Çin'in petrokimya pazarını Japonlardan aldı

Bir Türk şirketi olan Bayegan, tüm dünyada petrokimya ürünlerinin ticaretini yapıyor. 23 ülkede ofisi olan Bayegan'ın CEO'su Rüya Bayegan, bu yıl şeyhleri, petrol devlerini geride bırakarak Ortadoğu'da sektörün en güçlü 36'ncı ismi seçildi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Özlem ERMİŞ BEYHAN
 
İSTANBUL - Türkiye'de bir şirket, petro kimya ürünlerinin uluslararası ticaretini yapıyor ve hızla global bir güce dönüşüyor. Bayegan Grubu'nun CEO'su Rüya Bayegan, bu yıl Ortadoğu'nun en güçlü 36'ncı ismi seçildi. Şirket Çin'de bazı ürünlerde yüzde 15'e ulaşan pazar paylarına sahip bugün. Rüya Bayegan, "Japonların elindeki Çin petrol pazarını aldım. Şu anda bölgede en nefret ettikleri firma benim" diyor. 
 
Ne kadarlık bir ticarete aracılık yapıyor Bayegan? Rüya Bayegan yanıtlıyor; "Şimdi bir anlaşma üzerinde çalışıyorum, 12 yıllık bir kontrat. 12 yıl her yıl 2 milyon ton mal vereceğim örneğin... Bunu nasıl hesaplarsınız? Bizim ciromuzu biri 1 milyar dolar diye hesaplamış, şu anda üzerinde almak için çalıştığım sadece bir kontrat 1 milyar dolarlık... Bir fabrikanın cirosunu konuşabilirsiniz, ama bizim işimiz ticaret. Ne kadarlık bir petrol ticaretini yönettiğimizi söylemem de çok zor ama bazı ürünlerde yüzde 40'a yakın pazar paylarımız var. Çin'de yüzde 15'e kadar pazar payına sahip olduğumuz ürünler var." 
 
Japonlar engellemek için gemi vermedi, benim önümü açtı
 
Rüya Bayegan, CEO Middle East tarafından yayımlanan Ortadoğu'nun Liderleri kitabında Petrochem'in Başkanı Yogesh Mehta, Dana as CEO'su Ahmed Al Arbeed, Total Başkan Yardımcısı Arnaud Breuillac, NDC CEO'su Abdullah Saeed Al Suwaidi, Shell Bölge Yönetim Kurulu Başkanı Mark Carne ve Saudi Aramco yöneticisi Abdulaziz Al Judami ile birlikte en etkin 7 ismi ile birlikte yer alıyor. 
 
Türkiye'deki polimer dağıtımının yüzde 10'u Bayegan tarafından gerçekleştiriliyor. Solventlerde ise yüzde 20'nin üstünde bir pazar payına sahip.Rüya Bayegan dünya çapındaki bütün petrokimya satışlarında Asya'da yüzde 27 pazar payına, Ortadoğu'da yüzde 23, Avrupa'da da yüzde 19 pazar payına sahip olduklarını açıklıyor. Bayegan Japonlar'ın elindeki Çin piyasasına nasıl girdiklerini şöyle anlatıyor:
 
"Japonların elindeki Çin pazarını aldık, şu anda Ortadoğu'da en nefret ettikleri firma benim. Japonlar baktılar ellerindeki pazarı alıyorum, çok büyük oldukları için bize gemi vermemeye başladılar. Ben büyük riskler alıp mal almadan kendi adıma gemi bağladım, bu sayede bugün ben de gaz kontrat gemisi yapan firmalardan biri oldum. Şu anda Avrupa'ya tek başımıza mal satıyoruz, onlara izin vermiyoruz. Birçok önemli firmanın kontratı bizde bugün, onlara bir tek biz mal satabiliyoruz. Ürün bende, firma bende, gemi bende... Resmen bir savaş yaptık, inanamazsınız... Japonlar bu pazarı kapatmış, biz de vazgeçmedik, aldık Çin pazarını..."
 
Globalleşip güç kazandık 23 ülkede ofisimiz var
 
"Biz Türkiye'nin tek uluslararası petrokimya ticareti yapan şirketiz" diyor Rüya Bayegan. 1940 yılında kurulan Bayegan'ın yönetimine 2005 yılında eşi Ercüment Bayegan ile birlikte geçtiklerinde hedeflerinin önce bölgesel bir güç haline gelmek olduğunu anlatıyor. Sonra bölge de yetmiyor, tüm dünyaya yayılıyorlar... Bugün Exxon, Gazprom, Dupont, Evonik gibi dünya devi şirketlerle ciddi büyüklükte anlaşmaları olan Bayegan'ın merkezini Cenevre'ye taşımayı düşünmüşler önce. Sonra Rüya Baygegan'ın deyimi ile "zoru başarmaya karar vermişler:"  
 
"Global olmamız gerekiyordu. Örneğin şimdilerde Çin fiyatları Avrupa fiyatlarının 3 dolar altında. Dengeler çok önemli. Önemli olan, malı doğru fiyata satabilmek. O zaman biz Çin'de de, Afrika'da da, Hindistan'da da güçlenmemiz gerektiğini gördük. Bütün bu bölgelerde ofislerimizi açtık. Şu anda 23 ülkede ofisimiz var. Lokal insanlarla çalışıyor, dil ve lojistik problemlerimizi böyle aşıyoruz. İmalatçımız bizim ortağımızsa eğer ona en yüksek değeri sunabilmeyiz. Bu modelle imalatçımız bize mal verdiğinde en uygun fiyatı verecek pazarı yakalayabiliyoruz. Bu sayede piyasa dinamizmini takip edebiliyoruz. Petrol işinden geliyor, son mamüle kadar gidiyoruz, petrol fiyatı artınca hangi malın fiyatının artacağını, gaz fiyatı artınca hangi malın fiyatının düşeceğini önceden kestirip pozisyon alabiliyoruz. Globalleşmenin bu gibi avantajları var. Bizim en büyük gururumuz Türkiye'de uluslararası ticaret yapan tek petrol şirketi olmamız. Çok zorluğunu da çektik. Bir ara Cenevre'ye taşınmayı bile düşündük, ev bile baktım. Ben Amerika'da okudum üniversiteyi. O nedenle uzakta yaşamanın ne demek olduğunu biliyorum, aileme çok bağlıyım. Baktım yapamayacağım, bu işi Türkiye'den yapmaya, zoru başarmaya karar verdik." 
 
Bana dedi ki 'Sen Türk'sün alacağın malı ben de alırım'
 
Ne tip zorluklar yaşadıkları sorusuna Rüya Bayegan, uluslararası ticarette Türk şirketi olmanın birçok önyargı ile başetmek anlamına da geldiğini ortaya koyan örnekleri sıralıyor. "Örneğin, Hollanda'ya gittim, yıllık bir kontrat yapacağım bir şirketle, malı Romanya'dan alıp teslim edeceğim. Bana şirketin yöneticisi dedi ki "Sen Türksün senin alabildiğin malı ben zaten alırım." Ben de "Peki, buyrun alın" dedim, geri döndüm. Bir hafta sonra asistanını yolladı, kendi de gelemedi, benimle kontrat yaptı, alamadı çünkü malı. Türk şirketi olmanın çok dezavantajı yaşadık, çünkü Türkiye'de bir uluslararası ticaret mantığı yok. Biz hala Ortadoğu'da bunu oturtmaya çalışıyoruz, "Hep Japonlara veriyorsunuz kontratları, müslüman ülkenin müslüman ülkeye vermesi lazım" diyoruz... Arkamıza çok fazla firmayı aldık ama hep örneğin Japonlardan çok daha dikkatli olup, çok daha dürüst olup, çok daha çaba harcamak zorundasınız."
 
Türkiye'de uluslararası ticaret finansmanı yok
 
"Türkiye'nin banka nosyonları bile uluslarası ticarete uygun değil, bir ticaret finansmanı nosyonu bile yok... Back to back'i destekleyen bir finans sistemi yok. Sistem olmadığı için yapılan anlaşmalar bazen sonuca bile ulaştırılamayabiliyor. Afrika'da çok önemli bir ülkede petrol bakanlığında bulunmuş, şimdi danışmanlık yapan bir kişi ile bir toplantıda tanıştırıldım. Beni gördü, "Benim Türk şirketi ile işim olmaz" dedi. Çok moralim bozuldu. Önyargılı olmayın, biz bu işi Türkiye'de yapan tek firmayız, benimle çalışarak ancak nasıl olduğumuzu görebilirsiniz dedim. Yaşadığı sorunları anlattı, hepsinin cevabını verdim. "Ben inandım sana, bakalım ne yapabileceğiz" dedi. Onun fikrini değiştirebilmek bile benim için önemliydi. O anlamda milliyetçilik duygularım çok güçlü çünkü bu önyargılarla çok karşılaşıyoruz.
 
Ama artık dünya çapında petro kimyada çalışıp da Bayegan'ı bilmeyen firmanın olduğunu sanmıyorum. Bugün çok fazla ürünle, çok fazla sektörde, çok fazla ülkede varız. Bu bize esneklik veriyor. "
 
BDT'yi ve Libya'yı kaybedersek
Mısır kendisi üretirse biz kime satacağız?
Son kriz, üretimin, imalatın gücünün ve öneminin altını kırmızı bir kalemle çizdi. Şimdi Türkiye'nin ihracat pazarı olan tüm bölgelerde imalat sektörleri canlanıyor. Bu trendin önemini vurgulayan Rüya Bayegan, "KOBİ'lerimizi rekabetçi olma yolunda desteklemezsek pazarlarımızı kaybedebiliriz" diyor.
"Türkiye, Çin'den sonra dünyanın ikinci büyük petrokimya alıcısı. Bunun böyle kalabilmesi için KOBİ'lerin desteklenmesi şart" şeklinde konuşuyor.  
 
"Artı eksi 40 dolara dünyanın her yerinden mal alabiliyoruz,  200 dolar navlun ödeyen ülkeler var, Türkiye'ye en fazla ödeyeceğiniz navlun 80 dolardır. Her yerden alabildiğin gibi her yere 80 dolar navlunla mal gönderebilirsin, hatta Çin'den gelen konteyner'lar boş gittiği için daha ucuza bile gönderirsin. Bu gibi avantajları da var Türkiye'nin."
 
Rüya Bayegan, Türkiye'de plastik sektörünün gelişimini anlatırken önemli bir tehlikeye de vurgu yapıyor: "Tekstilde ABD pazarının bize kapanması sonrası pek çok tekstilci plastik sektöründe imalata girdi. Son 10 yılda Ortadoğu'ya 10 milyon tonun üzerinde imalat yatırımı geldi. Bu kadar yakın olduğumuz bir pazar, Avrupa'ya vergisiz mal satma şansımız var. BDT ülkelerine kamyonlarla mal gönderebiliyoruz. Burada devletin güzel bir politikası oldu, inşaat sektörünü destekledi. Tüm sektörü desteklemek yerine büyük şirketlere destek verdi. Bir şirket büyük bir inşaat ihalesi aldığında kablosunu, penceresini, borusunu Türkiye'den aldı. Yani tek bir firmaya destek verirken 100 farklı şirket desteklendi. Bu Türkiye'nin kalkınmasında etkili oldu. Şimdi benim korkum şu: Avrupa'daki pek çok şirketin yeri değişiyor. BDT ülkeleri giderek daha az alıcı hale geliyor. Üretime geçiyor. Dolayısıyla BDT'yi kaybedersek, Mısır çok yapılanırsa, Libya'yı kaybedersek biz kime satacağız Çin'e mi? Bizim yapmamız gereken KOBİ'leri destekleyip onları efektif üretime sokabilmek. Rekabetçiliği kaybetmemek lazım. KOBİ'lerin rekabetçiliği kaybolursa çok ileri gidemeyiz."
 
Enerjide taşlar yerinden oynadı
Türkiye bölgenin Rotterdam'ı olabilir
"Hollanda Avrupa'nın krizden hiç bahsedilmeyen ülkesi. Niye? Hollanda Avrupa ve Amerika'nın tüm mallarının stoklamasını yapmış, limanlarını geliştirmiş, depoculuk finansmanı diye bir şey oluşturmuş. Dünyadaki her ülke Rotterdam'a mal getirmiş, Çin dahil malını oraya koymuş, Türkiye'ye oradan satmış. Şimdi ben diyorum ki dünyadaki petro kimyanın taşları değişti, petrolden gaza dönüşüm olunca, gaz bağımlısı petro kimyaların hepsi Arap körfezinde yerlerini aldılar, 10 milyon tonluk yeni yatırım geldi. Şimdi bu 10 milyon tonun satılması başladı. Türkiye bölgenin Rotterdam'ı olabilir. Dpoculuğunu, bankacılığını oluşturup buraya çekmeli. İlk durak burası, buraya gelsin buradan BDT'ye, Mısır'a gitsin, Bulgaristan'a gitsin... Bölgenin hub'ı olabilmemiz lazım. Böyle bir fırsat var şu anda. Bu bankacılığı, lojistiği büyütür, istihdam sağlar... "
 
Ortadoğu'nun en güçlü 36'ncı
kişisi seçilince önce utandım, sonra...
Rüya Bayegan petro kimya sektöründe Ortadoğu'da prensleri, şeyhleri geçip en güçlü 36'ncı isim seçildi. Hislerini şöyle anlatıyor: "Önceki yıl 50'nci seçildim, bu yıl ise 36'ncı oldum. Önce utandım o listede olmaktan, çünkü bütün o isimleri tanıyorum ve hepsi çok önemli, bizim çalıştığımız firmalar. Listedekilerin 40'ını bizzat tanıyorum. Şimdi bana 'Vaay bizimle yarışıyorsun ha' diyorlar. Önce utandım dediğim gibi ama sonra çok gurur duydum. Bu listeyi gücünüz, bilirliğiniz, saygınlığınız belirliyor. Tamamen bölgedeki şirketlerin yaptığı bir seçim sonucu belirleniyor. Benim oy hakkım yok örneğin, çünkü Ortadoğu'lu bir şirket değilim. Ama listede yer alıyorum, bu bile gurur verici."
 
Başarısının sırrı; "Benimle çalışmazsa 
rakibime kazandırır' diye düşündürmek
Rüya Bayegan dünya devi şirketlerin kontratlarını nasıl bağladığını anlatırken ulaşamadığı şirketlerin yöneticilerinin toplantıya gelen eşleriyle tanışıp onları nasıl aracı yaptığını, toplantı odalarında 'bu imzayı atmadan gitmem' diyerek nasıl oturduğunu esprili ve enerjik üslubuyla anlatıyor. Ve ticaretin çok önemli sırlarından birini açıklıyor: "Karşımdaki diyor ki eğer bu kontratı almak için bu kadar çalışıyorsa, demek ki aynı çabayı benim malımı satarken de gösterecek. Benimle çalışmazsa yarın rakibimin malını bu agresiflikle satacak... Bu sayede firmaları ikna ediyorsunuz."
 
Hiçbir sözümüzden dönmedik
2008 krizinden güçle çıktık
"2008 tüm dünyanın sözlerini tutmadığı yıl oldu. Biz ise hiçbir sözümüzden dönmedik. Sonra bize dediler ki 'Sen yaşamalısın ki ileride bizim doğru partnerimiz olacaksın, bize malı sen vereceksin'. Biz 2008 krizinden çok güçlenerek çıktık. Çok fazla büyüdük. Çalıştığım firmalarla iki misline çıktı cirom. "Bu kız krizde bile sözünden dönmedi" diyerek partnerlerimiz bizi büyürken yanlarında görmek istedi. Herkes kendi kalbinin ekmeğini yer, ben buna inanıyorum."
 
Dubai'de ünlü olduk, golf
kulübünde gören haber veriyor
"Bizim işimizde golf önemlidir. Golfte önemli görüşmeler yapılır. Bizde öyle bir şey yok ama çocuklarımı hazırlamak adına golf öğretiyorum. 2 çocuğum var biri 13 diğeri 9 yaşında... Dubai'de onları golf kulübüne götürdüm. Akşam eve döndüm bir mail, Ortadoğu'da yayımlanan sektör dergilerinden birinin editörlerinden, "Hoşgeldiniz" diye. Nereden gördünüz dedim, okurlarımızdan biri görmüş haber vermiş. Yani Dubai'de tanıyorlar artık bizi..."
 
Doğru ara ürünü doğru
ortakla biz getiririz
"Rafineri yatırımı çok zor, etüt ettik. Bugün hampetrol üçüncü sıraya geriledi, Amerika'da kaya gazı en ucuz olan hammadde, ikincisi gaz, üçüncüsü ham petrol... Burada küçük birşey yaparsanız karlılığı yakalayamazsınız. Rafinerinin bugünkü maliyeti rekabetçi, dünya standartlarında olacaksa 10 milyar dolar. Ama niyetimiz ufak da olsa bir üretime girebilmek, bakıyoruz... Eğer Türkiye ara ürünlerden hammadde üreticisi olacaksa doğru hammaddeyi, doğru ortakla Türkiye'ye getirebilecek yegane şirketlerden biriyiz, bunu iddia ediyorum."
 
Bölgede küçük bir operasyon
olur, petrol ekimde 135 $'ı bulur
+ Ortadoğu'da inşallah bir sıcak çatışma olmaz ama aşağıda ufak bir operasyon bekliyorum. İran'da da birlik oluşması için dışarıdan bir atağın etkili olacağını düşünüyorum. Şahsi fikrim ,İran'a bir operasyon bekliyorum.
+ Petrol fiyatlarını bilmeniz imkansız ama ben ekim ayına kadar 135 dolara çıkacağını düşünüyorum. Ekim'den sonra biraz daha önümüzü görebileceğimizi düşünüyorum. Bu tabii operasyon olmadığı takdirde. Operasyon olursa kesin 150 doların üzerine çıkar, 200 de olur, 250'de olur... Bu gıda fiyatlarını da yukarı çeker.
+ Plastik kullanımı giderek artacak. ABD'de asfaltları bile plastikten yapmaya başladılar. 
+ Türkiye olarak etrafımız ateş altında, Türkiye açısından beni bu endişelendiriyor. Bu bölgeler elbette çok gelişecek. Kısa dönemde bu bizim şirketlerimiz için bir avantaj ama uzun vadede KOBİ'lerimizin pazarlarının kaptırılması açısından risk getiriyor. 
+ Yabancılardan Bayegan'ı almak için çok teklif var. Bizim soyadımız bu iş, satmayacağız. Bizi ısrarla almak için gelenlere artık ben başka şirketleri öneriyorum, "Git şunu al" diyorum. 
 
Çin'de bir kriz dünyanın kara deliği olur
 
"Amerika'daki krizin bir benzeri Çin'de olursa, o herkesi içine çeker. Çin'de bir kriz dünyanın kara deliği olur. Kısa vadede böyle bir şeye izin vereceklerini sanmıyorum. Uzun vadede beni bu endişelendiriyor. Çok güçleniyorlar, bir yerde ayakları sürterse kötü olur. Bana göre dünyayı bekleyen 3'üncü büyük kriz Çin krizi olacak."
 
Global bakış...
 
ABD üretimi inşaat malları piyasadan çekiliyor, bu iyi
Amerika'da işler düzeliyor. Piyasada artık daha az ABD üretimi inşaat malzemesi görüyoruz. Bu, ürünlerin daha fazla iç piyasada kullanıldığını gösteriyor, yani inşaatlar yeniden başladı, Amerika toparlanıyor. 
 
AB'de göçmenler patron olacak, dengeler değişecek
Avrupa'nın bundan sonra çok düzeleceğini şahsen düşünmüyorum ben. Üretim yok, tembellik var, çok fazla maliyet var, yaşlı nüfus var. Bugün İspanya'da yüzde 40 işsizlikten bahsediliyor. Bundan sonra Avrupa kıtasında imalatın diğer ülkelerden gelen göçle yeniden başlayacağını düşünüyorum. Geçen Viyana'yadaydım, 2.8 milyon nüfusu var. 400'ü Balkan, 300'ü Türk, geri kalanın yüzde 70'i 65 yaş üstü. Yani bundan bir süre sonra Viyanalı bulmak için uğraşacaksınız. Ucuz işgücü göçmenler, işveren olmaya başlıyor. Zaten bu nedenle Avrupa'da bu kadar müslümanlık, cami yapımı konuşuluyor. 1.7'lik üreme oranı geri dönülmez olarak nüfusun sona ermesi anlamına geliyor. Avrupa'da durum bu. Avrupa'nın yüzde 50'sinden fazlası müslüman olacak. 
 
Çin'in plastik kullanımı 2 yılda 3.8'den 8 kiloya sıçradı
Asya çok büyüyor ve büyümeye de devam edecek. En çok Hindistan büyüyecek. Çin giderek son kullanıcı haline dönüşecek ve büyümesi azalacak. Brüksel'de çok güzel bir konferans izledim bu konu ile ilgili; plastiğin kişi başına tüketim oranı o ülkenin modern hayata ne kadar entegre olduğunu gösteriyor. Çin'de iki yıl önce kişi başına 3.8 kiloydu. Dünya ortalaması 6 kiloydu. Avrupa 8, Amerika 10'larda dolaşıyordu. Çin bu yıl 8 kiloya çıktı. 2 yılda 8 kiloya çıktı. Hindistan'ın 2.8... Şimdi Hindistan gelişecek, tüketimi artacak. HSBC'den bir arkadaş Avrupa artık Çin'in üreticisi haline gelecek dedi. Ben gerçi buna katılmıyorum, Hindistan varken... 
 
 
Mısır'da Avrupalılar pozisyon almaya başladı
Afrika'nın önemi artıyor. Mısır çok önemli. Türkiye'nin sahip olduğu pek çok 
özelliğe sahip, artı doğal kaynakları var. Çok hızlı bir çıkış yapacaklar sorunlar çözülünce. Hep öyle olur, bu tip sıkıntılar olduğunda Amerikalılar gidip önceden pozisyon alır. Şimdi Mısır'da aynı şeyi görüyorum, Avrupalılar başladı pozisyon almaya.