DİSK: Kapsayıcı bir sol seçeneğe ihtiyaç var

Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin değerlendirmelerde bulunan DİSK Genel Başkanı Beko, kapsayıcı bir sol seçeneğe ihtiyaç duyulduğunu kaydetti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Kani Beko; işçilerin, emekçilerin, yoksulların siyasetten dışlanarak katılım kanallarının sadece oy vermeleriyle sınırlandırılmasına, siyasetin demokratik zeminlerden uzaklaştırılıp sosyal katmanların ötekileştirilerek düşmanlaştırılmasına, AK Parti’nin neoliberal dönüşüm ve kurmaya çalıştığı “düzen”e karşı kapsayıcı bir sol seçeneğe ihtiyaç olduğunu belirtti. 

DİSK Genel Başkanı Kani Beko, cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Beko yaptığı açıklamada, DİSK cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde “nasıl bir Cumhurbaşkanı” sorusunun yanıtını “nasıl bir Cumhuriyet” sorusuyla bağlantılı olarak ele aldığını hatırlatarak, “Bu bağlamda Konfederasyonumuz, ‘gerçek bir laiklikten ve emekten yana, bir arada yaşamı savunan, ekolojist, cinsiyetçi olmayan, eşitlikçi-halkçı- özgürlükçü-demokratik-sosyal bir cumhuriyetin savunusu yapan bir cumhurbaşkanı’ görme umudunu dile getirmişti. Recep Tayyip Erdoğan yukarıda sıralanan tüm niteliklerin karşıtı siyasi geçmişiyle ve bu geçmiş ile gayet uyumlu seçim çalışmasıyla, verilen geçerli oyların yüzde 51’ini almış ancak tüm seçmenler içerisinde desteği yüzde 37 civarında kalmıştır” dedi. 

"Toplumun bir kesimi tek adama onay vermemiştir"

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından tüm yetkilerin tek bir kişide toplanacağı bir tür “fiili başkanlık sistemi”ne geçiş olasılığına dair endişelerinin olduğunu dile getiren Beko şunları kaydetti: 

“Seçim sonuçlarına bakıldığında böylesi bir dönüşüme karşı toplumun kayda değer bir direncinin olduğu da söylenmelidir. 2014 yerel seçimlerinde yaşadığı düşüşün ardından AKP’nin adayı yine aynı sayıda oy almış, toplumun yüzde 63’e yakın bir kesimi farklı biçimlerle de olsa ‘tek adam’a onay vermemiştir. Toplumun geniş bir kesiminin direnci belli ki iktidar partisini endişelendirmektedir. Tam da bu nedenle AKP’nin her seçim sürecinde sarıldığı ayrıştırıcı, ötekileştirici, ırkçı, mezhepçi, cinsiyetçi söylemlere ve eylemlere daha fazla başvuracağı, toplumsal muhalefetin bastırılması/pasifize edilmesi için baskıları daha da artıracağı, etnik/mezhepsel gerginlikleri tırmandıracağı beklenmelidir. Ortadoğu’da IŞİD gibi etnik/mezhepsel temelli cinayet şebekeleri bölge halklarına kan kustururken, barbarca bir savaş sınırlarımıza dayanmışken, böylesi bir ayrıştırıcı/ötekileştirici siyasetin tehlikeleri ortadadır. Hiçbir siyasetçinin ve siyasi partinin kendi ikbali için Türkiye halklarını böylesi bir ateş çemberine atmaya hakkı yoktur.” 

"Gerçek bir laiklik ve emekten yana örgütlere daha önemli görevler düşüyor"

Beko işçilerin, emekçilerin, yoksulların siyasetten dışlanarak katılım kanallarının sadece oy vermeleriyle sınırlandırılmasına, siyasetin demokratik zeminlerden uzaklaştırılıp sosyal katmanların ötekileştirilerek düşmanlaştırılmasına, AK Parti’nin neoliberal dönüşüm ve kurmaya çalıştığı “düzen”e karşı kapsayıcı bir sol seçeneğe ihtiyaç olduğunu kaydetti. Beko, "Bu koşullar altında, 'gerçek bir laiklikten ve emekten yana, bir arada yaşamı savunan, ekolojist, cinsiyetçi olmayan, eşitlikçi-halkçı- özgürlükçü-demokratik-sosyal bir cumhuriyet' için mücadelede emek örgütlerine daha önemli görevler düşmektedir" dedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir