Çin Tahkim Hukuku'na genel bakış
Av.Özge Hakdan ÖZTÜRK
Çin'de bulunan 200 civarında tahkim komisyonu, her yıl yaklaşık olarak 65.000-100.000 arası dosyaya bakmaktadır. Bu komisyonların çoğu 1994 yılında yayınlanan ve 1 Eylül 1995 tarihinde yürürlüğe giren 1995 Tahkim Kanunu ile kurulmuştur. CIETAC (China International Economic and Trade Arbitration Commission) ve CMAC'ın (China Maritime Arbitration Commission) kuruluşu bu kanundan önceye dayanmaktadır. CIETAC 1956 yılında, CMAC ise 1959 yılında kurulmuştur. CIETAC ve CMAC uluslararası tahkim konularında ve özellikle de ticari anlaşmazlıklar ve denizcilikle ilgili anlaşmazlıkların çözümünde rol almaktadırlar.
1994 yılından bu yana CIETAC'ın uluslararası tahkimle ilgili dosya yükü Uluslararası Ticaret Odası Uluslararası Tahkim Mahkemesi'nin dosya yükünü gölgede bırakmıştır. CIETAC dünya genelindeki diğer bütün uluslararası ticari tahkim merkezleri arasında en tepedeki yerini korumaktadır ve uluslararası ticari tahkim alanında uyguladığı kurallar Çin tahkim kurallarını ve uygulamasını şekillendirmiştir.
Diğer tahkim komisyonları ise 1981 yılındaki Ekonomik Sözleşme Kanunu'nun ardından kurulmuştur. Bu komisyonlar özellikle Çinli işletmeler arasındaki ihtilaflar için düzenlenen tahkim kanununa göre kurulmuşlardır. 1995 Tahkim Kanunu yürürlüğe girmeden önce yerel tahkim yargılaması sonunda çıkan bir hüküm nihai değildi ve bu hükümden tatmin olmayan taraf kolaylıkla bu hükmü hiçe sayarak halk mahkemesinde bir hukuk davası açabilirdi. İhtilaf, mahkemede görülmeye başlandığında, tahkim yoluyla önceden verilen hüküm otomatik olarak geçersiz oluyordu. Yerel tahkim kararı, taraflar bu kararı kabul etmedikçe tarafları bağlayıcı olmuyordu ve tahkim anlaşması da tahkim sürecinin başlatılması için gerekli değildi. Hukuki süreci başlatan taraf her ne kadar sözleşme de tahkim kozu olsa dahi tahkime mi gidileceğini yoksa halk mahkemesi önünde mi bu ihtilafın çözüleceğini seçebilirdi.
Bütün bu yukarıda sayılan uygulamalar Tahkim Kanunu'nun yürürlüğe girmesi ile esaslı değişikliğe uğramıştır. İlerleyen yıllarda yerel tahkim komisyonları yeniden yapılanmıştır. Yeni tahkim uygulamasına göre, ticari tahkim halen uluslararası ve yerel tahkim olarak ayrılmakta, her biri farklı kurallarla yönetilmektedir. Bununla birlikte, hem uluslararası hem de yerel tahkim hükümleri nihaidirler ve tarafları bağlar. Hükme itiraz eden taraf hükmüm iptal edilmesi için işlemlerinin başlatılmasını ya da icrai işlemlerle karşı karşıya gelindiğinde hükmün iptali için mahkemeye başvurabilir.
Kanun, yerel ve uluslararası tahkim hükümlerinin icrası ya da iptal edilmesini mahkemenin değerlendirme yetkisi konusunda ayrıma tutmuştur. Tahkim kararlarının nihailiği uluslararası ya da yerel bir tahkim işleminden kaynaklanıp kaynaklanmadığına göre farklı olarak düzenlenmiştir. Daha açık bir şekilde anlatmak gerekirse; bir uluslararası tahkim kararından tatmin olmayan taraf kararın iptali için ya da kararının aksinin uygulanması için mahkemeye ancak belirli şartlar mevcut ise başvurabilir. Bu şartlar ise, usule aykırılık ya da bağlayıcı tahkim sözleşmesinin yokluğudur. Söz konusu bu şartlar 1958 New York Konvansiyonu'ndaki şartlara benzerlik gösterir. Bununla birlikte yerel bir tahkim kararı söz konusu olduğunda, tatmin olmayan tarafın talebi doğrultusunda mahkeme hakemlerin bu kararı verirken hangi gerekçelere dayandıklarını inceler. Örnek vermek gerekirse, kanuna göre talepte bulunan taraf kararın gerçek olmadığını ya da karşı tarafın hükmün açıklığını etkileyecek nitelikte olan delilleri gizlediğini kanıtlamalıdır. Bu düzenleme mahkemeye hakemlerin başvurusunu yeniden gözden geçirme ve olguları değerlendirme fırsatı verir. Delillerin mahkemede tekrar incelenmesi kuralı uluslararası tahkime uygulanamaz.
Kanunda "uluslararası" tahkim kavramı tanımlanmamıştır, onun yerine "yabancılık unsuru içeren" tahkim kavramı kullanılmıştır. Yüksek Halk Mahkemesi'ne göre bir hukuk davasının yabancı unsurlu olduğuna karar verebilmek için;
- Taraflardan en az birinin yabancı uyruklu ya da tamamen uyruksuz bir gerçek ya da tüzel kişi olması
- Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yabancı bir ülkede meydana gelmesi, değişikliğe uğraması ya da sonlanması
- Davanın konusunun yabancı bir ülkede olması gerekmektedir.