'DEAŞ'a katılmak isteyen 74 bin kişi yakalandı'
Veysi Kaynak, Türkiye'de DEAŞ'a katılmak için yakalanan kişi sayısının 74 bin olduğunu söyledi.
Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak bir televizyon programında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Reina saldırganının yakalanmasından, sınırların güvenliğine, uyuyan hücreler meselesinden, İncirlik üssüne kadar tüm sorulara yanıt veren Kaynak, Trump'ın Ortadoğu politikası hakkında da konuştu.
"Saldırganın canlı yakalanması önemli"
Reina saldırganının alınan tedbirler nedeniyle kaçamadığını ifade eden Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, saldırganın canlı yakalanmasına dikkat çekerek şunları söyledi:
"Reina saldırısının neticesinde saldırgan evvelsi gün akşam yakalandı. Bu belki de dünyada da bu çapta terör eylemlerine karşı, İstanbul gibi bir metropolde 15-16 gün gibi kısa sürede bir teröristin canlı yakalanması çok önemli bir hadise idi. Ayrıca maalesef katledilen Rusya Ankara Büyükelçisi'nin canlı yakalanamamasının düşünüldüğünde ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. DEAŞ'ın Gaziantep'teki liderlerinin nasıl kendilerini katlettiklerini hatırlarsak canlı yakalanması çok önemli bir hadiseydi. Reina saldırganının Türk polisinin önemli noktalarda aldığı önlemler nedeniyle kaçamadığını düşünüyorum."
'Uyuyan hücrelerin sayısını bilmiyorum ama bir terörist bile önemli'
Reina saldırganının yakalanmasının ardından gündeme gelen 'uyuyan hücreler' konusunda da açıklama yapan Kaynak şöyle konuştu:
"Sorunun önemli kısmı şu, Türkiye'de böyle başka teröristler var mıdır? Tabii bunu güvenlik teşkilatımız, İçişleri Bakanlığımız hem de Milli İstihbarat Teşkilatımız bilecektir ama bunun böyle olabileceğini hem Milli Güvenlik Kurulu'nda hem de Bakanlar Kurulu'nda hep gözden geçiriyoruz. Zaten ele geçirilenler, yakalananlar önemli, maalesef büyük acılara neden olan eylemlerden sonra haber oluyorlar. Türkiye'de uyuyan hücrelerin sayısını bilmiyorum ancak bir kişinin eylemi 39 kişiyi katletmiştir. Suriye ve Irak'ta devlet otoritesi kalmadığı için sınırlarımızdan PKK'nın Suriye kolunun güneyimizde oluşturduğu kantonlardan sızmalar oldu."
'Fırat Kalkanı Harekatı ile sınır güvenliği sağlamlaştırıldı'
Terör örgütleri ile mücadele hakkında konuşan Kaynak, sınır duvarları ve Fırat Kalkanı Harekatı ile birlikte sınırdan terörist sızmalarının engellendiğini ifade ederek şunları söyledi:
"2015 yılının Temmuz ayında başlayan sınır güvenliği için hükümetimizin aldığı kararla sınırlara güvenliği sağlayan duvarlar çekildi. Milli Savunma Bakanlığı ve TOKİ'nin sağladığı duvarların 3'te 2'si bitti. Duvarlar önemli çünkü en az 3 metre yüksekliğinde duvarlar var. Duvarın altından tünel kazarak sızma girişimleri oldu ama bunlar engellendi. Suriye'den Türkiye'ye teröristlere gelişinin Fırat Kalkanı Operasyonu ile önüne geçildi. Bu bölge Türkiye'nin kendi güvenliği için de orada yaşayan masum halkın güvenliği için de oluşturuldu. Azez'den Cerablus'a kadar 90 km uzunluğunda El Bab'a kadar 20 km derinliğinde bir alan Özgür Suriye Ordusu kontrolüne geçirildi. Bu bölgeden terör sızması artık mümkün değil."
'İncirlik üssü sorgulanmalı'
'İncirlik üssü kapatılmalı mı?' tartışmalarını da yorumlayan Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak İncirlik üssü ve Amerika ile ilgili ilişkiler hakkında şunları söyledi:
"Koalisyonun en büyük gücü olan Amerika'nın kendisi hava operasyonları yapmak ve PKK'nın Suriye kolu PYD'yi kara gücü olarak kullanmak istedi. Bu noktada anlaşamadık. Türkiye İncirlik'te Diyarbakır'da farklı yerlerde birlikte hareket etme taraftarıydı. İncirlik üssü konusundaki tartışmayı haklı buluyorum. İncirlik tabii ki sorgulanmalı. Ancak İncirlik'i hemen kapatacağız diyemeyiz. Bu müttefikimiz bu tutumundan dolayı hem ittifakımızı hem de İncirliği sorgulatmamalıdır aslında. Biz birçok ülkeye İncirlik'i kullandık, ancak bu ülkelerin silahları tanklarımızı vurdu, roketleri askerlerimizi şehit etti. Bunları Dışişleri Bakanlığı değerlendiriyordur. Bir hadiseye dayanarak tüm ilişkileri kesmek ya da tamir etmek mümkün olmaz. İncirlikle ilgili huzursuzluğumuz var. Teröristlere verilen silahların batı menşeili olması çok talihsiz."
"Terör örgütleri son teknolojiyi kullanıyor"
Terör örgütü ile mücadele konusunda konuşan Kaynak, DEAŞ'lı teröristlerin son teknoloji kullandığını ifade ederek Reina saldırganının evinden çıkan drone ve para ile ilgili şunları söyledi:
"Terör örgütlerinin teknolojiyi çok iyi kullandıklarını öğrenmemiz lazım. DEAŞ'ın elindeki dronelarla Suriye'de keşif yapabiliyor. Çapulcu takımı değil bunlar orada yüksek teknoloji kullanabiliyorlar. Böyle bir beyin takımı var. Dolayısıyla İstanbul'daki droneun sebebi önceden takip etmek olabilir. Zaten bunu kullanabildiklerini Suriye'de gördük. 200 bin dolar çok önemli bir rakam. Bu konudaki önemli bilgiyi sizin alt yazıda gördüm. Bu parayı Rakka'ya götüreceğini açıklamış. Bu paranın aslında harcaması için kendine verilmediğini terör örgütüne geri dönüştüreceğini ortaya çıkarıyor."
"DEAŞ'a katılan ve Türkiye'de yakalanan 74 bin kişi sınır dışı edildi"
Başbakan Yardımcısı Kaynak, Türkiye'den DEAŞ'a katılımların engellenmesi için ne yapılmalı sorusu ile ilgili hoşgörü politikasının altını çizerek, 'Laiklik inanç özgürlüğünün sigortasıdır' dedi ve DEAŞ'a katılımlarla ilgili şunları söyledi:
"Türkiye'den katılımların engellenmesi için önce Türkiye'de radikal gelişmelerin önüne geçecek politikalar uygulanması gerekir. Bunun için de hoşgörü, başka düşüncelere saygı, kimsenin yaşam tarzına karışılmaması gerekir. Türkiye 14 yıldır AK Parti hükümetinde bu hoşgörüyü gördü. Laiklik herkesin inancını istediği şeye inanması ve inancının gereklerini yapması ya da yapmamasına imkan verilmesi, kendisine inancından dolayı sorgulanmaması gibi değerlendirilebilir. Laiklik inanç özgürlüğümüzün sigortasıdır. Laiklik inanmayana göre inançlı olana daha çok gereklidir. Ben Müslüman'ım ancak başka inanca sahip yönetim benim inancıma saygı duymalıdır. İkincisi Türkiye'nin belli yerlerinde örgüte katılmaları engellemek için polis teşkilatımız çok iyi çalışıyor. Türkiye'de de DEAŞ'a katılmak için yakalanan kişi sayısı 74 bin. Bunlar sınır dışı edilenlerin sayısı. Bu örgüte 110 ülkeden insan katılıyor çoğu da Batılı ülkelerden. Bu örgütü inançla değerlendirmek doğru değil."
"Anayasa değişikliği referandumda yüzde 50'yi geçer"
Veysi Kaynak, Anayasa değişikliği konusunun halka gittiğinde yüzde 50'yi geçebileceğini öngördüğünü söyledi ve şöyle devam etti:
"Bildiğiniz gibi 23. dönemde 27 maddelik anayasa değişikliği teklifini 2010 yılında gündeme getirmiştik. AK Parti'nin tek başına 330'u aşan milletvekili vardı. Ancak parti kapatma maddesini 330'u geçirememiş ve altında kalmıştı. Milletvekilleri gerçekten ülke için önemli tehdit olarak gördükleri durumlarda refleks gösterirler. Meclisten önemli bir fire beklemiyorum. Anayasa değişikliği halka gidildiğinde bizim bunun için sahayı görmemiz gerekir. Sahayı net olarak gördükten sonra söylesem daha iyi olur ancak yüzde 50'yi aşacağını düşünüyorum. Dinamik bir MHP tabanı var diye görüyorum. Bu nedenle yüzde 50'nin rahat aşılacağını söyleyebilirim."
"Ortadoğu politikasında daha doğru yere gelecek"
Donald Trump yönetimi konusunda da konuşan Başbakan Yardımcısı Kaynak, Trump'ın 'Dayan İsrail' cümlesine dikkat çekerek şunları söyledi:
"Trump'ı ben çok pragmatist görüyorum. Bir iş adamı mantığıyla Obama'nın yaptığı işleri ya yapacaktır ya yapmayacaktır. Ben Ortadoğu politikasında daha doğru yere geleceğini düşünüyorum. Bunu da 'Dayan İsrail geliyorum' cümlesinden çıkarıyorum. İyi etkisi olacağını düşünüyorum."