CHP'den Silivri raporuna muhalefet şerhi
Silivri Kompleksi içinde yer alan cezaevlerinde yaptığı incelemeye ilişkin raporuna şerh koydu
ANKARA - CHP, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde görev yapan "Her Türlü Şiddet, İşkence ve Kötü Muamelenin Önlenmesiyle Ceza ve Tutukevleri İnceleme Daimi Alt Komisyonunun" Silivri Kompleksi içinde yer alan cezaevlerinde yaptığı incelemeye ilişkin raporuna şerh koydu.
Komisyon üyesi, CHP Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir, Ergenekon İddianamesini hazırlayan Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'e, "Bundan tam bin 300 yıl önce yaşanmış Kerbela vakasını da iddianameye koysun ve Hazreti Hüseyin'in katilini bulsun. Böylece İslam alemine de hizmet etmiş olur" diye konuştu.
Özdemir, komisyonun bugünkü toplantısı öncesinde, gazetecilere muhalefet şerhini açıkladı.
Alt komisyonun hazırladığı raporun objektiflikten uzak ve eksik olduğunu ifade eden Özdemir, Ergenekon davası kapsamında tutuklananlarla yaptıkları görüşmelere ilişkin bant kayıtlarının hala çözülüp alt komisyon üyelerine dağıtılmadığını bildirdi.
Özdemir, Ergekenon davası kapsamında Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan kişilerin, Anayasaya ve yasalara aykırı bir şekilde hükümlülerle birlikte kaldığını söyledi. Tutuklu ve hükümlülerin cezaevinde ayrı ayrı tutulması gerektiğine işaret eden Özdemir, burada kalan tutukluların da hükümlüler gibi haftada sadece bir defa, 10 dakika telefonla görüşmelerine izin verildiğini ifade etti.
Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunanların kaldıkları koğuşların 24 saat kamerayla izlendiğini kaydeden Özdemir, cezaevi yönetiminin "kamera kayıtları yasal mıdır?" sorusuna, doyurucu bir cevap veremediğini belirtti. CHP'li Özdemir, "Bu insanların, tuvalet ve banyoya giriş ve çıkışları dahil, her şeyi 24 saat izleniyor" dedi.
Özdemir, bu konuyu TBMM Genel Kurulunda yaptığı gündemdışı konuşmada da dile getirdiğini ve Genel Kurulda bulunan Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in, rapor önüne geldiği zaman gereğini yapacağını söylediğini anlattı.
"Siyasal sorumluların hesap vermesi gerekiyor"
Kamerayla 24 saat izlenmenin psikolojik işkence olduğu tespitinin raporda yer alması gerektiğini dile getiren Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Adalet Bakanının yaşamı 1 ay süreyle, 24 saat kamerayla kaydedilmeli. Susurluk, Sivas, Maraş olayları, Uğur Mumcu'nun öldürülmesi, arkasından Danıştay davası olmak üzere, yakın tarihimizde olan ne varsa hepsi Ergenekon iddianamesine konuldu. Bu olayın boyutu KKTC'ye, Rauf Denktaş'a kadar uzandı. Ben iddianameyi hazırlayan savcıya bir öneride bulunuyorum: Bundan tam 1300 yıl önce yaşanmış, Kerbela vakasını da bu iddianameye koysun ve Hazreti Hüseyin'in katilini bulsun. Böylece İslam alemine de hizmet etmiş olur.
İnsanlar tuvalete ve banyoya, uygun olmayan vaziyette, yarı çıplak girebilirler. Bunlar kamerayla kaydediliyor. Bu kayıtların yarın kimlere servis edileceği ve kimler tarafından kullanılacağı, oradaki insanları endişelendiriyor. Diğer cezaevlerinde bu uygulama yok. Bu uygulamayı bir yıldan bu tarafa bu insanlara reva gören cezaevi idaresinin ve siyasal sorumluların mutlaka hesap vermesi gerekiyor."
CHP'li Özdemir, Ergenekon Davası kapsamında Silivri Cezaevinde tutuklu bulunan Atilla Uğur'un, komisyonlarına sunulmak üzere kendilerine dilekçe verdiğini söyledi.
Uğur'un, dilekçesinde, "Gözaltına alındığı günlerde bir emniyet müdürü ve Savcı Zekeriya Öz'ün kendisine, 'Hurşit Tolon ve Şener Eruygur hakkında bize bir şeyler söyle seni serbest bırakalım' dediğini" ifade eden Özdemir, "Eğer bu iddia doğruysa, Ergenekon iddianamesinin karalama kampanyası ve safsatadan öte bir şey olmadığı ortaya çıkar" dedi.