Dünyanın ilk yeşil kamu binası
Halen ruhsatsız 17 ayrı binada hizmet veren Sarıyer Belediyesi, dünyada bir örneği olmayan sertifikalı ilk yerel yönetim binasını inşa etmek için harekete geçti.
Serap GÜNEŞ
İSTANBUL - Ruhsat sorunu yaşayan 17 ayrı binada hizmet vermeye çalışan Sarıyer Belediyesi, dünyanın ilk sertifikalı yerel yönetim binasını inşa edecek.
80 bin metrekare alan üzerine kurulacak binanın 50 milyon dolara mal olacağına dikkat çeken Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, "Yeşil binalar konusunda belirli kriterler var. Bizim bununla ilgili çalıştığımız İngiliz şirket BREEM, "Bu kriterleri yerine getirirseniz bu bina dünyada ilk olacak" diyor. Biz bu kriterleri yerine getireceğiz hatta katkılarda da bulunacağız" açıklamasında bulundu. Genç, binanın finansmanı için birkaç kuruluşla görüştüklerine işaret ederek, "Bulacağımız kredi 2 yıl geri ödemesiz olursa 10 yılda bu krediyi ödeyebiliriz" diye konuştu.
Taş ocakları yeşillendirilecek
Yeşil yerel yönetim binası konusunda çok iddialı olduklarını dile getiren Genç, "Zaten Sarıyer Belediyesi'nin kendine ait bir binası yoktu. Türkiye'deki belediye binalarının kaderi; 17 tane ruhsatsız mülkümüzde hizmet veriyoruz" dedi.
Genç, yeni bina ile birlikte hem ruhsatlı bir binaya kavuşacaklarını hem de yeni bir yerel yönetim anlayışı benimseyeceklerini açıkladı. 2011 sonunda tamamlanması planlanan Sarıyer Belediyesi binasının dünyanın ilk sertifikalı yerel yönetim binası olacağına işaret eden Genç, bu sertifikayı dünyada iki kurumun verdiğini söyledi.
"Bunlardan biri Amerikan LEED, diğeri ise İngiliz BREEM. Biz Avrupa Birliği dolayısıyla BREEM ile çalışıyoruz" diyen Genç, kurumlar tarafından belirlenen standartların yerine getirilmesi halinde ortaya çıkacak binanın dünyada tek olacağını ifade etti. Genç, yeni bina ile ilgili sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kriterler çok yerine getirilemez kriterler değil. Projeyi planlarken insan yaşamını en önde tutarak yapacaksınız diyor. Doğrudan ışık alan ofisler olmalı diyor. Elektrik tüketim oranlarına bakıyor. Ne kadar düşükse puanınız o kadar yükseliyor.
Hafriyat kaldırdığın araziyi ne kadar bozuyorsun ona bakıyor. Kaldırdığın hafriyatı ne yapacaksın onu soruyor. Yol altı dolgusunda kullanacağız diyoruz. Biz bu kriterlere katkıda bulunacağız. Bizim önerdiğimiz şeyler var. Taş ocaklarını rehabilite edeceğiz.
Yeşillendirip ağaçlandıracağız. Kısıkkaya tarafında, Sarıyer sınırlarında. Bu binanın sertifika maliyeti 30 bin Euro. 80 bin metrekarelik binanın maliyeti 50 milyon dolar. Maslak'ta Işık Lisesi'nin arkasında olacak. Kredi alacağız. Ayrıca bağışlar da olacak. Kredi hakkında görüştüğümüz birkaç firma var. Bulacağımız kredi 2 yıl geri ödemesiz olursa 10 yılda bu krediyi ödeyebiliriz."
"Rantın hesabını sorsunlar istedik"
Türkiye'deki yerel yönetimlerin artık halka kömür ve gıda paketleri dağıtan bir yapı haline geldiğinin altını çizen Genç, Sarıyer Belediyesi olarak bunu farklı bir boyuta getirmeyi arzuladıklarını söyledi.
Genç, "İnsanlar yönetime katılsınlar, birlikte düşünmenin ortamını yaratalım istedik. Şeffaf belediye, hesap verebilir belediyenin dışında vatandaşa da hesap sormasını öğretelim istedik. Beni niye işe almadın, kızımı niye işe yerleştirmediğinden çok rantın çok olduğu yerlerde gelişmeler varsa bunların hesabını sorabilir düzeyde olsunlar istedik" diye konuştu. Bunun için bir örgütlülüğün oluşturulması gerektiğini belirten Genç, bu örgütlenme sonucunda yukarıda oluşan gündemin aşağıya dayatılması yerine, aşağıda oluşturulan bir gündemin yukarı çıkartılabileceğini kaydetti.
Yerel yönetin en önemli işlevinin bu olması gerektiğini bildiren Genç, Sarıyer Belediyesi olarak bunu yoğun bir şekilde yapmaya çalıştıklarını ifade etti. Bunun için sivil toplum kuruluşlarıyla muhtarların çok aktif kullandığı bir birim oluşturduklarını kaydeden Genç, "Bunların da mahallelere yansımaları oluşmaya başladı.
Semt konakları yapmaya başladık. Şu anda 8 mahallede gerçekleştirdik. 20 mahalle için de planlıyoruz. Bunların içinde 80 metrekarelik çok amaçlı toplantı salonu, toplantı odası, muhtarın yeri, belediyenin veznesi ve çok amaçlı kullanılacak bir oda daha var" ifadelerini kullandı.
"Almanya ile ortak eylem planı"
Kızılcahamam Belediyesi ile kardeş belediye olan Almanya'nın Weilburg belediyesiyle partnerlik oluşturduklarını açıklayan Genç, Weilburg ile Sarıyer arasında turizmin ötesinde ilişki kurmak istediklerini bildirdi. Weilburg'dan bir master plan önerisi geldiğini dile getiren Genç, yasal olarak ilçelere yönelik master plan uygulaması yapılamadığı için 'Sarıyer Kalkınma Eylem Planı' adı altında bir plan hazırladıklarını kaydetti.
Genç, "Bir duyuru yaptık, bütün sivil toplum kuruluşları, üniversite temsilcileri, önemli iş yerleri, otel ve restoran sahipleri hizmet ve turizm içerikli 3 günlük eğitime tabi tutuldular. Her çalışma grubu yaklaşık 45-50 kişiydi. Şu anda Sarıyer Kalkınma Eylem Planı'nın kitapçığı çıktı" dedi. Sarıyer Belediyesi kent konseyinin de belediye mutfağı gibi çalıştığına dikkat çeken Genç, "Konseyimizde herke var. Kent konseyi yürütme başkan yardımcısı da bir Rum arkadaş. Bartholomeos ile 7-8 defa görüştüm. Sürekli görüşmeler halindeyiz. Ermeni Patrik yardımcısı ile de görüşüyoruz" dedi.
"Yaşam birlikteliğini sağlamak zorundayız" diyen Genç, "Bu tarz konuların çözümü siyasi anlamda zor. Bence çözüm yerel yönetimlerden geçiyor" diye konuştu.
Sarıyer Belediyesi'ni telefon santrali bile olmayan bir belediye olarak devraldıklarına vurgu yapan Genç, yaklaşık 140 milyon TL yapılandırılmış borç üstlendiklerini kaydetti. İyi bir ekonomik politika izleyerek 1,5 yılda 15 milyon TL civarında tasarruf sağladıklarını açıklayan Genç, belediyenin piyasaya olan borçlarını ödediklerini anlattı. Hâlâ devlete 100 milyon TL borçlarının bulunduğunu söyleyen Genç, "Her ay İller Bankası'ndan bize yaklaşık 1.3-1.4 milyon lira para gelmesi lazım, bunun yarısı sigorta bedeli gibi masraflar olarak kesiliyor. Şu an 100 milyon lira civarında borcumuz var. İlk defa geçen ay belediye kasası artı verdi" dedi.
"3. köprü İstanbul'un sonu olur"
Sarıyer için en büyük tehlikenin üçüncü köprü olduğunu ifade eden Genç, belediye meclisi olarak üçüncü köprünün yapılmaması gerektiğine dair bir karşı karar aldıklarını bildirdi. Üçüncü köprünün mühendislik açısından da tam bir vahamet olduğunu ifade eden Genç, "Üçüncü köprü İstanbul'un sonu olur. Birtakım şeyler gizlenmeye çalışılıyor. Çıkış yapılmayacak deniyor, bağlantı yapılmayacak deniyor. Teknik olarak 55-60 kilometre çıkışı olmayan bir otoban olmaz. Bunu anlamak mümkün değil. Gümüşdere'den çıkışı olacak ve o bölgeyi bitirecek. Üçüncü köprünün kesinlikle yapılmaması gerekir.
Yapılmaması gerektiğini onlar da biliyorlar" diye konuştu. Büyükşehir Belediyesi'nin Ro-Ro seferine yönelik bir proje hazırladığına işaret eden Genç, 80 milyon dolarlık bu projenin Avrupa'dan gelen ağır araçları karşıya geçirmeye yönelik bir proje olduğunu kaydetti. Üçüncü köprünün İstanbul trafiğini rahatlatmaya yönelik bir çalışma olmadığına dikkat çeken Genç, "İki köprünün toplam trafiğe katkısı yüzde 10. yüzde 90 şehirde trafik. Bu politika yanlışıdır. Bu harcanacak olan 6 milyar dolar sonrasında 10 milyar dolara çıkacak. 10 milyar dolarla siz İstanbul'un bütün altyapı ve ulaşım sıkıntısını çözebilirsiniz. Burada farklı bir şey var.
Uluslararası politikanın bir ayağı bence. Hadımköy'e bağlı olan Arnavutköy'de inanılmaz bir arazi yağması var şu anda. Teknik olarak bu köprünün yapılması için 3 neden varsa, 13 tane de olmamasına dair neden var. Ulaşım politikasında temel yanlışlıklar var. Köprüden minimum geçiş ve ödeme garantisi sıkıntısı da var" ifadelerini kullandı.
"Maslak'taki sınır karışıklığı gelir kaybına yol açıyor"
Sarıyer Belediyesi ile Şişli Belediyesi'nin Maslak'ta sınır konusunda karşı karşıya kaldığını bildiren Genç, 1944 yılında belirlenen sınırlar üzerinde yeniden düzenlemeler yapılması gerektiğini kaydetti.
Belediye olarak bu konuya itiraz ettiklerini ancak olumlu sonuç alamadıklarını söyleyen Genç, "Meşhur 154, 1987'den beri probleme sahip bir ada. Bunu Büyükşehir Belediyesi'nin çözmesi lazım. Bizim bu adadan almayı beklediğimiz 35-40 milyon TL'ye yakın resmi harcımız var. Binaların bir kısmı yapılmış ama biz harç alamıyoruz. Ancak Şişli Belediyesi alıyor" dedi.
Deniz kent müzesi ile turizm canlandırılacak
Sarıyer Kalkınma Eylem Planı'ndaki en önemli konu başlıklarından birisinin de Sarıyer'in bir turizm bölgesi olarak ele alınması olduğunu anlatan Genç, bunun için de metro inşaatının Zekeriyaköy'e kadar devam etmesi için Büyükşehir ile görüştüklerini kaydetti.
Turistleri Sarıyer'e çekmek için bir de deniz kent müzesi oluşturduklarını açıklayan Genç, "İşin başında Prof. Dr. Naci Görür var. Tarihsel kalıntıların detaylandırıldığı bir müze olacak" dedi. Fenerköy için de beklemede olduklarını ifade eden Genç, "Fenerköyü'nün de planları yeni çıktı. Büyükşehir'de askıda. Balıkçılar için barakalar yapalım dedik, olmadı. Onlar da kendileri yapıyorlar, derme çatma şeyler ortaya çıkıyor.
Görüntü de yaşam da rezalet. Büyükşehir dolayısıyla yapamıyoruz. Sarıyer'in bir balıkçı çarşısı yok. Şu anda Büyükşehir bu çarşıyı da bize yaptırmıyor" açıklamasında bulundu.
"Dönüşüm, binaların yenilenmesiyle olmaz"
Sarıyer Derbent mahallesinde de ayrılıklar yaşandığına dikkat çeken Genç, "Maslak konutlarındakiler ciddi paralar vererek aldılar konutları. Akşam saatlerinde çocuklarımızın buralarda dolaşmasından korkuyoruz dediler. Orada dik bir yokuş var. Yokuşun başından sitenin tüm içine sahipsiniz. Duvarı yükseltelim taş atılıyor dediler.
Yükseltmeyin o zaman daha çok ayrılık yaratırsınız dedik. Evinize temizliğe gelen o mahalleden geliyor. Zaten iç içe yaşıyorlar. Önemli olan ortak alanlar yaratmak. Gecekondu mahallelerinin sorunu çözmek öncelikli hedefimiz" açıklamasında bulundu. Bu konuda içinde Hollanda'dan öğretim üyelerinin ve yerel yönetim yetkililerin bulunduğu bir çalışma grubu oluşturduklarını anlatan Genç, özellikle sosyal dönüşüme önem verdiklerini bildirdi.
"TOKİ kanalıyla yapılmaya çalışılan büyük yanlışlığın temelinde de bu yatıyor" diyen Genç, "Dönüşmek sadece binaları yenilemek değildir, insanları da bu anlamda hazırlamanız lazım. TOKİ binaları yeterince denetlenemiyor. Bir deprem olsa en çok zarar görecek binalar. Çünkü nasıl denetlendiğini kimse bilmiyor" diye konuştu.
"Sarıyer'in en büyük sıkıntısı imar"
Sarıyer'de yaklaşık 400 bin kişinin yaşadığını kaydeden Genç, bu nüfusun yarısının gecekondularda yaşadığına dikkat çekti. Derbent örneğinin bir benzerini de Zekeriyaköy'de yaşadıklarını ifade eden Genç, "Şehir içi köyleri oldukları için Sarıyer Belediyesi'ne oy kullanamıyorlar.
Demirciköy ve Zekeriyaköy sadece Büyükşehir Belediyesi'ne oy kullanabiliyor" dedi. Sarıyer'deki yapı stokunun yüzde 60'ının imar dışı olduğuna işaret eden Genç, göreve geldikleri günden bu yana inşaatta kaçağı yüzde 100 önlediklerini bildirdi. Genç, konuyla ilgili şu bilgileri verdi:
"Seçimin hemen sonrasında ruhsatlı ruhsatsız bütün inşaatları durduralım dedik ve durdurduk. Sonra da ruhsatlı yapıları kontrol ederek tekrar başlattık. Ruhsatsız siteler var, insanlar kafalarına göre yapmışlar. Onların da gecekondulardan farkı yok. Şu dönemde takip açısından bir sıkıntı yaşamıyoruz ama geçmişten gelen sıkıntılar var. Sarıyer'in en büyük sıkıntısı imar ve yapılanma. Ama şimdi mücavir alanlarda çok sıkı tutuyoruz. Belirli bir yüksekliğin üzerine çıkamıyorlar."