'Cumhurbaşkanına tahammülsüzlük karşılıksız kalmayacaktır'
MHP Genel Başkanı Bahçeli, G-20 öncesi Almanya'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik hazımsızlığın ve tahammülsüzlüğün tüm Türkiye'ye yapılmış sayılacağını ve bunun karşılıksız kalmayacağını ifade etti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Almanya'da düzenlenecek G-20 Zirvesi öncesi Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hazımsız ve nezaketsiz üslupla temelsiz eleştirilere maruz kalmasının çirkinlik ve antidemokratik bir ilkellik olduğunu belirterek, "Sayın Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti'ni ve cumhuru temsil etmektedir. Ona yönelik tahammülsüzlük ve kötü muamele, tüm Türkiye'ye yapılmış sayılacaktır ve bunun karşılıksız bırakılmayacağı iyi bilinmelidir." değerlendirmesinde bulundu.
Bahçeli, başkanlığında toplanan Merkez Yönetim Kurulunun (MYK) ardından yaptığı yazılı açıklamada, toplantıda, Türkiye'nin yoğun ve çetrefilli iç ve dış siyasi gündeminin titizlikle ele alındığını, dikkatle yorumlandığını bildirdi.
Toplantıda, Ortadoğu'daki son gelişmelerin, Kıbrıs Konferansı'nın değerlendirildiğini ifade eden Bahçeli, 16 Nisan'daki halkoylaması sonucunda süratle hayata geçirilmesi gereken uyum yasalarıyla ilgili düzenlemeler ve Meclis İç Tüzüğü'nde yapılması planlanan değişikliklerin görüşülen konular arasında yerini aldığını kaydetti.
Türkiye'nin olağanüstü şart ve ortamdan geçtiğine dikkati çeken Bahçeli, bunu görmenin, buna göre tavır alıp tutum belirlemenin kaçınılmaz bir ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Bahçeli, çok cepheli, çok aktörlü, çok tehlikeli saldırı altında bulunan ve bu itibarla gittikçe bunalan Türkiye'nin milli birlik ve dayanışma ruhuyla vahim problemlerini aşabileceğinin görülmesi gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye'nin huzur ve istikrarını hedef alan mihrakların gemi azıya aldıklarını ve iyice kontrolden çıktıklarını kaydeden Bahçeli, terör örgütlerinin milli beka ve güvenliği zayıflatmak, zedelemek ve dinamitlemek amacıyla provokasyonlarına hız verdiklerini belirtti.
Bahçeli, "Ramazan ayı demeden, bayram dinlemeden vatan evlatlarımızın şehadetiyle sonuçlanan hain suikastlar elbette milletimizi üzmekle kalmamış, öfke ve tepki dalgasını da yükseltmiştir." ifadelerini kullandı.
"Türkiye açısından alarm verici niteliktedir"
Bir yanda PKK'nın diğer yanda YPG'nin, bir tarafta DEAŞ'ın ve diğer tarafta da FETÖ'nün adeta Türkiye'yi çevrelediğini ve çembere aldığını ifade eden Bahçeli, "Suriye'nin Afrin kentinden güney sınırlarımıza yönelik terör örgütü PYD-YPG tarafından açılan ateş, buna karşılık Türk topçusunun anında misilleme yapması, üstelik sınırlarımız boyunca sıcak temasın artıyor olması, Türkiye açısından alarm verici niteliktedir." değerlendirmesinde bulundu.
ABD'nin YPG'yi alenen silahlandırarak, Türkiye düşmanlarına destek vermesinin bir başka hazin, hasmane ve hüsran verici gelişme olduğuna işaret eden Bahçeli, müttefiklik ilişkisiyle karşılıklı sorumluluk içinde olunan ABD'nin terör örgütleriyle aynı hizada bulunmasının esef ve endişe verici bir handikap olduğunu kaydetti.
Bahçeli, ABD Savunma Bakanı'nın PYD-YPG ile kurulan gizemli ve gizli diyaloğunun "bir tercihten değil, zorunluluktan kaynaklandığı"nı söylemesinin, acizliğin itirafından ziyade, art niyetin ifade ve ilanı olduğunu belirtti.
Geleneksel ittifaklar ve mazisi eskiye dayanan irtibatlar yaralanıp yıpranırken, bölgesel ve küresel gerilim düzeyinin de gün geçtikçe telafisi çok zor olacak eşiklere tırmandığına dikkati çeken Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Türk milleti, karşısındaki husumet kuşatmasını yarmak maksadıyla meşruiyet ve uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde tarihsel varlığını savunurken bedel ödemekte, küresel senaryolara göğüs germektedir. Şu an için bunun başka bir yol ve çaresi de yoktur. Terör örgütleri peş peşe Türkiye'ye meydan okumaktadır.
Haritalar üzerinde oynayan, doğal kaynaklar etrafında pusu kuran, medeniyetlere ve komşu coğrafyalara nifak operasyonu tertip eden emperyalizm, eş zamanlı olarak milletimizin hassasiyetlerini kaşıyıp mukaddes emanetlerini karalamaktadır. Bundan da utanç duymamaktadır.
Bugün herkes için gerekli olan kuvvet ve kudret kaynağı milli ve tarih şuurudur. Meselelere başkent Ankara'dan bakan ilkeli, milli ve ahlaklı siyasetin sağlamış olduğu imkan ve vizyonla her zorluğun aşılacağı, her müşkülatın bertaraf edileceği akıllardan çıkarılmamalıdır. Kendi içimizde tehlikeli tartışmalara gömülmüşken, milli davalardan taviz istenmesi, oldubittiye getirilerek bilhassa Kıbrıs ve Türkmeneli'yle ilgili dayatmalara teslim olunması, asla kabul edilmeyecektir. Kıbrıs şehit emanetidir, Kıbrıs Türk'tür, aksini düşünmek Rum tezlerine, haçlı heveslerine hizmet ve gözü kapalı şekilde 'Tamam' demektir. Hiçbir vatan ve millet sevdalısı da böylesi bir savrulmaya onay vermeyecektir."
"Karanlık bir komplodur"
Bahçeli, 7-8 Temmuz'da Almanya'nın Hamburg kentinde G-20 Zirvesi yapılacağını anımsatarak, şöyle devam etti:
"Zirve öncesi Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hazımsız ve nezaketsiz üslupla temelsiz eleştirilere maruz kalması da çirkinlik ve antidemokratik bir ilkelliktir. Alman zihniyetinin önyargılı ve ucuz suçlamalarla G-20 Zirvesi'ni peşinen sulandırması, bu kapsamda ülkemizi töhmet altında bırakmak için uyduruk bahane arayışı, aynı zamanda çarpıklık, aynı zamanda karanlık bir komplodur. Unutulmasın ki Türk milleti, her türlü iç ve dış muhasım odaklara karşı bir ve beraberdir. Hiç kimse, hiçbir güç Türkiye'nin imajını, saygınlığını ve prestijini kıramayacak, tahrip edemeyecektir. Sayın Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti'ni ve cumhuru temsil etmektedir.
Ona yönelik tahammülsüzlük ve kötü muamele, tüm Türkiye'ye yapılmış sayılacaktır ve bunun karşılıksız bırakılmayacağı iyi bilinmelidir. MHP, menfi ve meşum niyetlere karşı devletiyle, milletiyle yan yana, omuz omuzadır."