Çin ve Türkiye enerjide ortak hareket edebilir
"Türkiye ve Çin Buluşması: Enerji Gündemi" başlıklı konferansta, iki ülkenin enerjide ortak çalışabileceği belirtildi.
İSTANBUL - Koç Üniversitesi ile Çin'in önde gelen akademik kuruluşlarından Fudan Üniversitesi işbirliğiyle "Türkiye ve Çin Buluşması: Enerji Gündemi" konferansı düzenlendi. Konferansta günümüzün ve geleceğin enerji potansiyelleri hakkında konuşuldu. Konferansta söz alan Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı Xiaoning Wang, Çin'in ekonomik büyümesini sürdürülebilir kılması için
enerji tedarikini güvence altına alması gerektiğini, bu anlamda Türkiye ve Çin'in bir çok ortak noktaya sahip olduğunu belirtti. İstanbul ve Pekin arasında doğrudan uçuşların olduğunu anımsatan Wang, son yıllarda Türkiye ve Çin'in daha da yakınlaştığını aktardı. Çin'in gayri safi milli hasılasının (GSMH) 2020'de 2'ye katlanacağını vurgulayan Xiaoning Wang, bunun Çin'in daha fazla kentleşeceği ve daha fazla sanayileşeceği anlamına geldiğini ifade etti.
Sürdürülebilir büyümede enerji önemli
Çin'in önemli bir ihracatçı ve enerji ithalatçısı olduğuna dikkati çeken Xiaoning Wang, enerji alanında yeni dinamiklerle karşı karşıya olduklarını söyledi. Çin'in ekonomik büyümesini sürdürülebilir kılması için enerji tedarikini güvence altına alması gerektiğine işaret eden Xiaoning Wang, şunları kaydetti: "Bunu eski yöntemlerle yapamayacağımızın farkındayız. Hem iç pazarda hem dış pazarda çoklu bir model içinde bu sürdürülebilirliği güvence altına almalıyız. Bütün bu farklı alanlardaki çalışmaları, iş planlarını, pazar liderleriyle yapacağız. Türkiye ve Çin bu anlamda birçok ortak noktaya sahip. Çin çok hızlı büyüyen bir ekonomi. Türkiye de aynı süreci yaşıyor. İki ülke birbirini hemen hemen sosyal ve ekonomik gelişim açısından her alanda iki yakın ortak olarak konumlandırmış durumda. Biz inanıyoruz ki bu alanlardaki stratejik ortaklık iki ülkenin birlikte çalışabileceği anlamına geliyor. Türkiye doğalgaz ya da petrolde zengin bir ülke değil. Çin'de bir ölçeğe kadar rezervler var, ama yetersiz. Birlikte çok şey başarabileceğimizi düşünüyorum. Özellikle Ar-Ge'de, yeni enerji formları üretmede ortak adımlar atılabileceği belli."
Elektrikli oto Ar-Ge'sinde düğmeye basıldı
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel Altunbaşak, Milli Hidroelektrik Santral Sistemi'nin Geliştirilmesi ve Üretilmesi Projesi hakkında bilgi verdi. TÜBİTAK olarak projeleri belli bir noktaya getirip sonra çekilmek istediklerini vurgulayan Altunbaşak, sözlerine şöyle devam etti: "Bu kaynakları kullanarak, uluslararası partnerlerle, üniversitelerimizle bu işi olgunlaştırdıktan sonra bakanlığımıza, özel sektöre devredilmesi planlanıyoruz. Yakın zamanda elektrikli otomobil konusunda toplantı yaptık. Elektrikli otomobil konusunda Ar-Ge'de düğmeye bastık. O teknolojik kırılıma hazır olmak istiyoruz. Ciddi projeler var. Şu anda satış noktasına gelmiş, hatta özel sektöre devretmeyi düşündüğümüz projeler var. Çünkü şu anda gerçekten inanılabilecek noktaya gelmiş. Bırakın Türkiye'ye, ihraç edilme potansiyeli olanlar var. Birtakım ülkeler de şu anda onları kullanmayı istiyorlar."
Türkiye'deki akarsulardaki suyun bir bölümünün boşuna aktığını belirten Altunbaşak, buralara orta ölçekli hidroelektrik santralleri (HES) kurulduğu zaman aşağı yukarı 20 milyar dolarlık bir gelir elde edileceğini söyledi. Türkiye'deki HES'lerin rehabilitasyona ihtiyacı olduğunu anlatan Altunbaşak, bunun maliyetinin yaklaşık 15 milyar dolar olduğunu dile getirdi.
'Üniversitelerden katkı bekliyoruz'
[PAGE]'Üniversitelerden katkı bekliyoruz'
HES'lerle ilgili bir model geliştirme çalışmasına başladıklarını vurgulayan Altunbaşak, şunları söyledi: "Bütün üniversitelerimizden katkı bekliyoruz. Burada sadece TÜBİTAK'ın, sadece bakanlıkların katkıları olmamalı. TÜBİTAK bu konuda araştırma yapıyor ama diğer yandan destek de veriyor üniversitelere. Geçen sene bin 511 çağrılı projelerimizi açtık ve ilk çıkan birinci konu enerji alanındadır. Geçen sene yayınlanan 22 tane çağrının 12 tanesi enerji alanında çıkmıştı. 2011 yılında güneş enerjisi alanında TÜBİTAK'a 8 proje verilmiştir. Bor teknolojilerinde, kömür teknolojilerinde, elektrikli araçlarda toplamda 266 tane başvuru alındı. Enerji Bakanlığımız ile bir protokolümüz var. Protokolün amacı bunların her birini Türkiye'ye milyar dolarlar seviyesinde kazanımlar sağlayacak proje haline getirmek. Burada Çin, enerji arzı açısından Türkiye'ye çok benziyor. Bu yüzden birbirimize yardımcı olabileceğimiz birçok alan var."
'Çin ve Türkiye işbirliği kaçınılmaz'
Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran İnan da, enerji konusunda Çin'in şu an dünyanın en önemli ülkesi olduğunu vurguladı. Son parametrelere göre 2025 yılında dünyanın en büyük ekonomisi olmaya hazırlanan Çin'e karşı büyük bir ilgi duyduklarını ve her alanda Çin ile ekonomik ve akademik
işbirliklerini güçlendirmeyi hedeflediklerini belirten İnan, Türkiye ile Çin'in beraber çalışmasının kaçınılmaz olduğunu ifade etti.
İki ülke için de enerji konusunun çok önemli olduğunu anlatan İnan, "Çin'den gelen akademisyenler, enerji sektörünün büyük oyuncularının yöneticileri ve sivil toplum örgütleri ile enerji teknolojileri ve yatırım fırsatlarını ele aldık. Geleceğin liderlerini yetiştirmek için sürdürülebilirliğe önem vererek, gezegenimizin ve halkımızın yaşamların geliştirmeye kararlıyız. Bu da ancak üniversite ve sanayi işbirliği ile geliştirilen ortak projelerle hayata geçecektir" diye konuştu.