Denetim krizleri önler mi?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Emre CAN / İzmir Ekonomi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Doktora Öğrencisi

"Uçurtmayı Vurmasınlar" filmin bir sahnesinde, müdür görevliye bir iş verir; sonra ikinci görevliyi, birinci görevlinin arkasından göndererek, ondan işin yapılıp yapılmadığını kontrol etmesini ister ve sonra üçünü görevliyi de yollayarak, ona işin yapılıp yapılmadığının, kontrol edilip edilmediğinin kontrol etmesini söyler. Kontrol edeni de kontrol etmek! Bu giriş de nerden çıktı demeyin; Enron ve Parmalat skandalları, Yunanistan'ın açıkladığı verilerin sorgulanır hale gelmesi, birçok ülke ekonomisinin yarısının kayıt dışı olduğunun düşünülmesi, sıcak paranın hızlı hareketinin krizlere neden olduğu ve sıcak para giriş ve çıkışlarının kontrol altına alınması fikri, denetim ve regülâsyonların yeniden ve daha güçlü gündeme gelmesine ve sorgulanmasına neden oluyor.

Peki, bugüne kadar olan denetimler ve kontrol sistemleri işe yaramadı mı? Denetim süreçleri ve bunlara bağlı regülâsyonlar aslında dinamik bir sürecin parçalarıdır. Meydana gelen her sorun akıllara bunun çözülmesi yeni bir denetim aracının veya düzenlemenin ortaya konmasını sağlamaktadır. Ancak bu süreç o kadar da çabuk işlememektedir. İşte sorun da tam burada; denetim mekanizmalarının belirli bir zaman gecikmesiyle "sonradan" gerçekleşmesinde yatmaktadır. Oysa teknoloji öylesine hızlı değişmektedir ki denetimin etrafından dolaşılması çok kolay ve hızlı hale gelmektedir.

Regülâsyonların hukuki alt yapısının oluşması, tartışılması, belirli bir yazılı yasa veya tüzük haline gelmesi ayrıca bir süre almaktadır. Dolayısıyla sorunu bilmenize rağmen, buna müdahale etmeniz yine bir gecikmeyle gerçekleşebilmektedir. Demek ki denetime bağlı çözüm iki ayrı gecikmeden sonra ortaya çıkabilmektedir. Örneğin yabancı ve yerliye uygulanan farklı stopaj oranın eşitlenmesinin hala sürüncemede kalması gibi ve BDDK'nın ancak 2001 yılında büyük bir krizin yaşanmasından sonra kurulabilmesi gibi.

Diğer yandan denetlemenin içeriği, yasa veya tüzük yapıcısının ideolojisini de taşıdığı için belirli bir ekonomi felsefesini de içinde barındırır. Bu yüzden burada asıl sorun denetlemenin ve düzenlemenin hangi amaçla yapıldığıdır. Piyasayı düzenlemek adına mı, yoksa piyasaya müdahale etmek için mi? Bu iki kavram birbirine benzese de piyasadaki gerçekleşmeleri çok farklıdır.  Sıcak paranın giriş ve çıkışını şartlara bağlamak veya daha da kolaylaştırmak bir düzenlemedir ve bu iki farklı düşüncenin arkasında farklı iki iktisadi düşünce vardır. Önemli olan düzenlemenin ekonomide krize neden olan soruna çare olup olamamasıdır. Türkiye'nin açıklarını finanse etmek için doğrudan ve dolaylı yabancı sermaye girişine ihtiyacı vardır. Aynı zamanda da ülkeden ani sermaye çıkışları kırılganlıkları artırmaktadır. Bu iki doğru farklı iki düzenlemeyi gerektirse de; burada asıl sorun yabancı para giriş ve çıkışı değil, ülkenin birçok finansal dengesinin açık vermesidir. Dolayısıyla zaten gecikerek gerçekleştirebildiğiniz düzenleme, sorunu değil de bir sonucu çözmeye çalışıyorsa o zaman denetime ve düzenlemeye olan eleştiriler daha da artmaktadır. Ayrıca denetlemenin yaptırımları da bu bağlamda çok açıdan önemlidir. Mevzuat sonucunda eğer piyasada batmasına izin verilmeyecek kadar büyük şirketlerin (too big too fail) zararları vergi ödeyenlerin sırtına yük olmaya devam ediyorsa bu düzenlemenin işe yaramadığını söylemek yanlış olmayacaktır. Ayrıca denetlemenin sıkılaştırılmasının piyasada önemli bir işlem ve zaman maliyetine nende olmaktadır

Regülâsyonlar ancak daha önce gerçekleşen krizin şartlarına benzer krizleri önleyebilir. Bu yüzden denetleme mevzuatı ekonomik göstergelerin ışığında olası krizleri önleyebilecek esneklikte ve dinamiklikte gerçekleşmelidir. Bu yüzden yasa ve regülasyon yapıcının bu gerçekler dahilinde krize neden olan faktörü iyi tespit etmesi gerekir. Yoksa kontrol edeni kontrol etmek krizleri önlemez; çünkü her zaman son denetleyen denetlenmemiş kalacaktır. Bu yüzden krizler sadece denetlememekten değil; yanlış ve aşırı denetlemeden de kaynaklanabilir. Asıl sorun krizinizin nedenini bulmaktır. Krize çözümü, kriz ortaya çıktıktan sonra bulmuşsanız emin olun ki yeni kriz kapıdadır. Kapının önüne koyacağınız bir kriz bekçisi krizi size sadece "haber verebilir" ama çözemez ve krizde sonra kapı dışına konulur. Asıl denetleme ve düzenleme krizin içinden giremeyeceği bir kapı inşa etmelidir. Yoksa kapı açıldığında içeri gelen ışık üzerimize gelen bir tren mi, yoksa gün ışığı mı diye merak etmeye devam ederiz.