Dink'le ilgili 'görevi ihmal davası' yeniden görüldü

Trabzon'daki duruşmada görevsizlik kararı verilen dava dosyası, Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi'ne gitti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

TRABZON - Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesinde istihbarat yönünden ihmalleri olduğu iddia edilen iki jandarma görevlisinin yargılanmasına devam edildi.

Mahkeme, tanık ifadesinin ardından, davanın görev alanını aştığı gerekçesiyle, görevsizlik kararı verdi. Dava dosyasının, Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine hükmedildi.

Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Trabzan İl Jandarma Alay Komutanlığında görevli Jandarma Yüzbaşı H.P, tanık olarak dinlendi.

H.P'nin ifadesinde, 2006 yılının temmuz ayında verilen bir günlük brifingde, İstihbarat Şube Müdürü M.Y'nin, Yasin Hayal'in Hrant Dink'i öldürmeyi planladığına dair, O.Ş. ve V.Ş. tarafından aktarılan bilgiyi okuduğunu, Albay A.Ö'nün de "Bu konuyu burada görüşmeyelim, sonra konuşuruz" dediğini, kendisinin de bu konuda özel bir çalışma yapılacağını düşündüğünü söyledi.

Bundan sonra bu olay konusunda herhangi bir görüşmede bulunmadığını ifade eden H.P, cinayetin ardından, M.Y'ye, "Bu konuyu ayrıntılı olarak biliyordunuz da ne yaptınız" diye sorduğunu, onun da "Bu konuyu kapatalım" dediğini, Albay A.Ö'nün de M.Y'den, Coşkun İğci'nin sağda solda konuşmaması için uyarılmasını istediğini öne sürdü.

H.P, bu olayın ardından istihbarat toplantılarına katılmasının engellendiğini belirterek, Hrant Dink öldürüldükten sonra, sanıklardan O.Ş'ye "Neden bildiklerini anlatmıyorsun" diye sorduğunu, daha sonra sanığın doğruları anlatması halinde tanıklık yapması yönündeki isteğini, olumlu karşıladığını söyledi.

"Müfetişler ifademi almadı"

Alayın 4'üncü kıdemlisi olmasına rağmen soruşturma kapsamında, soruşturma yapan mülkiye müfettişlerinin kendisinin ifadesini almadığını belirten H.P, bunun sebebini bilmediğini, ancak A.Ö'nün bu konuda yönlendirmesi olduğunu düşündüğünü söyledi.

Hrant Dink'in öldürülmesinden 3-5 ay sonra A.Ö'nün odasına girdiğini ve kim olduğunu bilmediği bir kişiyle sohbetine tanık olduğunu belirten H.P, şöyle devam etti:

"A.Ö, sohbet sırasında, Coşkun İğci (Yasin Hayal'ın halasının oğlu) sıkıysa mahkemede konuşsun. Başına neler geleceğini görür" dediğini duydum. Ayrıca, Trabzon'un ileri gelenlerini Coşkun İğci'yi ifadesinden vazgeçmesi konusunda aracı kıldığını da duydum."

H.P, mülkiye müfettişlerinin yapacağı inceleme öncesi raporların A.Ö. ve İstihbarat Şube Müdürü Yüzbaşı M.Y'nin emriyle değiştirildiğini, eski raporların da imha edildiğini iddia etti.

İstihbarat aktarımı

Müdahil avukatlardan Hakan Bakırcıoğlu'nun, "M.Y, Bolu'da verdiği ifadede, bir toplantıda, Yasin Hayal'in Hrant Dink'i öldürme planı yaptığına ilişkin istihbaratı size aktardığını söyledi. Bu konuda ne diyeceksiniz" şeklindeki sorusu üzerine, H.P, toplantıda böyle bir konunun gündeme gelmediğini iddia etti.

Avukat Bakırcıoğlu'nun, yine M.Y'nin ifadesinde, söz konusu toplantıdan iki gün sonra odasına gelerek konuyu tekrar gündeme getirdiğini söylediğini ifade etmesi üzerine de H.P, böyle bir şey hatırlamadığını söyledi.

H.P, 22 Ocak 2007 tarihinde O.Ş. ve V.Ş'yi, Coşkun İğci ile görüşmeleri konusunda görevlendirip görevlendirmediği yönündeki bir soru üzerine ise böyle bir görevlendirmeyi hatırlamadığını, bu tür görevlendirmeleri kendisinin yapmadığını, sadece kişi, araç, harcırah yönünden kendisinin onayından geçtiğini anlattı.

Tanık ifadesinin ardından mahkeme, davanın görev alanını aştığı gerekçesiyle, görevsizlik kararı vererek, dava dosyasının Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine hükmetti.

Dink'in avukatı Belen: Dava İstanbul'da görülmeli

Bu arada Hrant Dink'in avukatı Bahri Belen, mahkemenin davayı ağır ceza mahkemesine göndermesini kendilerinin de istediğini, ancak davanın Trabzon değil, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinde görülmesi gerektiğini söyledi.

Belen, şunları aktardı:

"Burada basit bir ihmal, görevi kötüye kullanma yok. Sonucu ölümle biten eylemde, kasti bir eylem gibi nitelenebilecek bir ihmal var. O da işte yeni Ceza Kanunu'nun 83. maddesi çerçevesinde, kasti bir eylem gibi nitelenebilir. Madde 'yasalarda, yönetmeliklerde, sözleşmelerde, ulusalüstü sözleşmelerde emredici olan hükümlerin göz ardı edilmesi, bunların yerine getirilmemesi nedeniyle bir ölümün meydana gelmesi durumu, kasti davranış gibi değerlendirilir' diyor". Mahkeme, bütün bunları dikkate alarak, bu eylemin ağır cezalık bir eylem olduğuna karar verdi."

Mahkemenin davayı Ağır Ceza Mahkemesine göndermesinin kendilerinin de isteği olduğunu ifade eden Belen, "Ancak, davanın Trabzon'da değil, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinde görülmesi lazım" dedi.