Denizli, elindeki tek umudu da kaybetti
DENİZLİ'DEN / Güneş DOĞDU
İhracatlı kent kimliğine sahip Denizli, uzun yıllar düşük kur politikası yüzünden sıkıntı çekti. 5084 Sayılı Teşvik Kanunu nedeniyle çok sayıda yatırımcısını komşusu Afyon'a kaptırdı. Ülke koşullarında dünya ile rekabette zorlanınca, ilin lokomotif sektörü tekstil sektöründeki isimler rotayı gelişmekte olan ülkelere çevirdi. Ama her şeye rağmen yatırımlar devam ediyor, ihracat artıyor ve halen istihdamda örnek gösterilen iller arasında yer alıyordu. Ta ki dünyaya entegre yapısı nedeniyle tüm dünyayı etkisi altına alan global krizden en fazla etkilenen bölgelerden olana kadar.
20- 25 yıldır üretimde, ihracatta, istihdamda yükselen ibre birden bire aşağıya doğru hızlı bir şekilde ilerlemeye başladı. Makineler sustu, onlarca firma kapısına kilit vurdu, vurmayan da küçüldükçe küçüldü, binlerce insan işsiz kaldı, göç alan kent biranda boşalmaya başladı. Bu kadar olumsuzluğa rağmen bir tek umut vardı; açıklanması beklenen yeni Teşvik Yasası. Görüştüğümüz tüm kesim bu defa Denizli'nin üvey evlat muamelesi görmeyeceğine emindi. Emindi çünkü hükümetin en üst düzeyindeki yetkilileri, 5084 sayılı yasada Denizli'ye haksızlık edildiğini, faturanın çok ağır olduğunu söyledi ve bunu düzeltileceği sözü verdi.
Teşvik Yasası açıklandı; umutlar biranda tükendi. Sanayi kentlerinden Gaziantep, Kayseri, Konya, Manisa 3. bölgede yer alırken Denizli 2. bölgede yer alıyor.
İlin sanayici ve işadamlarına sordum, ne oldu diye? 'İkinci tokadı yedik' dedi çoğu.
Denizli'de tablo ortaydayken yapılan haksızlığı önlemek adına bazı illerin Ankara'nın yolunu tuttuğunu söyledim, 'Gideceğiz ama birşey değişeceğini düşünmüyoruz' dediler.
Teşvik alan illere yatırım yapar mısınız, dedim? Kimisi, 'Bu ülkede yatırım yapan cezalandırılıyor, daha ne yatırımı' dedi. Kimisi 'Araştırdık ama buradaki sanayi alt yapısı diğer illerde yok' dedi. Kimisi, 'Tabii ki gideceğim başka çare mi bıraktılar' dedi.
Girişimci insanı sayesinde yılda yaklaşık 2.5 milyon dolarlık ihracat yapıp, 155 bin kişiye istihdam sağlayıp, kadın istidamın da örnek gösterilen tek yer olup, kümelenmede yine örnek model olan Denizli'nin bu tokadı hak ettiği düşünebilir mi?
Bir tarafı yaparken bir tarafı yıkmanın mantığını kim kime açıklayabilir?
Bunca şeye rağmen Denizli'ye tekrar güneş doğar mı?
Sorduğum sorunun cevabını yine ben vereyim; Denizlili girimcinin güneşi doğdurmaya artık gücü yetmiyor, gücü yetenlere buradan duyurulur.