Çin ve Japonya'dan ABD'ye ‘borç krizi çözülmeli' uyarısı

ABD'de siyasi taraflar arasındaki borç limiti restleşmesi sürerken bu ülkenin tahvillerini elinde tutan en büyük yabancı alacaklılar olan Pekin ve Tokyo'dan Washington'a temerrüt uyarısı geldi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ABD'nin kamu finansmanını kilitleyen anlaşmazlıkta çözüm yönünde ilerlemenin sağlanamamasıyla ortaya çıkan durum, büyük miktarlarda Amerikan tahviline sahip olan Çin ve Japonya'da kaygı uyandırıyor. Japonya Maliye Bakanı Taro Aso, küresel ekonomiye zarar verecek bir mali krize yol açmaması için ABD'nin soruna hızla çözüm getirmesini istedi.

Aso, dün gazetecilere yaptığı açıklamada, "ABD'nin borçlarını ödeyemeyecek ve kredi notunun birdenbire indirilmesine neden olabilecek bir duruma düşmekten kaçınması gerekiyor. ABD, bunun gerçekleşmesi durumunda mali bir krizin içine düşeceğinin farkında olmalı" dedi. ABD'de bütçe ve borç tavanı konularındaki siyasi anlaşmazlığa ilk kez resmi bir şekilde tepki gösteren Pekin, "zamanın ilerlediğini" söyleyerek, Washington'daki yetkililere Çin'in yatırımlarının güvenliğini garantileme çağrısında bulundu. Japonya'da da Maliye Bakanlığı, borç limiti krizinin döviz piyasaları üzerindeki etkisinden endişe duyduğunu ifade etti. ABD'nin temerrüde düşmesinin, yatırımcıları dolar satmaya iterek, Japon Yeni'nin değerini ani olarak sıçratmasına yol açmasından endişe ediliyor. Merkezi Tokyo'da bulunan Meiji Yasuda Life Insurance Co. baş ekonomisti Yuichi Kodama, "Eğer ABD'de temerrüt oluşursa bunun piyasalardaki etkisi devasa olacaktır. Uzun vadede bazı ülkeler yabancı döviz varlıklarını yeniden düzenleyebilir ve daha dengeli bir portföye geçebilirler" yorumunu yaptı.    

Çin: Mali uçurum ile ilgileniyoruz

Japonya'nın Nikkei gazetesinde yer alan bir haberde, Japon yetkililerin ABD Hazinesi yetkilileriyle önceki gün bazı acil telefon görüşmeleri yaptıkları belirtilmişti. Ancak daha sonra Japon hükümetinden bir yetkili taraflar arasında konuyla ilgili olarak sadece olağan görüşmelerin yapıldığını söyledi. Gazetecilere Çin'in doğal olarak ABD'deki "mali uçurumla" ilgilendiğini söyleyen Çin Maliye Bakanı Zhu Guangyao ise,  borç krizine bir çözüm bulmak ve ülkesinin yatırımlarını korumanın ABD'nin "sorumluluğu" olduğunu belirtti. Zhu önceki gün yaptığı açıklamada, gelişmelerle ilgili olarak Washington ile temas halinde olduklarını belirtti. ABD Hazine Bakanlığı verilerine göre, 31 Temmuz 2013 itibariyle Çin'in elinde 1.28 trilyon dolarlık, Japonya'nın elinde ise 1.14 trilyon dolarlık Amerikan tahvili bulunuyor. ABD'de federal borçlanma limitinin artırılması için 17 Ekim'e kadar uzlaşma sağlanması gerekirken, çözüm yönünde henüz önemli bir ilerleme sağlanamadı.

Avrupa düştü Asya yükseldi

ABD'de yaşanan bütçe restleşmesi ve borç tavanı krizi Avrupa borsalarında düşüşe yol açtı. Alman DAX endeksi yüzde 0.09, Fransız CAC endeksi yüzde 0.38, İngiliz FTSE endeksi yüzde 0.75 geriledi. Asya borsalarında ise alış ağırlıklı bir seyir izlendi. Japonya'da ağustos ayı cari işlemler fazlası, 520 milyar yen olan beklentilerin gerisinde kalarak, 161.5 milyar yen oldu. Cari fazlanın beklentileri karşılamamasının ardından, Nikkei endeksi güne satış ağırlıklı başlamasına rağmen, kapanışa doğru yendeki zayıflama ve gelen tepki alımlarının etkisiyle yükseldi. Endeks yüzde 0.3 artışla 13.894,61 puandan kapandı. Dolar/yen paritesi ise dün yaklaşık iki ayın en düşük seviyesini görürken, dün yüzde 0.4 yükselişle 97.137 seviyesinden işlem gördü. Çin'de HSBC hizmet sektörü Satın alma Yöneticileri Endeksi (PMI) eylülde 52.4 değerini alarak, ağustostaki 52.8'in gerisinde kaldı. Çin'de Şangay bileşik endeksi 1 haftalık uzun tatilin ardından yüzde 1.1 değer kazanarak 2.198,20 puandan sonlandı. Altın Londra'da, yatırımcıların, ABD hükümetinin kapanmasını uzatan siyasi kilitlenmeye ağırlık vermeleri ile birlikte, yaklaşık bir haftanın en yüksek seviyesi yakınında seyrediyor. Spot altın yüzde 0.2 yükselerek 1,325.28 dolara kadar çıktı. 

ABD Başkanı Obama'dan Cumhuriyetçi Parti'ye mesaj

ABD Başkanı Barack Obama, Kongre'nin borç tavanının gelecek hafta yükseltmesi ve kısa süreli bütçenin geçirilmesiyle hükümetin işler hale gelmesini sağladıkları takdirde Cumhuriyetçilerle görüşmeye hazır olduğunu söyledi. Başkan Obama, Federal Acil Durum Yönetimi'ni (FEMA) ziyaretinde yaptığı açıklamada, hükümetin kapanmasına ve gelecek haftaya kadar yükseltilmesi gereken borç tavanına değindi. Amerikan halkının açık ve samimi şekilde hükümetin çalışmasını istediğini belirten Obama, Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner'ı eleştirdi. Boehner'ın "müzakere edebilmek için hükümetin kapalı olması gerektiği" yönündeki sözlerini hatırlatan Obama, hükümetin kepenklerini indirmesini gerektirecek hiçbir nedenin bulunmadığın› vurguladı. Obama, 17 Ekim'e kadar yükseltilmesi gereken borç tavanının ise ülkenin ekonomisi için önem arz ettiğine işaret etti. Obama, "Kongre, Hazine'nin önceden yapılmış olan Kongre harcamalarını ödeyebilmesi için borç tavanını yükseltmesi gerekiyor" dedi. Bu uygulamanın rutin olduğuna dikkati çeken Obama, Ronald Reagan'ın başkanlığından bugüne kadar 40'tan buna benzer hadiseyle karşılaşıldığını anımsattı. Obama, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bütçe görüşmelerinin ortasında bir ekonomik felaket tehdidinde bulunamayız. Bu nedenle Hazine'nin Amerika'nın yaptığı harcamaları ödemesini onaylayın. Bütçeyi geçirin, hükümetin kapalı olmasını sonlandırın, harcamalarımızı ödeyin ve ekonomik tıkanmayı önleyin. Bu gerçekleştiği zaman, Cumhuriyetçilerle tüm konularda oturup görüşmeye hazırım. Daha çok nasıl iş yaratabiliriz? Ekonomiyi nasıl büyütebiliriz? İmalatı nasıl canlandırabiliriz? Çocuklarımızın nasıl birinci sınıf eğitim almasını sağlayabiliriz? Tüm bunlar masada olacak. Sağlık hizmetleri, enerji politikası ve uzun dönem mali durumumuzla ilgili konularda konuşmak için mutluyum." 

ABD halkına göre krizden Cumhuriyetçiler sorumlu

Öte yandan ABD'de, PEW Araştırma Merkezi tarafından yapılan ankete katılanların çoğu hükümetin kapanmasında Cumhuriyetçileri daha suçlu buldu. Cumhuriyetçiler, PEW araştırmasında Demokratlara göre yüzde 38 ile daha çok suçlanan taraf olurken, bu konuda Demokratları sorumlu görenlerin oranı ise yüzde 30 seviyesinde kaldı. Bu konuda iki tarafı da suçlu bulanların oranı yüzde 17, iki tarafı da suçlamayanların oranı ise yüzde 8 oldu. Buna göre, iki tarafı da tutumlarında desteklemeyenler, destekleyenlerden daha fazla çıktı. Pazarlıklar konusunda Cumhuriyetçileri onaylamayanların oranı yüzde 69, Demokratları onaylamayanların oranı ise yüzde 58 oldu.  ABD'de, yönetimde bulunan Demokratlar ile Cumhuriyetçi muhalefet arasında derinleşen geçici bütçe onaylaması krizinin etkileri sürerken, PEW 3-6 Ekim arasında bir araştırma yaptı. 17 yıl aradan sonra yaşanan hükümet kapanması olayı için ankete katılan bin kişiden yüzde 44'ü Cumhuriyetçilerin, sağlık hizmetlerinde değişikliğe gidilmeden bütçeyi onaylaması, yüzde 42'si ise Obama'nın sağlık hizmetleri konusunda Cumhuriyetçilerin istediği değişiklikleri yapması gerektiğini belirtti. Bu oran, Cumhuriyetçi Parti içindeki Çay Partisi hareketi destekçileri arasında yüzde 88'i buldu. Ankete katılan Demokratların yüzde 58'i, sağlık hizmetleri konusundaki değişikliğin tarafların anlaşmasında tek uzlaşma noktası olması halinde bile Obama'nın bu konuda geri adım atmaması gerektiğini savunurken, Cumhuriyetçilerin yüzde 54'ü ise başka anlaşma yolu kalmaması durumunda dahi sağlık hizmetleri konusunda değişiklik yapılmaması halinde Cumhuriyetçilerin geri adım atmaması gerektiğini ifade etti. Ankete göre ayrıca, borçlanma üst limitini aşmanın ülke ekonomisine büyük zarar vermeyeceğini savunanların oranı yüzde 39, ekonomik krizi çözmek için borçlanma limiti aşmanın kesin bir zorunluluk olduğuna inananların oranı ise yüzde 47 olarak gerçekleşti.

tablo-001.jpg