Çok çalışmak lazım çok
KAYSERİ'DEN / Mehmet Zafer IŞIK
Bu yıl hem ülkemiz hem ilimiz için zor bir yıl olacak. 2007'de de yazmıştık 'Kayseri boğuluyor' başlığını kullanmış, sıkıntıları satırlara aktarmıştık. Geçen yıl başlayan kriz, 'geliyorum' diyordu. Konunun uzmanları, önceki yıllarda ABD ekonomisinde yaşanan darboğazın, iflasların, batan lirketlerin bir gün dünya ekonomisine sıkıntı vereceğini dilleri döndüğünce anlatmışlardı.
Şimdi bu sıkıntıları birebir yaşamaktayız. 2008 sonunda kendisini iyice hissettirmeye başlamıştı. Ama teğet geçer denilmişti. Kimse de kalkıp, "Arkadaşım, Kayserimiz'de ve ülkemizde yavaşlayan satışların, duran makinaların, tütmeyen fabrika bacalarının nedeni tüketici toplum olmamızdır" dememişti. Öylesine 'harcama-kolik' bir toplumuz ki, geleceğimizi peşinen harcadığımızın farkına çok geç varabildik. Ama halen birileri bunda farklı sebepler aramakta. Dünyada yaşanan krizi yok sayıp, bununla siyaset yapmakta. İhracat yapamayan firmaların sorunlarının aşılamamasını önemsememekte.
Sebebi ne olursa olsun, geleceği 2012 yılına kadar ipotek altına alınan bu ülke insanı, siyasilerin daha akılcı davranmalarını bekliyor. Kayseri sanayisinde son bir yılda yaşanan olumsuzluklar, Anadolu kaplanlarını zorluyor. Kayserili çoğu iş adamımız, "Yahu bu devirde kaplan maplan kalmadı. Battık, batıyoruz" diyor. Bir kesim gerçekten bunun sıkıntısını yaşarken başka bir kesim de doğan güvensizlik ortamından istifade ederek, istese de borcunu ödeyemeyen, çekinin karşılığını yatıramayan esnafla boğuşuyor. Sermayesi güçlü, üretim alanı farklı olanlar ise hem üretime hem de yatırıma dolayısı ile iç ve dış satışlara ağırlık verebiliyor.
Böylesi gelişmeler devam ederken yatırım yapan sanayici arayıp bulmak, toplu iğne ile kuyu kazmaya benziyor. Yaklaşan mahalli idare seçimleri de bu işin tuzu biberi oldu. 2008'in son aylarında Ramazan ayı ve Kurban Bayramı nedeni ile gierleri artan, yakıt masrafları ise yapılan zamlarla iyice yükselen tüketici bir an önce hem siyasette hem ekonomide hem de mevsimde sıcak günleri bekliyor. Zaten Anadolu'da kış ayları hep sorunlu geçmiştir... Ekim-Mart dönemi ekonominin durduğu, ya da yavaşladığı dönem olarak biliniyorsa da biraz acele etmek, teğet geçiyor dememek lazım. Göle yağmur yağacak diye beklerken gözü patlayan kurbağa olmamak için acele etmek lazım. Çok çalışmak gerekiyor çok.