Davutoğlu'ndan seçim hükümeti açıklaması
Başbakan Davutoğlu, "7 Haziran'dan beri anayasadan sapmadık, bundan sonra da sapmayız. Ümit ederim temsil kabiliyeti yüksek bir meclis oluşturmak için seçimlere gideriz" dedi.
AK Parti Genel Başkanı Başbakan Ahmet Davutoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, "Şu ana kadar, 7 Haziran'dan beri, milletimiz de şahittir, tek bir santim hukuktan, anayasadan, yasal çerçeveden sapmadık, bundan sonra da sapmayız. Ümit ederim herkes, bu ulvi ve milli görev için elini taşın altına koyar. Birlikte, suhuletle temsil kabiliyeti yüksek bir meclis oluşturmak için seçimlere gideriz" dedi.
Kılıçdaroğlu ve Bahçeli'ye çağrıda bulunduğunu belirten Davutoğlu, "Keşke cumhurbaşkanımızı böyle bir karar vermek zorunda kalmamış olsaydı. Keşke biz siyasi partiler buna bir çözüm bulsaydık. Şimdi işleyiş de böyle olacak. Ümit ederim ki teklif götürdüğümüz, daha 24 saatlik süreç var. Böyle bir durum olması halinde, bütün elimdeki imkanlar ve gördüğüm perspektifleri de değerlendirerek en uygun isimlere teklif götürürüm. Kılıçdaroğlu'na görevin verilip verilmemesi cumhurbaşkanımızın takdiridir" dedi.
Başbakan Davutoğlu, Anayasa'da 'Parti grubuna teklif götürülür' diye bir şey olmadığını söyleyerek şunları kaydetti:
"Kimse, 'Türkiye'de bir olağanüstülük var' kanaati oluşturmaya kalkmasın. Ben bir vesileyle söyledim, olağandışı bir görünüm verilmek istenen her aşamada son derece olağan, sakin davranmak lazım ve yasal, Anayasal çerçeveleri uygulamak lazım. Bu Cumhurbaşkanımızın takdiridir. Bu takdir çerçevesinde görev bana tevdi edilmesi halinde, yine anayasa ne diyorsa onu yapacağım. Ne eksik ne fazla. Bunu açık bir şekilde ifade edeyim. Her zaman Anayasal çerçeveye atıfta bulunulur ama nedense bazen bu çerçeve gözardı edilir. Anayasa'nın 114 ve 116'ncı maddelerinin uygulaması açıktır. Denir ki 'Görevlendirilen başbakan adayı, Meclis Başkanı'ndan oranlara göre bakanların sayılarını aldıktan sonra görevlendirme yapar ve kişisel olarak teklif eder'. Orada hiçbir yerde 'Parti grubuna teklif götürülür' diye bir şey yok. Tek tek, o sayılar esas teşkil ederek, teklif de bulunur. Kişiler bu teklifi kabul eder ya da etmez. Etmemesi halinde, yerine tarafsız, bağımsız kişilerden atama yapılır yani AK Parti'den yapılmayacak bu atama. Öyle bir durum söz konusu olduğunda, Meclis Başkanımız bana sayıları verdiğinde ben, uygun gördüğüm isimlere teklif götürürüm, teklif götürülen şahıslar, bakanlık gibi onurlu, bu millete iki ay değil iki dakika hizmet etmek, bakan olarak hizmet etmek dahi büyük bir onurdur. Hele hele böyle kritik bir dönemde bakanlık görevi üstlenmek milli bir vazifedir benim için. 'Aynı durumda kendim olsaydım nasıl davranırdım' diye düşündüğümde, öyle bir milli görev teklif edildiğinde 'Hayır' denmemesini beklerim. Parti gruplarının kararlarına saygı duyarız. Onlar kendi içlerinde her türlü kararı alabilirler ama nihayet bu seçime hep beraber, bütün Türkiye olarak, bütün partiler olarak gideceğiz. Eğer bu hükümetin içinde, bütün partilerden temsil olursa seçim döneminde toplumda bir rahatlama olur, tansiyon düşer. Oy veren bütün vatandaşlarımız temsil edildiklerini gördükleri için mutlu olurlar."
'Evet ya da hayır demek onların takdiri'
Başbakan Davutoğlu, CHP ve MHP'li vekillere de bakanlık teklifinde bulunacağını kaydederek; şöyle devam etti:
"Ben Anayasa'nın ruhuna bakarım. Hani herkes Anayasa'ya uyulması çağrısında bulunuyor, özellikle Cumhurbaşkanımıza, bu çağrılar yapılıyor. Ben şu andaki sistem içinde Anayasa ne diyorsa, onu yaparım. Anayasa şunu söylemiyor, 'bu konuda gruplar karar alır, milletvekili adayları bildirilir, partiler karar alır' demiyor. Anayasa, 'Meclis Başkanı sayıları bildirir, görevlendirilen Başbakan o sayılara göre teklifte bulunur, kişiler kabul veya reddeder.' Hal böyleyken, bütün partilerin iç disiplinlerine saygı duyarım, onların iç işlerine de karışmam. Ben de Genel Başkanım. Kimse AK Parti'nin içişlerine karışmaz, aynı şekilde ben de iç ilişkilerine müdahale etmem ama Anayasa bunu söylüyorsa, Anayasa her şeyden üstündür. Hepimiz var olan sistemi savunduğumuzu iddia ediyoruz. Bu sistem ne diyorsa o olacak. O sistem gereği muhataplarımıza, muhataplarımız burada tek tek milletvekilleridir, partilerle ilgili olan sayısal olarak o partinin temsil oranlarıdır, o milletvekilleri tabi kendileri nasıl karar alırlar, partileriyle nasıl istişare ederler o beni ilgilendiren husus değil. Ben en doğru adaylara en doğru bakanlıkları teklif etmeyi bir sorumluluk olarak görürüm. Ondan sonrası, eğer 'hayır' derlerse onu o zaman yine ehliyet ve liyakate bakarak hiçbir siyasi görüşü öne çıkarmadan, önümüzdeki 2 ay, 2.5 ay çok kısa gibi görünüyor, çok kritik dönem, terörle mücadele devam ediyor, ekonomi alanda dünya küresel olarak bir ekonomik bunalım içinden geçiyor. Böyle bir dönemde, tek taraflı bakış açılarına izin vermem. Doğru olan neyse onu yaparız. Dolayısıyla bütün partilere, bana verilen oran nispetinde teklifte bulunurum. Evet veya hayır demek onların takdiri."
"AK Parti tüzüğünde değişiklikler planlıyoruz"
Davutoğlu, AK Parti'nin 3 dönem kuralına ilişkin soru üzerine, şunları kaydetti:
"Felsefi yaklaşım itibarıyla doğru bir ilke olduğunu hep kabullendik ama bu sefer özel bir durum hasıl oldu. Çok kısa bir sürede 2 ayda, 3-4 ayda bir dönem bitmiş oldu. Bunu dönem olarak saymak, bazı arkadaşların tam da siyasete girmiş ve 2 dönemdir tecrübe edinmiş arkadaşların birikimlerini kullanmak bakımından zorluklar doğurur. Dönem olarak saymamak da bu sefer 3 dönemi doldurmuş olan arkadaşların hakları bakımından yanlışlık olur. Bir heyet oluşturduk, bir tüzük heyeti, son MYK'da. Tüzük heyetinde bu konuda çalışma talimatı verdim ama tüzüğümüzde sadece bu değil, başka değişikliklerin olmasını da planlıyoruz."