Cumhurbaşkanı Erdoğan: ABD ile aramızda güvenlik sorunu var
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde Türkiye-Afrika 4. İş ve Ekonomi Forumu Kapanış Töreni’ne katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail-Filistin çatışmasına ilişkin, "Gerginliğin daha da artarak bölgeye yayılması ihtimalinden endişeliyiz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Afrika 4. İş ve Ekonomi Forumu Kapanış Töreni'nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan satırbaşları ise şöyle:
"Medeniyetlerin beşiği, tarih ve kültür şehri İstanbulumuza hepiniz hoş geldiniz. Türk milleti olarak Afrika halklarıyla kökleri 10’uncu yüzyıla uzanan güçlü bağlarımız bulunuyor. Kıtanın farklı şehirlerine inşa edilen cami, kütüphane, limanlar aramızdaki kadim dostluğun nişanelerinden sadece bazılarıdır. Nice Afrika kökenli Osmanlı vatandaşının vatan müdafaasına katılarak atalarımızla omuz omuza çarpıştığını biliyoruz.
İşgalcilere karşı verdiğimiz İstiklal Harbi'mizin özgürlük mücadelelerinde Afrika halklarına cesaret ve ilham aşıladığı bir başka tarihi hakikattir. Bu köklü geçmişimize rağmen ilişkilerimizde bir dönem adeta fetret devri yaşadık. Şüphesiz bunda ülkemizin ve Kıta'nın içinde bulunduğu şartlar etkili oldu. Uzun yıllar süren savaşlardan yorgun düşen ülkemiz cumhuriyetimizin ilk yıllarında daha çok iç meseleleri ile uğraştı, yaralarını sarmaya çalıştı. Ancak bu dönemde dahi Türkiye, Afrika'ya ve Afrika halklarına asla sırtını dönmedi. Başta Kuzey Afrika ülkeleri olmak üzere kıtadaki özgürlük hareketlerini dönemin zorlu koşullarına rağmen güçlü bir şekilde destekledik. Bir şekilde Afrika halkları ile irtibatlarımızı korumaya gayret ettik.
2002 yılında ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimizde ilişkilerimizin yeterince gelişmediği ülkelere öncelik verdik. Bunlardan biri de Afrika'ydı. Kıta üklelerinin çoğuyla olan münasebetlerimiz ne bize ne de Afrikalı dostlarımıza yakışmıyordu. İlk olarak 2003 yılında Afrika ile ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi stratejisini uygulamaya koyduk. Ardından 2005 senesini ülkemizde Afrika Yılı ilan ederek kıta ile ilişkilerimizde yeni bir sayfa açtık. Afrikalı kardeşlerimizle yeniden kucaklaşırken iş birliğimizi eşit ortaklık ve kazan-kazan temelinde ilerletmeye çalıştık.
Kıtaya yönelik kibirli bakış açılarını elimizin tersiyle ittik. Afrikalı kardeşlerimizle göz hizasında ilişki kurmaya duygudaşlık geliştirmeye birbirimizi daha çok anlamaya ihtimam gösterdik. Tarihinde sömürgecilik lekesi bulunmayan bir millet olarak hiç bir ayrım yapmadan Afrika halklarını bağrımıza bastık. Afrika açılımı ile ivme kazanan iş birliğimizi 2008 yılında Afrika Birliği'nin stratejik ortağı olarak bütüncül bir yapıya kavuşturduk. Düzenlediğimiz üç Türkiye Afrika Ortaklık Zirvesi ile ülkemizin ciddiyetini, kıta ile işbirliğimize atfettiğimiz önemi açıkça ortaya koyduk. Burada şu hususu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Afrika, Türk milletinin kalbinde olduğu kadar ülkemizin dış politikasında da özel bir yere sahiptir.
Afrika'nın benim gözümdeki ve gönlümdeki yeri ise çok müstesnadır. Başbakanlığım ve Cumhurbaşkanlığım döneminde Kıtaya 50'den fazla ziyaret gerçekleştirdim. Her ziyaretimde Afrika'nın zengin kültürünü, insanlarının samimiyetini, yokluk ve yoksulluk içinde olsalar bile Afrikalı kardeşlerimizin metanetini, gülen yüzlerinde çiçekler açan Afrikalı çocukların yaşama sevincini yakından görme imkanı bulduk. Afrikalı muhataplarımın söylediği şu sözün ne kadar doğru olduğunu ben de bizzat tecrübe ettim. Evet bir kez Afrika'ya giden her zaman gitmek istermiş.
Biz de ne Afrika'dan ne Afrikalı kardeşlerimizden ne de kıtanın büyüleyici atmosferinden asla kopmadık, kopamadık. Aynı şekilde kıtanın dört bir yanından dost devlet ve hükümet başkanlarını ülkemizde ağırlamanın bahtiyarlığını yaşadık. Tüm Afrika'daki büyükelçilik sayımızı 44'e çıkardık. Ankara'da 38 Afrika ülkesinin büyükelçisine ev sahipliği yapmaktan ayrıca gurur duyuyoruz. Ticaret müşavirliklerimizin sayısı yakında 31'e ulaşacak. Toplam 48 Afrika ülkesiyle iş konseyleri kurduk. Ticari ve ekonomik iş birliği anlaşmamız olan ülke sayısı 48'i buldu. Yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması anlaşması olan ülke sayısı 32'ye çıktı. Ticaretten yatırıma, kültürden eğitime, Afrika ile her alanda ilişkilerimizin günden güne geliştiğini büyük bir mutlulukla müşahade ediyoruz.
Rusya-Ukrayna savaşının olumsuz etkilerini yaşarken İsrail ile Filistin arasında meydana gelen hadiseler hepimizi derinden sarstı. Gerginliğin daha da artarak bölgeye yayılması ihtimalinden endişeliyiz. Camilerin, hastanelerin ve sivil yerleşim yerlerinin bombalanması gibi saldırıları kabul etmediğimizi ve asla etmeyeceğimizi açıkça söylüyorum.
Gazze'deki insani durumu kötüleştiren ablukanın bölgeyi provokasyonlara açık hassas bir duruma getirdiği malumdur. Buradan sizlerin aracılığıyla tüm dünyaya sesleniyorum, 360 kilometrekareye sıkışmış 2 milyon insanın elektriğini, suyunu, yakıtını, gıdasını kesmek en temel insan haklarının ihlalidir.
Gazze halkının toptan cezalandırılması sadece sorunu büyütecek daha fazla acıya daha fazla gerilime daha fazla gözyaşına sebep olacaktır. İsrail yönetiminin Refah Kapısı'ndan insani yardım geçişlerine izin vermesi gerekiyor. Ariş Havalimanına içerisinde ilaç, dayanıklı gıda, konserve, çocuk bezi, su, tıbbi malzemelerin de bulunduğu bir insani yardım uçağımızı bu sabah gönderdik. Çatışmalar başladığından beri bölgeye intikal eden ilk yardım kargosunu götüren uçağımız bugün saat 12.00 itibarıyla havalimanına indi. AFAD Başkanlığımız yeni yardım malzemelerinin bölgeye sevki ile ilgili hazırlıklarını sürdürüyor. Biz bunu yaparken Birleşik Arap Emirlikleri aynı şekilde bunu yaparken, Katar bu tür yardımları yaparken aynı şekilde Suudi Arabistan bunları yaparken ama bir de bakıyoruz ki Amerika buraya uçak gemisi göndermeyi konuşuyor. İngiltere uçak gemisi göndermeyi konuşuyor. İnsan hakları evrensel beyannamesinde acaba bunlar var mı?
Şu anda Gazze'de yer ile yeksan edilen kadın, çocuk, anne ne var ne yok hepsi yok ediliyor. Bundan kimse dertlenmiyor. Ama biz dertliyiz, biz dertleniyoruz. Eğer insan hakları evrensel beyannamesine zerre kadar saygınız varsa o zaman kusura bakmasınlar herkes acaba biz buraya ne gibi bir yardımda bulunabiliriz bunu konuşmaları lazım. Ama bunların böyle bir derdi yok. Şimdi kardeş Mısır makamları ile yakın işbirliği içinde inşallah Gazze'ye insani yardımlarımızı ulaştırmaya devam edeceğiz. Milyonlarca insan açlık tehlikesi ile karşı karşıyayken Filistinlilere yapılan insani yardımların kesilmesi ise yeni bir utanç lekesi olarak bu kararı alanların alnına yapışmıştır."