Çiçek yakındı!

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, TBMM Üyeliği Kanunu Teklifi sonrasında yöneltilen eleştirileri cevaplandırdı. Çiçek'in açıklamasından kısa süre sonra TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, TBMM Üyeliği Kanunu Teklifi kabul edildi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME


ANKARA - TBMM Başkanı Cemil Çiçek, TBMM Üyeliği Kanunu Teklifi ile kanunların önünde, arkasında, geçici maddesinde düzenlenmiş olan hükümleri derli toplu bir yasa içerisinde bir araya getirdiklerini belirterek, "Bunu yaparken de yeni bir şey getiriyor değiliz" dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Karaman Milletvekili Lütfi Elvan'ın başkanlığında toplandı.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, AK Parti, CHP, MHP ve BDP grup başkanvekillerinin imzasını taşıyan TBMM Üyeliği Kanunu Teklifi üzerinde yaptığı konuşmada sözlerine, teklifi veren grup başkanvekillerine teşekkür ederek başladı.

Teklifin gündeme geldiği andan itibaren, TBMM'ye, milletvekiline karşı haksız bazı değerlendirmelerin olduğunu belirterek, "Vatandaşa doğru bilgi vermek, bu kanun ne getiriyor ne götürüyor- Algılamayla, dedikoduyla, yanlış örneklere dayanarak konuyu saptırmak yerine, teklifin ne getirdiğini paylaşmak istiyorum. Ümit ederim basın mensupları da açıklamaları bu çerçevede değerlendirme konusu yaparlar" dedi.

Çiçek, 22 maddelik teklifin, amaç ve kapsamı içeren 1. ve 2. maddesi ile yürürlük ve yürütmeyi kapsayan son 2 maddenin çıkarılmasıyla aslında 18 maddeden oluştuğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"18 madde neyi getiriyor- Kamuoyuna bakarsanız, 'milletvekillerinin maaşları artıyor, hem de ucu açık artıyor, akla hayale gelen gelmeyen ne kadar harcamaları varsa, ne yapacaksa, bu kanunla milletvekilleri bunları bir yasal zemine oluşturuyor' tarzında son derece yanıltıcı ve hiç bir doğruluk yanı olmayan yayın 1-2 günden beri sürdürülüyor. Teklifin esas amacı, milletvekilliği statüsüdür. Kamuda çalışan çok değişik kesimlerimiz var. Bunların bir kısmı memur statüsündedir ve 657 sayılı Kanun'a tabidir. Silahlı Kuvvetler mensubu ise onların özel bir yasası vardır. Hakim ve savcı ise yargı mensubu olarak hizmet veriyorsa, 2802 sayılı Hakim ve Savcılar Kanunu vardır. İşçi statüsünde çalışıyorsa İş Kanunu var. Güvenlik personeli ise bu alanı düzenleyen özel kanunları var ama milletvekillerine gelince, milletvekilinin ne olduğu belli değil. Biz diyoruz ki 'biz de kamu hizmeti yapıyoruz."

"Mülki amirlerinin insafına bağlı"

Cemil Çiçek, eski ve yeni milletvekillerinin 19 Mayıs törenlerinde nerede duracağının, mülki idare amirlerinin inisiyatifi ve insafına bağlı olduğunu söyledi.

Kamuda görevli en az yetkiyi kullanan şube müdürünün bile platformda yerinin belli olduğunu ama yıllardır memlekete hizmet etmiş milletvekilleri, bakanlar ve Meclis başkanlarının yerinin belli olmadığını ifade eden Çiçek, eski Meclis Başkanı 19 Mayıs için stadyuma gittiğinde nerede duracağının belli olmadığını söyledi.

Milletvekillerinin, kendilerine mahsus özel bir yasası olmadığı için değişik kanunların arasına sıkıştırılmış düzenlemelerle darmadağınık bir vaziyette görevini sürdürdüğünü kaydeden Çiçek, "Bizler istedik ki o kanunların önünde, arkasında, geçici maddesinde düzenlenmiş olan bu hükümleri derli toplu bir yasa içerisinde bir araya getirelim. Bunu yaparken de yeni bir şey getiriyor değil" dedi.

Çiçek, teklifin bir çok maddesinin yürürlükteki mevzuatın teklife aktarılmasından ibaret olduğunu, yeni bir şey getirmedikleri yineleyerek, fiilen uygulamada ne varsa onları bir çatı altında toplamaya çalıştıklarını kaydetti. Teklifin 11. maddesinde protokolü düzenlediklerini ifade eden Çiçek, şunları kaydetti:

"Bu kadar sene memlekete hizmet etmiş milletvekili, bakan ve meclis başkanı olarak... Protokolün neresinde duracak, mülki idare amirlerinin inisiyatifine bırakılamaz. 12. madde ise diplomatik pasaport konusudur. Öyle bir takdim yapılıyor ki bu kanunla kamuda hiç olmayan bir ayrıcalığı milletvekillerine sağlamış gibi gözüküyoruz. Konu öyle değil. Eğer bu bilinmeden yazılıyorsa, bir dereceye kadar anlarım ama bilinerek yazılıyorsa Parlamento ve milletvekilliği düşmanlığının kime ne faydası var, bunu da anlamak lazım gelir. Büyükelçi olarak hizmet etmiş birisi emekliye ayrıldığında diplomatik pasaportunu kullanmaya ediyor. Yani şunu mu demek istiyoruz- Bu memlekette canını dişine takarak Türkiye'nin gelişmesine katkı sağlamış, gece yarılarına kadar çalışan bir milletvekilinin, diplomat kadar değeri yok mudur bu ülkede- Orada olunca kimsenin sesi çıkmıyor ama bu tarafta milletvekili söz konusu olunca devlete bir yük geliyor, devletin kasasından para çıkıyormuşcasına, bir ayrıcalıktır edebiyatı tutturulmuş gidiyor.

Bu ülkede makam sahibi olan her kamu görevlisinin temsil ödeneği var, kaymakamın, valinin, daire başkanının, bakanların, genel müdürlerin temsil ödeneği vardır ama bu kadar yük çeken milletvekilini temsil ödeneği yok. Bu, ucu açık örtülü ödenek değil, bunun kriteri ve devlette olan uygulamaları var. Devlette uygulanmayan hiç bir şey buraya getirilmiş değil."

"Analık izni diye bir izin yok"

TBMM Başkanı Çiçek, bu düzenlemede eksiklik olduğunu belirterek, İçtüzük'te, Meclis Başkanı'nın erkek olması halinde kıyafetinin ne olacağının belli olduğunu, ancak kadın olması halinde nasıl bir kıyafet giyeceğinin belli olmadığını söyledi.

İçtüzük hazırlanırken, kadın milletvekillerini hiç hesaba katılmadığını ifade eden Çiçek, "Milletvekili seçildiğinde doğum yapabileceği kimsenin aklına gelmemiş, analık izni diye bir izin yok ama devletin bütün kurumlarında analık izni var. Kamuda çalışanlara 4 hafta izin verilirken, bize 30 hafta verilsin demiyoruz. Kamuda olanı buraya getirip koyalım" dedi.

Cemil Çiçek, milletvekilinin tabldotundan tutun attığı her adımın eleştirildiğini ifade ederek, "Sanki Başbakanlıkta çıkan tabldotun fiyatı çok pahalı da Meclis'in ki çok ucuz. 'Meclis'te çorba 50 kuruş' diye manşetler atılıveriyor. Sanki yedi ceddimiz burada sabah akşam çorba içiyor, 20 ton et yiyor, 50 ton bilmem ne şunu yiyor. Meclis'i ve siyaseti bu kadar karikatürize etmenin anlamı yok. Burada her gün 3-4 bin kişiye yemek çıkarıyoruz" diye konuştu.

Meclis'in çevresindeki binaların çoğunun kamu lojmanları olduğunu belirten Çiçek, valiler ve kaymakamların köşke benzer binalarda oturduğunu, mobilyalarına varancıya kadar her şeyi devletin aldığını bildirdi. Çiçek, "Ama milletvekili lojmanda oturduğu zaman Türkiye'de kıyamet kopuyor, belediye başkanı lojmanda oturduğu zaman kıyamet kopuyor. Bu seçilmişlere bu kadar düşmanlığı anlamak mümkün değil. Çok şükür lojmandan çıktık kurtulduk. Biz çıktık kurtulduk ama şu anda devlette 250 binden fazla lojman var. Eğer lojmanda oturmak bir hata ise bunun herkes için olması gerekir. Ama her türlü, sıkıntıyı kahrı çeken milletvekillerine karış böylesine bir tarafgir tutumun doğru olmadığını söylemek istiyorum. Bu noktada bizim de hatamız var. Yaptığımız işi yanlış olarak kabul ederek değerlendirme yapmayı da doğru bulmam, siz doğru bir iş yapıyorsunuz" dedi.

"Ama o 20 yıl kamuda hizmet ediyor"

Çiçek, yanında oturan TBMM Genel Sekreteri İrfan Neziroğlu ile kendisini koruyan polisin tabi olduğu bir statü olduğunu ancak kendisinin olmadığını söyledi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Elvan da dün kendisini arayan basın mensubuna, "Genel müdürün temsil ağırlama gideri varken milletvekilinin neden olmasın-" dediğini söyledi. Gazetecinin kendisine, "Ama o 20 yıl kamuda hizmet ediyor, siz sadece 3-4 yıl milletvekilliği yapıyorsunuz" dediğini anlatan Elvan, böyle bir bakış açısı olamayacağını kaydetti.

Basında yer alan "Altın dağıtacaklar" laflarının spekülatif, milletvekillerini ve demokrasiyi kötülemeye yönelik laflar olduğunu belirten Elvan, "Eğer milletvekilleri, ne kadar güçlü olurlarsa o ülkede demokrasi en kadar güçlü olur" dedi.