Dervişoğlu: 'Yasayla oyalanmak boşunadır'
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Sokak hayvanları kanuna tepki göstererek, “Ölüm ve yok etmeyle başlayan hiçbir cümleden hayır gelmez. Türkiye’de sahipsiz başıboş köpek sürüleri bir sorundur. Bir sağlık sorunu, bir güvenlik sorunudur. Ancak ölüm lafıyla değil, hayır lafıyla başlayacağız. Sonra da bu sorunun en makul çözümünü bulacağız” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Dervişoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
*Dün faiz lobileri, küreselciler diye ortalığı inlettiler… Bugünse tefeci kapısında kredi dileniyorlar. Adı konmamış IMF politikalarını uyguladıkları için de alkış alıyorlar. O alkış aldıkları şeyin adı milletin ümüğünün sıkılmasıdır. Milli servet soygunudur. Tefecilerin 3 kuruş dövizini, rica minnet ve 5 kuruş faiz alma garantisiyle ülkemize getiriyorlar. Bu Kur Korumalı Mevduat sisteminin bir başka versiyonudur. Türkiye’nin başına çok daha büyük belalar açacak, Türkiye ekonomisini uyuşturan ve bağımlısı haline getirecek olan tam bir “benden sonrası tufan” politikasıdır!
*Bütçe açığı bugün tam 1,4 trilyon liraya ulaşmış durumda. Devletin yandaşlardan affettiği vergi geliri miktarı da ne biliyor musunuz? Tam 1.4 trilyon lira. Bu kaynaklar kime harcandı? Emekliye mi, çiftçiye mi, emekçilere mi? Hayır! Bu kaynaklar saltanata, şatafata, yandaşa, kaçaklara göçmenlere harcandı. Hiçbir bilimsel dayanağı olmayan “faiz sebep, enflasyon sonuç” teorilerine harcandı. Bunun da kılıflarını hep hazır tuttular. Dış güçler dediler, pandemi dediler, deprem dediler… Halbuki bunlar bile sonuçtu...
“Ölümle başlayan hiçbir cümleden hayır gelmez”
*Bugün sokaklarda öfke var, trafikte şiddet var, evlerde güvensizlik var. Her yerde cinayet var, her an insanlığımızın sınandığı olaylarla karşılaşıyoruz. Her an bastıramadığımız yeni bir öfke seliyle karşılaşıyoruz. Daha önce bu kürsüden dile getirdiğim gibi, işte tam böyle bir durumdayken, Saray iktidarı bir vicdan bombası attı önümüze… Ve bize dedi ki; çocuklar mı ölsün, köpekler mi? Çünkü biri ölmeli… Çünkü yaşamak ve yaşatmak lügatlerinde yok. Çünkü saklayıp örtmek zorunda oldukları o kadar büyük ihanetler vardı ki yeni bir tuzak kurmaları gerekiyordu. Bu attıkları vicdan bombasıyla da günlerdir uğraşıp duruyoruz. İşte bu yüzden ben buradan, bu kürsüden vakti zamanında Türkiye’nin çok kötü zamanlarını yaşamış, o zamanlarda da çok kan ve şiddet görmüş biri olarak; yani bir parti genel başkanı olarak değil, sade vatandaş Müsavat Dervişoğlu sıfatımla sesleniyorum; ölüm ve yok etmeyle başlayan hiçbir cümleden hayır gelmez! Bunu fazlasıyla yaşamış ve tecrübeyle sabit bilen kiminize göre abiniz, kimine kardeşiniz, kiminize göre ise evladınız olarak söylüyorum; sokak hayvanları meselesini ortak akıl ve en önemlisi ortak emek ve çabayla çözmek hepimiz için çok önemli bir imtihandır.
“En makul çözümünü bulacağız”
*Saray iktidarı sonrası için de birlikte ayağa kaldıracağımız yeni baştan hep birlikte inşa edeceğimiz o güzel Türkiye’miz için bir ön sınavdır. Evet, Türkiye’de sahipsiz başıboş köpek sürüleri bir sorundur. Bir sağlık sorunu, bir güvenlik sorunudur. Ancak ölüm lafıyla değil, hayır lafıyla başlayacağız. Sonra da bu sorunun en makul çözümünü bulacağız. Bu işi de sadece yasayla çözmek ya da yasayla çözümsüz bırakmak kolaycılığına da düşmeyeceğiz. Emin olun, bu iktidar ne yasa çıkarsa lafta kalacaktır. Yasayla oyalanmak boşunadır. Önce geleceğimiz olan çocuklarımızı, sonra da bu ülkede yaşayan tüm canlıları korumakla mükellefiz. Bu yüzden de ne imhacı ne de redci bir kolaycılığa düşmeyeceğiz. Vicdanı akılla, aklı da vicdanla dengeleyeceğiz. Biz İYİ Parti olarak bu imtihanı önemsiyoruz. Bu sebeple de en başta sivil toplumun, gönüllülerin ve yerel yönetimlerin sorumluluk aldığı, kimsenin kimseye bahane uydurmadığı bir toplum seferberliği arzuluyoruz. Bunun için de ne gerekiyorsa yapmaya hazırız.
154 kişilik liste tepkisi
*Bir de biliyorsunuz kamuoyunu meşgul eden benim de içinde bulunduğum 154’ler tartışması var. Aslına bakarsanız bu tartışmaya hiç girmek istemiyorum. Ama tamamen sessiz kalmayı da uygun görmüyorum. İki cihanda yan yana gelemeyecek bazı insanları Aynı torbaya doldurarak adeta eşitlemiş; “Bölücü, Liberal, Marksist, Fetöcü” yapıların elemanı diye yaftalamışlar. Bu insafsızlıktır, izansızlıktır, saygısızlıktır, ahde vefasızlıktır. Çok bir şey söylemek istemiyorum. Ayrıntıya girip hiç kimseyi mahcup etmek niyetinde de değilim. İçinde yetiştiğim camiayı üzmek, kırmak istemem ancak sabrın da bir sınırı var. Sözlerimin muhatapları maziyi paylaştığım insanlar değil, eline dava arkadaşlarının kanı bulaşmış alçaklardır.