Doların gülümsemesi
Atılım MURAT
Bu yaz yaşanan sıcak havaların aksine, finans piyasalarında sert rüzgarlar esiyor. Emtiaların, döviz kurlarının, hangi gelişmelere nasıl tepki vereceğini tahmin etmek zorlaştı. Fiyatlar, açıklanan önemli ekonomik verilerden sonra, vermeleri gereken tepkilerin tam tersini de verebiliyorlar. Fikir vermesi için örnekler üzerinden gidelim. İki hafta önce ABD istihdam raporu açıklandı. Beklentilerin altında gelen rakamlardan sonra, Fed'in faizleri düşük tutacağı, borsaların güçlü kalacağı yorumları yapıldı. Düşük faiz beklentisi ile bonoların cazip hale geleceği; ABD Doları'nın değer kaybedeceği; emtia fiyatlarının artacağı söylendi. Bunlar olasılıklar içindedir. Ancak sistem biraz daha farklı işliyor.Fiyat hareketlerini Dolar bazlı bir grafik üzerinden yorumlarsak; grafikteki "gülümseme"ye benzeyen şekil, "Doların gülümsemesi" olarak adlandırılabilir (terim, finans mühendislerinin iyi bildikleri "volatilite gülümsemesi"nden geliyor). Örnegin; ABD'deki makro veriler zayıf ama çok kötü değilse, Dolar düşerken riskli paralar, borsalar, emtialar yükseliyor. Bu gülümseme şeklindeki grafiğin ortası, yani dip noktası. Eğer açıklanan makro veriler iyiyse, Dolar ralli yapıyor. Bu grafiğin sağ tarafı. Açıklanan ekonomik veriler çok kötüyse, Dolar yine yükseliyor. Bu da grafiğin sol tarafı. 2008'de Lehman Brothers battıktan sonra yaşanan panikte, Dolar sert biçimde yükselmişti. Bu olay grafiğin sol tarafı için güzel bir örnek. Mantık biraz karışık olabilir,ancak Dolar'ı etkileyen faktörler gerçekten güçlü. ABD ekonomisinin yeni bir resesyona girmesi beklendiğinde, bankalar ve finans piyasasındaki diğer oyuncular riskten kaçıyorlar. Bilançolarını küçültüyorlar. Modern piyasalarda, resesyonlar Dolar'ı değerlendiriyor. ABD ekonomisinin güçlü olması da, zayıf olması da piyasadaki risk iştahını olumsuz etkiliyor. Piyasada karlar, ABD ekonomisi tökezlerken yapılıyor (grafiğin orta noktası). ABD ekonomisi iyi durumdayken, ya da ciddi sorunlarla boğuşurken, zararlar çoğalıyor (grafiğin sağ ve sol tarafı). ABD ekonomisinin resesyona girme ihtimali, piyasa oyuncuları tarafından bugün için ciddiye alınmıyor. Resesyona inananların sayısı artarsa, piyasadaki likidite azalacak. Kredi piyasaları baskı altına girecek. Devlet tahvilleri ralliye başlayacak. Aslında ABD 10 yıllık tahvil faizinin bu hafta yüzde 2.57'ye gerilediği düşünülürse, tahvil piyasasının durgunluğu fiyatlamaya başladığı da söylenebilir. Büyümesi beklenen bir ekonomide, gösterge tahvilin fiyatı böylesine yükselir mi? Uzun dönem faiz bu kadar düşer mi? Öte yandan, borsaların bir resesyonu fiyatlara sokmadığı da açık. Geçmiş referans olarak alınırsa, resesyonları öngörme konusunda tahvil piyasalarının hisse senedi piyasalarından çok daha başarılı oldukları görülür.
ABD ekonomisinden negatif sinyaller gelirken, AB çok mu iyi durumda? Kesinlikle hayır. Avrupa, saf bir şekilde, açıklanan 750 milyar euroluk paketin kendisini kurtaracağını zannediyor. Geçen haftaki yazımda; "AB köprüsünün altından daha çok sular akacak; Yunanistan ve İspanya'ya dikkat; Avrupa Merkez Bankası (AMB) sürpriz yapıp tahvil alımlarına başlayabilir" gibi yorumlar yapmıştım. Daha bir hafta geçmeden, AMB, sorunlu ülkelerden İrlanda'nın tahvillerini satın aldığını açıkladı. Yunanistan ve İspanya'nın risk göstergeleri, Mayıs ayında Euro'nun geleceğinin tartışıldığı günlerdeki seviyelere yükseldiler. EUR/USD paritesi 1.2750 seviyesine düştü. Güz ayları, Euro ve finans piyasaları açısından çok zor geçebilir.