CHP'li vekillerden Ergenekon bildirgesi
CHP Milletvekilleri Süheyl Batum, Dilek Akagün Yılmaz, Birgül Ayman Güler, Şevki Kulkuloğlu, Gürkut Acar ve Nur Serter "Uyanışa Çağrı" başlıklı ortak bir bildiri yayımladı.
ANKARA – CHP Milletvekilleri Süheyl Batum, Dilek Akagün Yılmaz, Birgül Ayman Güler, Şevki Kulkuloğlu, Gürkut Acar ve Nur Serter "Uyanışa Çağrı" başlıklı ortak bir bildiri yayımladı. Bildiride, "Silivri mahkemesinin kararlarını tanımıyoruz çünkü her şeyden önce mahkûmiyet kararları veren mahkemenin kendisi hukuken yok hükmündedir" denildi.
CHP'li altı milletvekili yayımladıkları ortak bildiride, mahkeme tarafından karara bağlanan Ergenekon Davası'nda, hukukun tüm ilkelerinin çiğnendiği, sahte dijital delillerin davanın esası olduğu, savunma hakkının yok edildiği, Danıştay cinayeti sanıkları aklanırken elinde kaleminden başka bir şeyi olmayan aydınların mahkûm edildikleri ifade edildi. Bildiride, "Bizler, Türk Milletinin milletvekilleri olarak teröristleri tanık diye kabul eden, canileri beraat ettiren, yurtsever aydın ve komutanları ise dayanaksız biçimde mahkûm eden Silivri mahkemesinin kararlarını tanımıyoruz çünkü her şeyden önce mahkûmiyet kararları veren mahkemenin kendisi hukuken yok hükmündedir. Bu, yalnızca Ergenekon Davası'nın görülmesi için devam ettirilmiş bir Özel Yetkili Mahkeme'dir. Yargının siyasallaşmasının en uç son örneği olan bu mahkemede adeta düşman hukuku uygulanmış, Türk Milleti adına verildiği iddia edilen kararlar Türk Milletinin vicdanını çok ağır bir şekilde yaralamıştır" denildi.
AK Parti iktidarının güvenlik güçleri eliyle yalnızca duruşma salonunu değil yolları ve tarlaları kuşatma altına alarak, duruşmanın aleniyetini ortadan kaldırdığı savunulan bildiride, duruşmayı izleme yasağının, anayasal seyahat hakkının açıktan açığa gasp edilmesine ve ülke genelinde fiili sıkıyönetim ilanına dönüştüğü belirtildi.
İktidarın hiçbir tehdidine boyun eğmeyeceğiz
İktidarın şimdi de anti-demokratik uygulamalarına karşı direnen, boyun eğmeyen her kesimi "intikam yargılamalarına" dâhil etmeye çalıştığı ve hedef tahtasına da CHP'yi yerleştirdiği ileri sürülen bildiride şunlar kaydedildi:
"Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 'Ergenekon Davası'nda verilen kararın meşruiyeti yoktur' diyen Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nu 'beğenmediğin mahkemelerin huzuruna çıkmak durumunda kalabilirsin' diyerek tehdit edebilmektedir. Mehmet Ali Şahin, yalannamelerle mahkûm ettikleri milletvekillerimizin 'CHP'den ihraç edilmesi gerektiğini' söyleyebilmektedir. Gericiliğe, din istismarına, rantçılığa, baskı ve zulme karşı başkaldıran Gezi direnişinde, daha fazla gencin katledilmesini ve yaralanmasını önlemek için saldırılara kalkan olan milletvekillerine soruşturma açılmaktadır. Bütün bu tehditler, hak-hukuk, demokrasi-sandık çığlıkları içinden yükselen faşist diktatörlüğün ayak seslerinden başka bir şey değildir. Özü ve yönü açığa çıkmış olan bu iktidarın hiçbir tehdidine boyun eğmeyeceğimizi, faşizme geçit vermeyeceğimizi ilan ediyoruz."
Karanlık Anayasa oyunu
Bildiride, AK Parti'nin yasamayı adeta askıya aldığı, yargıyı emrine çektiği ve basın-yayın kurumlarını felç ettiği ifade edilerek, şöyle devam edildi:
"Şimdi, ana muhalefet partisi başta olmak üzere tüm yasal siyasal yapıları tehdit etmektedir. Böyle bir iktidar, üstelik PKK ile müzakereler temelinde iş görerek, anayasa yapmaya çalışmaktadır. AKP'nin 'Demokratik Anayasa' yapmak gibi bir niyeti de, bunun için açık ve demokratik bir toplumsal uzlaşma sağlama şansı da yoktur. 'Mazlum AKP' maskesi düşmüş, sinsi gerçek ortaya çıkmıştır. Bize düşen görevin, ülkemizi tehdit eden karanlık Anayasa oyununu halkımızın ve dünya kamuoyunun gözleri önüne sermek olduğu inancındayız."