Draghi’nin Eli
Burak Demirpehlivan / Saxo Capital Markets
Gözler artık Draghi’de. Tüm piyasa katılımcıları, Avrupa Merkez Bankası’ndan artık net bir genişleme adımı bekleyen açıklamalar yapmakta. IMF ve OECD raporlarında vurgulanan deflasyon riskine nasıl karşı koyulacağı hala soru işareti. Daha önceki yazılarımda değindiğim KOBİ’leri fonlayacak bir yapı oluşturulması şu anda yapılabilecek en pozitif ve etkili açıklama olabilecek nitelikte. Ancak bu durum ülkeler arasında KOBİ’lerin farklılık göstermesi nedeniyle hiç kolay değil. Yani söylemesi kolay ancak uygulaması zor. Madem Avrupa Merkez Bankası’nın adım ihtimalini tartışıyoruz; bu konuyu nasıl değerlendirdikleri de önemli. Ekim 2013-Mart 2014 dönemi için yapılan araştırmada ülkeler arası ayrışma belirgin şekilde rakamlara yansımakta. Cirolardaki gelişmeler incelendiğinde Hollanda ve Almanya gibi kuzey ülkelerde artış görülürken, Yunanistan, İtalya ve Portekiz’de %50 civarında gerilemeler mevcut. Borcun varlığa oranı olarak bakıldığında kıtanın genelinde iyileşmeler kaydedilmiş. Hatta bu performansın büyük işletmeler kötüleşirken oluşması dikkat çekici.
Finansamana erişim ile ilgili sıkıntılarda da sorunlu ülkeler yine baş rolde. Dış borçlanmaya yönelim azalmasına rağmen hala tercih ediliyor ve ülke dağılımında Fransız KOBİ’lerinin de ihtiyaç duyanlar arasında olması göze batan bir detay. Hatta bu tercihte %3,00’lük(önceki dönem) bir gerilemenin ardından %6,00’lık bir yükseliş görülmüş olması gelişmiş bir Avrupa ekonomisinin de ayrışmaya dahil olduğunu düşündürüyor. Rapor reddedilme gerekçesiyle kredi başvurusunda bulunulmama oranında gelişme olduğunu iyimser şekilde! söylüyor ancak değişim yalnızca %7,00’dan %6,00’a bir gerileme. Ulaşılan kredilerdeki faiz oranlarında İspanya ve İtalya, Almanya ve Fransa’dan yüksek seviyelerden borçlanmaya devam ediyor. İyileşme mevcut ancak fark ortadan kalkmıyor. Tüm bu veriler KOBİ’leri hedefleyecek bir programın ayarlanmasının zor olduğunu gösteriyor. Bu toplantıdan bunu beklemek fazla iyimserlik olacaktır. Şimdilik Draghi’nin elini sıkıştıran deflasyon gürültüsüne faiz indirimi ile verilecek bir yanıt, daha yüksek bir ihtimal olarak düşünülebilir. Hafta başından bu yana EUR/USD, bu ortamı AMB’nin hiçbir adım atmayacağı gibi fiyatlamaya çalışıyor. Tepkisiz bir toplantı, şu aşamada yeni zirveler düşündürse de bu tip bir refleksin kalıcılığı pek kolay olmayabilir. Peki bir faiz indirimi veya genişlemeci başka bir politika sert bir düşüş mü demek? Bunu iyi tahlil etmek lazım. Unutmayalım ki eğer yapılan faiz indirimin ardından gelecek için piyasayı destekleyecek bir yöntemin açıklaması ile karşılaşırsak – ki bu yukarıdaki umut edilen uygulama, KOBİ’leri hedefleyen bir varlık alım programı veya sterilizasyonun bırakılması olabilir- paritenin gün içi geri çekilme tepkisi verdiğini ancak gelecek orta vade için daha kuvvetli bir seyre bürünebileceğini düşünmek daha doğru olur. Aşağıda takip ettiğim destek 1,3660 ve ardından 1,3500 psikolojik seviyeleri. Aşağıda ötesi, kısa vade için henüz radarda değil.