Çoban, balık, döviz

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DENİZLİ'DEN / Güneş DOĞDU

[email protected]

Bazı başarı öyküleri vardır ya dinlediğiniz zaman hayatta hiçbir şeyin zor olmayacağını düşünürsünüz... Ve hayallerinize ulaşmak için koşmaya başlarsınız. İşte ben onlardan birini, birebir dinleme şansını yakaladım.

Denizli'nin balık imparatoru diye bilenen Özpekler Su Ürünleri sahibi Mustafa Özpek, bugünlere geliş hikayesini anlatırken, ne kadar çok kişiye ulaşırsa yeni başarı öykülerine vesile olacağının farkındalığıyla tüm ayrıntıları dile getirmek istediğini söylüyor. İşte Özpek'in hikayesi....

Denizli'nin Güzelpınar köyünde askere gidene kadar çobanlık yapan, en büyük mutluluğu otobüs ehliyeti almak, en büyük hayali ise kamyon almak olan Mustafa amca, hayalini gerçekleştirmek için askerden sonra Avusturya'ya gitmeye karar verir. Askere gidene kadar köyünden sadece ticaret yapmak için Denizli merkeze gelmiş olan bugünün balık imparatoru, yurtdışına gidene kadar ise hiç balık yememiş... "İş imkanlarının daha iyi olması nedeniyle Avusturya'dan Almanya'ya gittim. Günlük 16 saat çalışıyordum. Avusturya ve Almanya'da 4,5 yıl tekstil işçiliği yaptıktan sonra hayalim olan kamyonu almak için gerekli parayı toparladım ve Denizli'ye geldim. 7 ay otobüs şoförlüğü yaptım, bu işi yaparken dünyalar benim oluyordu. Amcamlar küçük çapta alabalık üretimi yapıyordu, benim iş disiplini ve çalışkanlığım nedeniyle beraber çalışmayı teklif ettiler. Bir süre beraber iş yaptıktan sonra bazı anlaşmazlıklardan dolayı ayrılmaya karar verdim. 1984'te beyaz eşya tüketimi artınca 4 yıl kadar ticaret yapıp çok iyi paralar kazandım" diye anlatıyor Mustafa amca o günleri.

Mustafa amca, oğlunun bir gün avladığı balığı küvete atıp seyrettiğini gördüğünde ise yeni bir hedefe odaklanıyor: Balık üretecek işinin en iyisi olacak tüm dünya ondan bahsedecek. "Bir gün gelecek bu çoban bu ülkeye döviz kazandıracak" diyor kendi kendine... 1988 yılında Denizli Tekkeköy'de ilk alabalık üretim çiftliğini kurduğunu anlatıyor. "Yaklaşık 2 yıl çadırda yatıp kalktık, elektriğimiz yoktu. 2001 yılında deli dana hastalığı bize yaradı. Yurtdışından müşteriler ayağımıza gelmeye başladı. Firmamızın et kalitesi Norveç, İsveç ve Danimarka'nın et kalitesinden daha üstün çıktı ama Türkler numuneyi iyi gönderir, malı iyi göndermez düşüncesi hakimdi. Bu konu beni çok üzmüştü. Yani işe 1-0 yenik başlamıştık. Biz önce işimizi iyi yapacağız dedik ve gecemizi gündüzümüze katıp çalıştık. Devamı çorap söküğü gibi geldi" diyor.

Şimdi Mustafa Özpekler, yıllık 3 bin 500 tonluk balık üretim kapasitesiyle 6 adet alabalık üretim çiftliğine sahip. 130 kişiye istihdam sağlanıyor. Yılda 3.5 milyon dolarlık ihracat yapıyor.

Mustafa amca son olarak,  bu yıl 1.5 milyon Euro'luk makine yatımlarıyla 7 bin tonluk üretim kapasitesine 7 milyon dolarlık ihracat hedefleri olduğunu belirtiyor.

Bir çobanın ülkeye nasıl döviz kazandıracağını bizlerle paylaştığı için Mustafa amcaya çok teşekkür ediyorum.