Davutoğlu'ndan 'Ecevit'li gönderme
Başbakan Davutoğlu, eski merhum başbakan Bülent Ecevit'e gönderme yaparak, "Bulunduğu makam gereği, 'bu kadına haddini bildirin' diyen bir Başbakan'ın bu topraklarda hükmetmesi dolayısıyla, bütün kadınlarımızdan özür diliyorum" dedi
Başbakan Ahmet Davutoğlu İstanbul İl Kadın Kolları 4. Olağan Kongresi'nde konuştu. Başbakan çözüm süreci konusunda mesajlar verdi. Konuşmasına üniversite sınavlarına giren herkese başarılar dilerek başlayan Başbakan," Bu denli muhteşem bir topluluğa hitap etmekten onur duyuyorum. Onur, şevkat ve estetik. Kadınlarımızın bu 3 kavramı yükselttiğine inanıyorum. Önce onur. Kadınlık onuru. İnsanlık onuru. Ak Parti siyasetinin temeli, insanlık onuruna sahip çıkmaktır. Eski Türkiye ile Yeni Türkiye arasındaki en temel fark da budur" dedi.
Salondakilere dönerek "Bir an gözünüzü kapatın ve Eski Türkiye'yi hatırlayın" diyen Davutoğlu isim vermeden Merve Kavakçı olayını hatırlatıp şunları söyledi: Hani Milli İradeyle TBMM'ye girmiş olan başörtülü bir hanıma, 'bu kadına haddini bildirin' diyen Eski Türkiye'yi hatırlayın. Allah rahmet eylesin. Biz yine rahmet dileriz, kadınlık onuruyla oynanmış bir kardeşimize, bütün erkekleri tahrik ederek, 'bu kadının haddini bildirin' demişti. Kürsünün önüne erkekler dizilmişti. Sanki Çanakkale geçilmez demek için. Halbuki o kadın milletvekili Çanakkale şehitlerini temsil ediyordu. Milli İradeyi temsil ediyordu. Bugün kadınlarımız onurla TBMM'ye giriyorsa. Bu AK Parti'nin kadınlara duyduğu saygının eseridir. O zaman bugün aydın kesilenler, ' bugün kadınlık onuru' diyenler, sus pus köşelerinde oturmuşlardı. Bir kadro vardı ki bunu hiç unutmadı. Bu aşkla ve bu sevdayla yola çıktı. Eski Türkiye'nin bütün kalıntılarını ayaklar altına aldık.
Ecevit'li gönderme
İsim vermeden sözü yeniden eski başbakan Bülent Ecevit'i getiren Davutoğlu, "Bulunduğu makam gereği, 'bu kadına haddini bildirin' diyen bir Başbakan'ın bu topraklarda hükmetmesi dolayısıyla, bütün kadınlarımızdan özür diliyorum. Bir daha, bu ülkede hiçbir başbakan, hiçbir kadın için böyle bir ifade kullanmayacak. Türkiye'deki bütün kadınlarımıza sesleniyorum. İster bize oy verin, ister vermeyin. Her birinizin onuru, bizim onurumuzdur. Her birinizin özgürlüğü, bizim özgürlüğümüzdür.Bu salondaki başörtülü ve başı açıklar adına diyoruz ki, bir daha bu topraklarda, ne mecliste ne sokakta kimse kadınlık onurunu çiğneyemeyecektir. Herkes özgürce istediği gibi giyinecek, istediği şekilde düşünecek, istediği şekilde oyunu verip meclise girecek"dedi.
"Eşim korkuyla sınava giriyordu"
Eski Türkiye olarak adlandırdığı dönemde eşinin de sıkıntılar yaşadığını anlatan Davutoğlu," 1984 yılında evlendik. Aynı düşünceleri paylaşıyorduk. Ama ben okuluma devam ettim. O okuldan uzaklaştırıldı. Aynı düşünceye sahiptik. 1989'da ben doktora tezimi bitirirken, o ihtisas sınavında salonun dışına çıkarıldı. Aynı düşünceye sahiptik. Aynı hayat felsefesini benimsiyorduk. Ama ben erkek olarak yoluma devam edip, 1999'da Profesör oldum. Ama eşim, ihtisas sınavının son aşamasına geldiği halde korkuyla sınava giriyordu. Ben bütün bu süreçte kapısında bekliyordum sınav salonlarının. Bir hakarete maruz kalmasın diye. Bu sadece bizim değil, bu herkesin hikayesi" diye konuştu. Bütün bu süreçlerin sonunda bir an bile eşinin mesleğini bırakmasını istemediğini söyleyen Başbakan, "Biliyorum ki onun işi de en az benimki kadar azizdir "dedi.
Şiddete karşı seferberlik
Kadına yönelik şiddete değinen ve " Çanakkale seferberliğinin Yüzüncü yılında, milletimizi kadına yönelik şiddete karşı seferberliğe çağırıyorum"diyen Başbakan Davutoğlu, " Eğitim faaliyetlerine ağırlık vereceğiz. Her bir ilde kadına yönelik şiddet komisyonları kuruyoruz. İyi örnek teşkil eden çalışmaları destekleyeceğiz. Şiddete önlemenin öncelikli yolu bilinçlenmektir. Şiddeti kardeşiniz uygulasa bile ona karşı dimdik duracak mıyız ? Hiçbir şekilde kimsenin size şiddet uygulamasına izin vermeyin. Sizleri bizzat takip edeceğim seferberliğe çağırıyorum" şeklinde konuştu.
"Çözüm sürecine sahip çıkın"
Davutoğlu konuşmasının devamında sözü barış sürecine getirip " Hepimiz için imtihan günlerindeyiz. İki hafta önce ilan edilen silahları terk etme çağrısıyla ileri bir aşamaya geldik. Çözüm süreci bütün milletimizin malıdır. En fazla da annelerin malıdır" dedi. Salonda Türkiye'nin her yanından kadınlar olduğunu belirten Davutoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: Bu salona hitap ederek, annelerimize sesleniyorum. Çözüm sürecine sahip çıkınız. Çocukları dağlara çıkarılan Diyarbakırlı anneler Ankara'da ziyaretimize geldiler. Gözleri değil yürekli ağlıyordu. 4 çocuk babası olarak o gözlerde evlat acısı gördüm. O dağlara çıkarılan gençler birer birer dönmeye başladı. Ben isterim ki, şehitlerimizin anneleriyle Diyarbakır anneleri el ele versinler, 'yeter bu acı' desinler.