Çiftçiye mazotu neden 1,5 liraya vermiyorsun?
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla katıldığı törende hükümetin tarım politikaları eleştirirken, okul sütü projesi konusunda Erdoğan'a cevap verdi.
ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, okullarda süt dağıtıma ilişkin, "Binin üzerinde çocuk hastalanacak, koluna serum takılacak. Hastanelere gidilecek, gözümüze bant çekeceğiz, biz görmeyecekmişiz. Sayın Başbakan eleştirirsek rahatsız oluyor. Eleştiriyoruz ki rahatsız ol diye, eleştiriyoruz ki bu uygulamayı düzelt diye" dedi.
Kılıçdaroğlu, Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) tarafından JW Marriot Otel'de Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla düzenlenen törende, tarımın insanlık tarihi kadar eski ve önemli bir sektör olduğunu söyledi.
Tarımın desteklenmediği hiçbir ülkenin olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, dünyada 3 milyara yakın insanın bu sektörde çalıştığını belirtti.
Son 10 yılda buğday ekiminde 13 milyon dönüm alanlık azalma oldu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasında tarımı desteklemek için bazı yasal düzenlemeler yaptıklarını söylediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Doğrudur, bu yasalardan birisi de Tarım Kanunu'dur. Tarım Kanunu'nun 21. maddesinde diyor ki: Bütçeden ayrılacak kaynak, dolayısıyla tarımın teşviki için milli gelirin yüzde birinden az olamaz. Demek ki milli gelirin her yıl en az yüzde biri tarıma teşvik için ayrılmak zorunda. Bu kanun çıktığı tarihten bu yana hiçbir zaman milli gelirin yüzde biri oranında tarıma destek verilmedi. 2007'den 2010 yılına kadar çiftçinin bu kanun dolayısıyla alacağı 16 milyar lira."
Kılıçdaroğlu, 2002'de çiftçinin 3,5 kilo buğday sattığı zaman bir litre mazot alabildiğini, bugün ise 8 kilo buğday satıp ancak bir litre mazot alabildiğini dile getirdi.
Bu tablonun Türkiye'nin hiçbir yerinde değişmediğini savunan Kılıçdaroğlu, "Benim hükümete bir tavsiyem var. Dinlerlerse de bir gerçeği sağlamış oluruz. Bütün petrol ofisi istasyonlarına bir tabela assınlar 'vergi dairesi' diye. Vergi dairesinin neresi olduğu da ortaya çıksın" dedi.
Son 10 yılda buğday ekiminde 13 milyon dönüm alanlık azalma meydana geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, bunu çiftçinin içinde bulunduğu sıkıntının bir diğer göstergesi olarak nitelendirdi.
Çiftçiye mazotu neden 1,5 liraya vermiyorsun?
Tarım ve hayvancılık sektöründe ithalatın artmasını da eleştirerek, hükümetin yanlış uygulamalarının yerli üretimi sıkıntıya soktuğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, "Biz kendi çiftçimizi değil, Amerikan çiftçisini, Arjantin çiftçisini destekliyoruz; bu gerçeği unutmayın" diye konuştu.
Seçim meydanlarında CHP'nin iktidar olması durumunda mazottaki ÖTV ve KDV'yi kaldıracaklarına ilişkin sözlerini de hatırlatan Kılıçdaroğlu, hükümetin petrolün dışarıdan gelmesi nedeniyle bu öneriyi uygulanabilir bulmadığını anlattı.
1,5 liraya mal edilen mazotun 2,5 liraya çiftçiye verilmesini de eleştiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Neden 1,5 liraya vermiyorsun sen çiftçiye mazotu? 'Efendim hiç kimseye vermiyoruz'. Yatlara veriyorsun ama. Başkalarına veriyorsun çiftçiye gelince vermiyorsun. Çiftçi sabahın köründe kalkar tarlasına gider, üretimini yapar eşiyle çalışır, toprakla haşır neşir olur. Onun emeği var; ona 1,5 liraya vermiyorsun, yatta gezen adama götürüyorsun 1,5 liraya veriyorsun."
Hükümetin her fırsatta çiftçiye destek vereceğini söylediğini, ama bunun gerçeği yansıtmadığını da söyleyen Kılıçdaroğlu, Türkiye'de mazot tüketiminin yılda 13 milyar litre olduğu, çiftçinin kullandığı mazotun miktarının ise 3,5 milyar litre olduğunu ifade etti.
Kılıçdaroğlu, "3,5 milyar litre karşılığında çiftçiden ÖTV ve KDV olarak 9 milyar lira vergi alınıyor. Peki, çiftçiye verilen teşvik ne? 6-7 milyar lira. Sol cebine koyuyor 6 milyar lira, sağ cebinden alıyor 9 milyar lira. Bunun adı da çiftçiye destek oluyor" dedi.
Çiftçi maddi sıkıntılarla boğuşuyor
Türkiye'nin dünyada bir numara olduğu ürünlerde bile fiyat belirleme olanağına sahip olmadığını dile getiren ve bunu hükümetin yanlış tarım politikalarına bağlayan Kılıçdaroğlu, fındığın buna iyi bir örnek olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, "Neden fındık borsası kurmuyorsun? Dünyaya egemen olmuyorsun, fiyatı sen belirlemiyorsun? Çünkü başkaları kızar. Biz Bülent Ecevit'in afyon ekiminde nasıl dik durduğunu, kendi köylüsünü, kendi çiftçisini nasıl desteklediğini çok iyi biliyoruz" şeklinde konuştu.
Hayvancılık sektörünün de aynı sorunlar içinde olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, 1980'de 44 milyon olan Türkiye nüfusunun 2012'de 75 milyona yükseldiğini, 1980'de 40 milyon olan koyun sayısının ise 2012'de 22 milyona düştüğünü, bu tersine gelişimin sektörün desteklenmediğini açıkça ortaya koyduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, hayvancılığa ilişkin diğer verilerin de benzer olduğunu belirterek, canlı hayvan ve et ithalini de eleştirdi.
Tarım sektöründeki özelleştirmelere de değinen Kılıçdaroğlu, bunların işletmelerin kapanmasına yol açacağını, şeker ve tütünde bunun yaşandığını söyledi.
Türkiye'de sulanmayı bekleyen arazilerin de olduğunu, bu alanlar için etkin projelerin üretilemediğini savunan Kılıçdaroğlu, çiftçinin maddi sıkıntılarla boğuştuğunu ve icradaki dosya sayısının her geçen gün artığını da ifade ederek, "Merak mı ediyorsun? Niğde burnumuzun dibinde. Gidin bakın, AKP ilçe başkanına bile icra gelmiş" dedi.
Okul Sütü dağıtımı
Konuşmasında okullardaki süt dağıtımı ve buna bağlı yaşanan gelişmelere de değinen Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın bu konunun polemik konusu yapılmaması gerektiğini söylediğini hatırlattı. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Doğru söylüyor. Doğruya doğru. Okullarda süt dağıtılması gerektiğini söyleyen ilk parti CHP'dir. Niye bunu kabul etmiyorsunuz? Ben bunu seçim meydanlarında söylediğim zaman iktidar kanadı, 'Olur mu efendim o çağ dışı bir şey. Okullarda süt mü dağıtılırmış. Bizim büyük projelerimiz var...' Biz sütü yerel yönetimlerin olduğu belediyelerimizde zaten yapıyoruz. Bizim projelerimiz uluslararası ödül aldı zaten. Bizim eleştirdiğimiz konu; niye süt dağıtıyorsunuz değil, verdiğiniz sütün kalitesinden ötürü ben sizi eleştiriyorum. Bazı çocuklarda rahatsızlık oluyormuş. Doğrudur. Bazı durumlarda rahatsızlık olabilir. Biz bunu anlayışla karşılarız, ama benim merak ettiğim, nasıl oluyor da aynı sınıftaki, aynı okuldaki bütün öğrenciler aynı rahatsızlıktan dert yanıyorlar. Demek ki bir sorun var."
Hasta hayvanlardan sağlıklı ürünler almanın mümkün olamayacağını da vurgulayan Kılıçdaroğlu, süt konusunda yaşanan sıkıntıların bu açıdan da değerlendirilmesi gerektiğine işaret etti.
Kılıçdaroğlu, "Biz bunları söylemeyecek miyiz? Binin üzerinde çocuk hastalanacak, koluna serum takılacak. Hastanelere gidilecek, biz görmeyeceğiz, gözümüze bant çekeceğiz, görmeyeceğiz. Binin üzerinde çocuk hastalandı, hastanelere gitti, biz görmeyecekmişiz. Sayın Başbakan eleştirirsek rahatsız oluyor. Eleştiriyoruz ki rahatsız ol diye, eleştiriyoruz ki bu uygulamayı düzelt diye" dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 7 yıldır okullarda süt dağıttığını, tek bir çocuğun dahi hastalanmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, belediyenin sütü de nakliye dahil 37 kuruşa mal ettiğini, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okullarda dağıtılan sütün maliyetinin ise 53 kuruş olduğunu kaydetti.
Parti olarak çiftçinin, üreticinin, alınteri döken herkesin yanında olduklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Evine ekmek götüren insanı seviyoruz. Sevmediğimiz bir grup adam var, onlar da hortumculardır hiç kimse kusura bakmasın" dedi.
Toplantı salonundaki "Biz üretmezsek Türkiye aç kalır" yazılı afişe de atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, "Onun için üreten elleri öpmek lazım, alınteri döken alnı öpmek lazım" ifadelerini kullandı.
Kadınların tarım sektöründeki yerine de dikkati çeken Kılıçdaroğlu, kadınların özveriyle üretime katkıda bulunduklarını, onların sosyal haklarının iyileştirilmesinin herkesin boynunun borcu olduğunu sözlerine ekledi.