Davutoğlu'dan Kılıçdaroğlu'na cevap

Başbakan Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik sözlerine ilişkin, "Kötü söz sahibinindir. Cumhurbaşkanımıza yaptığı ithamı kendisine aynen iade ediyorum" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen İstanbul İl Danışma Meclisi toplantısında yaptığı konuşmada, AK Parti'nin kurulmasıyla milletin iktidara geldiğini söyledi.

AK Parti hükümetleriyle Türkiye'nin, bambaşka bir Türkiye olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Adalet, vicdan, merhamet, demokrasi, hukuk, refah ülkeye hakim oldu. Bir başkaldırı olarak, bir direniş olarak doğan AK Parti'ye karşı iktidardayken de ne kumpaslar kurmaya çalıştılar ama hiçbirinde başarılı olamadılar, başarılı olamazlar, başarılı olamayacaklar" dedi.

"Türkiye 1 Kasım'da istikrara yelken açtı"

Türkiye'yi daha ileri noktalara taşıma hedeflerinin net olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Hedefimiz net. Türkiye’yi daha ileri noktalara taşıma ve İstanbulumuz başta olmak üzere bütün şehirlerimizi dünya ekonomisinin canlı, ekonomik merkezleri kılmak. Demokrasisi daha da ilerlemiş, cunta mirası, baskıcı anayasadan kurtulmuş, daha çok üreten, ürettiğini daha hakça paylaşan bir Türkiye için yola koyulduk. Türkiye 1 Kasım’da huzura, güvene, istikrara yelken açtı."

Türkiye'nin büyümeye devam edeceğine dikkati çeken Davutoğlu, "Dibe vurmuş bir ekonomiyi ayağa kaldırdık, 13 yıl aralıksız büyüdük. Şimdi daha da nitelikli olarak büyümeye devam edeceğiz. Vesayetçi sistem geriledi, demokrasimiz güçlendi. Şimdi hala vesayete niyetlenenler olursa onları da gerileteceğiz, demokrasimizi yeni anayasamızla daha da güçlü kılacağız" dedi.

"Şiddetin sözcüsü oldular"

Davutoğlu, "HDP'nin Türkiyelileşme diye sunduğu projenin de çok yalan olduğu çok net ortaya çıktı. Bırakın Türkiye'yle ilgili bir sorumluluk sahibi olduklarını göstermeyi, sorumsuzluğun adresi ve şiddetin sözcüsü oldular" diye konuştu.

"Başarının asıl sahibi aziz milletimizdir"

İhanet şebekelerinin çabalarına rağmen başarı yakaladıklarını belirten Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Her türlü vesayet odağı, baskılar, darbe girişimleri, küresel istikrarsızlıklar, terör, ihanet şebekelerinin çabalarına rağmen bu başarıyı yakaladık. Bırakın içerideki her türlü zorluğu, sadece yanı başımızda, komşularımızda yaşanan problemler bile AK Parti hükümetlerinin dışında kimsenin baş edemeyeceği sıkıntılardı. Gece, gündüz tüm kadrolarımızla bu sıkıntılara göğüs gerdik ama bu başarının asıl sahibi aziz milletimizdir."

"Hezimet yaşayanlar hala ders almış görünmüyor"

Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik sözlerine ilişkin, şunları kaydetti:

"1 Kasım’da büyük bir yenilgi, bir hezimet yaşayanlar hala ders almış görünmüyorlar. Maalesef ders almış görünmüyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu. Dün CHP’nin olağan kongresinde yaptığı konuşmayla bunu bir kez daha ortaya koymuş oldu. Bu kongrede çıkmış, Sayın Cumhurbaşkanımıza dönük olarak gerçekten bir siyasi lidere yakışmayan bir üslupla, bir nezaketsizlikle tepki göstermeye kalktı, ithamda bulundu. Mesnetsiz suçlamalarla Cumhurbaşkanımızı, devletin en ali makamını itham etmeye kalktı. Kötü söz sahibinindir. Cumhurbaşkanımıza yaptığı ithamı kendisine aynen iade ediyorum.

Siyasi hayatının tamamında ve yaşanan her krizde, 'Buyurun milletin huzuruna çıkalım, demokrasi sandıktır, yani millet iradesidir' diyen bir lidere, bir siyasi lidere diktatör demek sadece ve sadece kendini aldatmaktır. Çünkü halk hiçbir zaman aldanmadı, halk hiçbir zaman aldatılamadı."

"Bu millet ne yüce bir millet"

Davutoğlu, Gaziantep'te Suriyeli aileye evini açan 70 yaşındaki Şerif Dağdelen hakkındaki haberler üzerine kendisini telefonla aradığını söyledi.

Telefon görüşmesinde, Dağdelen'e Türk milleti adına teşekkür ettiğini anlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Avrupa'da mülteci karşıtı gösteriler yapılırken, mültecilerin ayaklarına çelmeler takılırken bir yiğit insan, bir irfan sahibi insan, tek başına yaşayan Şerif amca, 8 nüfuslu bir aileyi evine alıyor, bağrına basıyor. Bu millet ne yüce bir millet, ne geniş gönüllü, engin gönüllü bir millet. Anadolu'nun görmüş, geçirmiş irfanı şahsında temsil eden bu Şerif amcalar olduktan sonra, Allah'ın izniyle bizim sırtımız yere gelmez, bu milletin, bu ülkenin sırtı, mazlum milletlerin sırtı yere gelmez."

"Çınar olacak fidanların kanına girebilecek kadar alçaktır terör"

Terörün, masum canların kanına girebilecek kadar alçak olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Sultanahmet Meydanı'nda masum canların kanına girdiği gibi, Çınar'da masum çocukların, çınar olacak o küçük fidanların kanına girebilecek kadar alçaktır terör. Sultanahmet saldırısı bunun en somut örneklerinden biri olmuştur" dedi.

"Tek hedefimiz terörü ortadan kaldırmaktır"

İnsanlara huzur ve emniyet ortamını sağlamayı hedeflediklerini bildiren Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bizim tek hedefimiz, güvenlik görevlilerimizi şehit eden, masum vatandaşlarımızı tehdit eden, öldüren, esnafımızın iş yerlerini kapatan ve yağmalayan, küçücük Kürt çocuklarını aldatıp, kalem tutması gereken ellere silah vererek ölüme gönderen, Türklere, Kürtlere, Araplara, Zazalara zulmeden bu terörü tümüyle ortadan kaldırmaktır. Tek gayemiz, bölgede terörist odaklarca baskılara ve zulme uğratılan insanlarımıza huzur ve emniyet ortamı sağlamaktır."

"Bu imzaları anlamak mümkün değildir"

Başbakan Davutoğlu, "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin yayımladığı bildirinin, hakkaniyetten uzak, gerçeklikten kopuk, Kandil zihniyetini yansıtan bir bildiri olduğunu bildirdi.

Bildiride, terör örgütüne yönelik en ufak bir eleştiri bulunmadığına işaret eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Bildiri, terör örgütüne yönelik en ufak bir eleştiriye, ikaza ya da terörün saldırılarını doğrudan mahkum eden bir duruşa sahip değildir. Aralarında, imza attıkları bildirinin muhteviyatına hakim olmayan akademisyenlerin de olduğunu ben şahsen biliyorum. Bu türden hakkaniyetsiz girişimleri, hele terör örgütlerinin bu türden kanlı saldırıları ortadayken, bu imzaları anlamak mümkün değildir.

Bir yaşındaki Ecrin, Efe ve diğer çocukların cansız bedenleri yerde yatarken, terör örgütüne destek veren, terör örgütünü yok sayan böyle bir bildiriden imzanızı çekmezseniz, hayatınız boyunca söyleyeceğiniz her akademik söz şüpheyle karşılanacaktır. Sizler, her şeyden önce o çocuk bedenlerini zihninizde bir an tahayyül ediniz ve ondan sonra bir kez daha o bildiriyi okuyunuz."