Doğu Akdeniz Havzası

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ADANA'DAN / Recep ŞENYURT

recep.senyurt@dunya.com

Yıllar önce DÜNYA Gazetesi Adana temsilcisi olarak geldiğimde ilk dikkatimi çeken olaylardan biri, her kentin hatta her ilçenin kendi sorunlarını ya yada çözüm önerilerini kendi içinde tartışması, komşu illeri rakip olarak görmesiydi. Sorunların çözümünü zorlaştıran bu yaklaşım uzun yıllar devam etti. Bir araya gelinemediği için ortak projeler geliştirilemedi, doğal olarak da zenginlik ve refah yaratılmadı.

Bugün geldiğimiz nokta 10 yıl öncesinin çok ötesinde. İnsanların zihni yapıları ve iş yapış süreçleri çok değişti. Kentler artık birbirini rakip olarak değil, kendilerini bir bütünün parçaları olarak görüyorlar. Antakya'da ya da Gaziantep'te mozaik müzelerini ziyaret eden turistler Mersin'de denize girebilmekte, Adana'da konaklayabilmekte. Bunun en güzel örneklerinden biri de ülkemizi ziyaret eden Federal Almanya Cumhurbaşkanı'nın bölgemize gelişiydi. Tarsus'ta St. Paul kuyusunu ziyaret edip ibadetini yapan Cumhurbaşkanı, aynı günün akşamı Adana'da konaklayarak Adana kebabı yiyebilmiştir.

Birlikte hareket etmenin sağladığı yararları gören bölge iş dünyasının SİAD'ları bu süreçte bir araya gelerek Doğu Akdeniz Sanayici ve İş Adamları Derneği'ni (DASİFED)  kurdular. Bölgenin sorunlarına sivil düzeyde çözümler aradılar ve aramaya da devam ediyorlar. DASİFED her ay bir üyenin ev sahipliğinde kentin, bölgenin sorunlarını masaya yatırmakta, sivil inisiyatif olarak sorunlara iş adamları penceresinden çözüm önerileri sunmakta.

Gittikçe küçülen dünyada Doğu Akdeniz Havzası'nın sınırları epey büyüdü ve gerçek coğrafi sınırlarına ulaşmaya başladı. Artık, Doğu Akdeniz Havzası dendiğinde Adana, Mersin, Hatay, İskenderun, Tarsus, Maraş değil Gaziantep hatta Şanlıurfa'yı da içine alan daha büyük bir bölgeden bahsediliyor. Bölgemiz, Marmara Bölgesi'nden sonra en fazla nüfusun yaşadığı bir yer iken, alt yapı ve coğrafi erişilebilirlik anlamında Marmara Bölgesi'nden bile daha avantajlı bir konumda.

Adana'nın, Mersin'in yada diğer bölge kentlerinin geleceğini havza modeli ile bütüncül bir yaklaşımdan ayırarak kurgulamak mümkün olmadığına göre, bölge iş dünyasının da çatı örgütlerini buna göre yeniden tanımlamaları gerekiyor.  Bölge iş dünyasının sivil inisiyatif olarak daha fazla bir araya gelmesine, ortak projeler üretmesine ve bu projeleri de sonuçlandırıncaya kadar takip etmesine ihtiyaç var. Örneğin; Şanlıurfa'dan trene binen bir yolcu 1-2 saatte İskenderun'a yada Mersin'e ulaşabilmeli. Bölge hızlı tren hatları ile birbirine daha da bağlanmalı.

Bir araya gelip bütünleşerek, Sayın Rüştü Bozkurt'un ülkemizin ve dolayısı ile Doğu Akdeniz Bölgesi'nin de önünde durduğunu düşündüğü ve her ortamda ifade ettiği 1000 yıllık fırsatı değerlendirmeliyiz. Değerlendirmeliyiz ki bu fırsatı insanımız için refaha, zenginliğe ve saygınlığa çevirebilelim.