Demir-çelik ve otomotivin geleceği

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Can KOMAR / Grand Trade International Türkiye Temsilcisi

27 Nisan 2011 günü, Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER)'in düzenlediği konferansa katıldım. Konferansın başlığı, "Otomotiv sektörünün geleceği… Bugünden 2023'e" idi. Biraz sonra, bu konuyla ilgili bilgi vereceğim.

Bildiğiniz gibi, 2023 yılı, Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümüdür. Bu nedenle, son zamanlarda pek çok politikacıda dahil olmak üzere pek çok kişi 2023 hedeflerinden konuşmaya başladı.

Konuşmanın hiçbir zararı yoktur. Üstelik faydası da vardır. En azından, konu enine boyuna tartışılır ve düşünsel olarak hazmedilir. Sonunda, hedefler tutturulamasa bile o doğrultuda önemli bir yol kat edilmiş olunur. Bu amaçla, bugünkü ve bundan sonra yazacağım birkaç makaleyi 2023 hedeflerine ayırmak istiyorum.

Günümüzde demir çelik ve otomotiv

2023 hedeflerine geçmeden önce bugüne bir göz gezdirelim.

Otomotiv şahlanıyor. 2010 yılındaki güçlü çıkış devam ediyor ve yeni rekorlara doğru yol alıyoruz. Bu sadece Türkiye'de değil, Avrupa'da da aynı gelişmeler göze çarpıyor. Yaz aylarının yaklaşması ile, üreticiler programlarını artırmaya başladılar.

Öbür taraftan demir çelik sektöründe bazı sıkıntılar yaşanıyor. Uzun mamul üreticileri, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki halk hareketlerinden olumsuz etkilendiler. Ancak, Pazar kaymalarına, krizlere alışkın olan uzun mamul üreticilerinin pazarlama ekipleri, yine kendilerine alternatif pazarlar yaratarak, bu sıkıntıları en aza indirebilmeyi başardılar. Mısır ve Libya gibi ülkelere ihracatlar düşerken, İtalya, BAE ve Peru gibi pazarlara yapılan satışlarda artışlar yaşandı.

Arz-talep dengesizliği

Sac üreticileri ise, farklı sorunlar yaşamaktadırlar. Sac fiyatları Avrupa'da, Güneydoğu Asya'da artarken, Türkiye'de düşmektedir. Ekonominin canlı olmasına rağmen, talep düşüklüğü yaşayan bu sektördeki esas sorunun arz-talep dengesizliği olduğunu düşünüyorum. Yani, talep arttı fakat üretim daha da fazla arttı. Dolayısı ile göreceli olarak talep geride kalmış oldu. Haliyle bu durum rekabeti hızlandırdı ve fiyatların aşağılara doğru kaymasına neden oldu.

Sac fiyatlarındaki bu dengesizliğin ancak ihracatın artırılması ile aşılabileceği görüşü hakim olmaya başladı.

Bildiğiniz gibi, Erdemir'in toplam kapasitesi 7 milyon tona erişti. Hemen arkasından devreye giren Çolakoğlu ve Tosyalı; arkasından MMK ve şimdi de Habaş, toplam kapasiteyi 13 milyon tonun üzerine taşımış oldu. Bunların yanı sıra, haddeleme kapasiteleri ile piyasaya hizmet veren Borçelik, Tat Metal ve Tezcan'ı da hesaba katarsak, yıllık 18 milyon tona erişiyoruz. Sac piyasasındaki aktörlerin pazarlama konusunda uzun mamulcülerden öğrenecek çok şeyleri olduğunu düşünüyorum.

Elektrikli araçlar

Bunun yanı sıra, otomotivdeki bazı gelişmeler gelecekteki değişimin tohumlarını atmaktadır: Elektrikli araçlar. 2020 yılına kadar, otomotiv üretiminin %10'unun elektrikli araçlar olacağı tahmin edilmektedir ve bu sayı daha sonraki yıllarda da giderek artış gösterecektir.

Ancak, elektrikli bir aracın ön kaputunu açtığınızda, içinde nelerin olduğunu (ve çok daha önemlisi, nelerin "olmadığını") pek fazla insan bilmemektedir. Ancak, şurası kesindir ki, yeni teknolojiler otomotiv ana ve yan sanayisinde giderek artan şekilde konuşulmaya başlanacaktır. Bazı ürünler devreden çıkarken, diğer bazı yeni ürünler devreye girecektir.

Çelikten kaçış

Avrupa Birliğinin "karbon ayak izi" diye adlandırdığı çevrenin korunması ve salınan karbondioksitin azaltılması programları çerçevesinde, araçlar daha da hafifleyecektir. Şu anda, pek çok sanayicinin bilmediği ürünlerin çelikten plastiğe, alüminyuma veya kompozit malzemelere geçişi planları yapılmaktadır. Bunlar birkaç yıl içinde otomotiv sanayinin etkilemeye başlayacaktır.

Bunları düşünmek, önlem almak ve doğru yatırımları planlamak birçok sanayici için hayati önem taşımaktadır.

2023 Hedefleri

Şimdi gelelim Otomotiv Konferansı'na ve 2023 hedeflerine.

Eğer Türkiye, gelecek yıllardaki değişimi doğru yönetebilir ise şöyle bir tablo ile karşılayacağız:

                                         2010 2023

Nüfus (milyon)                   72     82

GSYH (milyar USD)            635    2.064

Kişi başı gelir (USD)          8.821 25.076

İhracat (milyar USD)         113    545

İthalat (milyar USD)         185     625

Büyüklük sıralaması         17       10

Konferansta konuşan kişiler özellikle 2 konunun üzerinde durdular: Elektrikli araçlar ve yerli otomotiv markası. Bu 2 noktanın, durdurulamaz biçimde geleceğe damga vuracağından bahsedildi.

                                                       2010 2023

Otomotiv Üretimi (milyon araç)           1.1     4

Otomotiv ihracatı (milyar USD)          17.4   75

Demir çelik ihracatı (milyar USD)       12.3    55

Bahsedilen rakamların büyüklüğünü görüyor musunuz? Ben, değişimin doğru yönetilebilmesi durumunda bu rakamların gerçekleşebileceğine inanıyorum. Ancak, bu denli bir değişim için hepimizin hazırlıklı olması gerekmektedir. Değişimler ve büyümeler, güzel fırsatlar yaratabildiği gibi, tehlikeli de olabilmektedir.

Düşünmeniz gereken önemli noktalar

Eğer otomotiv ve demir çelik sektöründe faaliyet gösteren bir sanayici veya tüccar iseniz şunlara dikkat edeceksiniz:

- Hangi alanlara yatırım yapmalısınız

- Hangi yeni pazarlara hangi ürünlerinizi yönlendirmelisiniz

- Bu pazarlardaki fiyat politikalarınız ne olmalı

- Bu pazarlardaki rekabete ilişkin bilmeniz gerekenler

- Çevre gereksinimleri ve bununla ilgili kısıtlamalar nelerdir

- Yeni markalar neler olacak ve nasıl yönetilecektir

- Bütün bunların finansmanı nasıl olacaktır

İşte, önümüzdeki makalelerimde bu konuları işleyerek sizlere, geleceğe yönelik ışık tutmaya çalışacağım.