevini yerine getiren Berhan Şimşek'in istifasıydı. Ondan sonraki süreçte İstanbul bir an önce çalışmalarını ve örgütlenmesini gerçekleştirecek bir sürece başlayacaktır. Bu amaçla da İstanbul İl Başkanlığına Nebil İlseven'in atanması MYK tarafından bugünkü toplantıda kararlaştırılmıştır."
CHP'nin vicdani kantarı
CHP Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Bihlun Tamaylıgil, "CHP'nin vicdan kantarı doğruluk, dürüstlük, kul hakkı korkusundan oluşur. Ama bu kantar ne Adalet ve Kalkınma Partisi'ni ne de onun uygulamalarını ne de İçişleri Bakanının ortaya koyduğu tercihleri tartar" dedi.
Tamaylıgil, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında gerçekleşen Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısının ardından yaptığı açıklamalara, "10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü"nü kutlayarak başladı.
"Gönül isterdi ki elinden kalemi alınan, mikrofonu alınan, programları yasaklanan, cezaevlerinde kalmak zorunda kalan değerli gazeteciler aramızda olsalardı" diyen Tamaylıgil, CHP iktidarında, gazetecilerin ellerinden alınan haklarının geri verileceğini söyledi.
Son günlerin en önemli gündem maddelerinden birinin yargıdaki gelişmeler olduğunu ifade eden Tamaylıgil, bu konuda AK Parti'nin çelişkiler içinde olduğunu savundu.
TBMM Adalet Komisyonunda 2007 yılından bu yana bekleyen "Yargıtayda daire sayılarının azaltılmasına ilişkin" bir teklif bulunduğunu hatırlatan Tamaylıgil, Yargıtayın iş yükünün sorgulandığı günlerde bu teklifin varlığının AK Parti'nin içinde bulunduğu çelişkileri açıkça ortaya koyduğunu iddia etti.
İktidarın, Yargıtayda dosyaların sonuca bağlanması sürecinin uzaması eleştirisinde bulunduğunu kaydeden Tamaylıgil, "Önemli bir dava var diye Silivri'de özel bir mahkeme kurup, ayrı dava götüren, çadır mahkemesi kurarak hızlı yargılama sağlayan iktidar, bugün gündemimizde var olan ve uzun yıllardır süren domuz bağı failleri için özel yargılamayı neden düşünmedi? Bu konuda eksiklik varsa, AKP uygulamalarıyla ortaya koyduğu yasama süreciyle sınıfta kalmıştır" diye konuştu.
Kars'taki İnsanlık Anıtı'nın yıkılmasına ilişkin tartışmalara da değinen Tamaylıgil, burada sanata, sanatçıya, kültüre, felsefeye ve onun içerisinde var olan değerlere karşı olumsuz bir bakış açısı olduğunu ileri sürdü. Tamaylıgil, şunları söyledi:
"Tükürürüm bu sanata düşüncesinin devamı olan düşünceyi yadırgamıyoruz. Sanata, sanatçıya ve özellikle insanlığa hizmete böyle yasakçı bir zihniyetle bakmanın ne derece abes olduğunun altını çizmek gerekiyor. Bu aslında Hitler'in kitapları yaktığı günlerin de bir hatırlatıcısı. Yasaklar bir ülkede demokrasiyi, barışı, insan haklarını yaşanır hale getirmez. İleri demokrasi bu demek değildir."
Toplantıda, ekonomik verilerin değerlendirildiğini aktaran Tamaylıgil, AK Parti'nin toplumu yoksulluğa mahkum ettiğini ileri sürdü.
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Tamaylıgil, istifa etmeyen il başkanlarının görevden alınıp alınmayacağına ilişkin soru üzerine, MYK'nın böyle bir kararı bulunmadığını bildirdi.
Elazığ belediyesi ile ilgili dosya
Bir başka soru üzerine DSP Genel Başkanı Masum Türker'in Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun Anayasa'nın geçici 16. maddesi uyarınca genel seçimlere katılamamasının söz konusu olabileceği yönündeki iddiasını da değerlendiren Tamaylıgil, bu madde ve ona ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararının dikkatle incelenmesi halinde maddenin bugünü etkileyecek bir nitelik taşımadığının görüleceğini belirtti. Bir siyasetçinin anayasasında ne demek istendiğini çok iyi bilmesi gerektiğini vurgulayan Tamaylıgil, böyle bir tartışmayı gündeme getirmenin gereksiz bir yaklaşım olduğunu ifade etti.
CHP Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Tamaylıgil, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın CHP'ye yönelik "ucuz hafiyelik yapıyor" yönünde sözleri olduğu ifade edilerek, değerlendirmesinin sorulması üzerine ise şunları kaydetti:
"Ben Sayın İçişleri Bakanına bir soru sormak istiyorum. Elazığ Belediyesi ile ilgili gelişmeler. İlgili müfettişin raporu ve İçişleri Bakanlığına gelişi ve sonraki uygulamalarda İçişleri Bakanı ne yapmıştır. Danıştay kararı olmadan bir yargılama sürecinin önü açılmış mıdır? Eğer bu rapor ve soruşturma ile ilgili istek İçişleri Bakanlığında tutuldu ise Kayseri örneğinde olduğu gibi Sayın İçiişleri Bakanlığı hangi devlet adamlığında, hangi uygulamalardaki hakkaniyetten bahsetmektedir. Önce şu Elazığ Belediyesi ile ilgili dosyanın yaşadığı sürecin hesabını versin.
Şu unutulmamalıdır CHP'nin vicdan kantarı doğruluk, dürüstlük, kul hakkı korkusundan oluşur. Ama bu kantar ne Adalet ve Kalkınma Partisi'ni ne de onun uygulamalarını ne de İçişleri Bakanının ortaya koyduğu tercihleri tartar."
Kurtlar vadisi senaryosu
Bihlun Tamaylıgil, AK Parti Milletvekili Avni Doğan'ın "derin devlete" ilişkin sözlerini nasıl değerlendirdiği sorusunu yanıtlarken ise "Kendi partisi bile değerlendirmelerini doğru bulmayan bir kişinin değerlendirmelerine baktığım zaman aklıma şu aklıma geliyor, hükümetin mensupları ve milletvekilleri sanırım bu son zamanda çok fazla dizileri seyrediyorlar. Bu açıklamayı ortaya çıkaran arkadaşımız da sanırım Kurtlar Vadisi dizisinin yakından seyrediyor ve onun senaryosundan etkilenerek, yorumlar ortaya koyuyor" dedi.
AK Parti'nin kendi devlet yapılanmasını uygulamalarıyla açığa çıkardığını ileri süren Tamaylıgil, "Kim, hangi baskıcı ve hangi kendi hedeflerinde bir devlet yapılanımı içine giriyor? Bu açıktır, ama bu tür tanımlar içerisinde olan arkadaşımız için de diziyi seyretsin, ama hayatında kendini onun içinde bir role kaptırmasın diyorum" diye konuştu.