Dünyaya mutfak teknolojisiyle açıldı

Endüstriyel mutfak alanında İnoksan'la zirveye çıkan Vehbi Varlık, Gentleman'in bu ayki konuğu oldu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Kosova'dan Türkiye'ye göçen bir ailenin oğlu Vehbi Varlık. Doğduğu toprakları arkasında bırakan aile her şeye sıfırdan başlamış Türkiye'ye gelince. Vehbi Varlık ise ailenin kaderini değiştiren kişi. Herkesin ümitlerini bağladığı, okuyup geri dönmesini heyecanla beklediği çocuk olmuş. Gerçekten ısrarcı kişiliğiyle talihini döndürüp bugün endüstriyel mutfak alanında zirveye oturmuş bir şirketin sahibi Vehbi bey. Onun hikayesi Anadolu'dan dünyaya yayılma öyküsü…

Vehbi Varlık 1951 doğumlu. Kosova Gilan'da doğmuş. Gilan o zaman küçük bir kasabaymış. O günleri şöyle anlatıyor Varlık:

"Gilan, Akrabalarımızın çok yoğun olduğu bir yerdi. O zamanlar hali vakti yerinde bir aileyiz. Ama baskı koşullarında ellerinde bir bavul gece kaçan bir aile. Özgürlüğü seçip varını yoğunu her şeyini bırakmış bir tek bavul beş çocuk, anne, baba, babaanne sekiz nüfus buralara gelip bir göz odada yıllarca yaşadığımız bir yolculuktu bizim yolculuğumuz.

İyi ki öyle yapmışlar. Önceleri hep üzülürdüm 'niye geldiniz' derdim.

O kadar anlatıyorlar evler, arsalar. Yaşadığımız yeri hatırlıyorum çok büyük bahçeli, dev kapıları olan bir yer. Bir tarafta ağıllar, kümesler, meyve bahçeleri. Verandalı odalar. Sonra bir odada bu kadar nüfus. Çocuklar hep çalışıyordu. Göçmenlerin kaderi o. Çalışıp bir havuz yapıp yaşamak".

Gece okudu, gündüz çalıştı

Aile 1957'de Türkiye'ye gelmiş ve Bursa'ya yerleşmiş. Vehbi Varlık, Bursa'da ilk, orta ve lise tahsilini tamamlamış. Üniversite için Yıldız Teknik Üniversitesi'nde gece makine mühendisliği tahsili yaparken gündüz çeşitli işlerde çalışmış.

İnter Gaz Mutfak Sanayi'nde teknik ressam olarak işe başlamış. 1977 yılına kadar çeşitli kademelerde çalışmış. 1977'de okul sonrasında kendi memleketinde Anadolu'da ilk defa mutfak sanayi işine başlama isteğiyle yola çıkmış. Bursa'da sıfıra yakın imkanlarla küçük bodrum bir atölyede bizzat üretim yaparak işe başlamış.

Varlık'a "sermayeniz var mıydı" diye soruyoruz. "Aslında sermaye bulacağımı umarak Bursa'ya gelmiştim. Yakınlarımın hep vaatleri vardı "sen gel dükkan senin" derlerdi ama gelince hepsinin bir mazereti çıktı. Benim için şok oldu ama artık gemileri yakmıştık" diyor.

Destek çıkılmaması nedeniyle zorluklar yaşasa da, yolundan dönmemiş. Yaşadığı zorluklardan şöyle örnek veriyor:

"O zamanlar lokanta işleri yapıyorduk. Kuzine dediğimiz ürün ve yemeği teşhir edip sattığımız bölüm. O yıllarda Yalova yolunda bodrum kat bir atölyedeyiz. Ürünlerimizi asfalta çıkarıyorduk. Vitrinimiz orasıydı. Gelip geçen otobüstekiler görsünler diye. Biri indi sonunda yaşlı bir amca, bize sipariş verdi. Bereketiyle geldi diyelim. Bizi çok motive etmişti. Bekle bekle bekle, artık pil bitmiş, umutlar tükenmiş bir dönemdesiniz. Gece gündüz dolaşıyoruz her yere broşür kart veriyoruz".

Patatesin kabuğunu israf etmeden soyan makine

Şirket başlangıcından bugüne pek çok ilke imza atmış. Mesela, dünyada üretilmeyen, insan sağlığına zarar vermeyen, yanmış gazları etten uzaklaştıran, kanserojen etkisi olmayan döner ocakları bunlardan biri.

Patatesin kabuğunu israf etmeden soyan makine bir diğeri. Yine İnoksan tarafından Türkiye'de ilk defa büyük pasta, börek fırınları üretip geliştirilmiş. Şirket, en son fırınıyla da sektörde bir ilke imza atmış. Bursa'da kurulan şirket, hep bu şehirde kalmış. Pek çok şirketin yaptığı gibi İstanbul'u merkez olarak seçmemiş.

Vehbi Varlık, bunun yanlışlarından biri olduğunu düşünüyor ve "O da içimizdeki yaralardan biridir. Bu işin yeri orasıydı. Ama işte aile burada. Toprak çekiyor derler ya. Biz de oraya gittik memlekete geri geldik. Beni burada bekliyorlardı. Beklenen kişiydim. Okuyacak gelecek filan. O duygular çekiyor belki o yıllarda. Ama bugünkü aklım olsaydı tabii İstanbul olurdu. Oradan Türkiye'ye bakmak lazım. O eksikliğimizi biz İstanbul bölge müdürlüğü açarak, oradaki ekibi güçlü tutarak telafi etmeye çalıştık" diyor.

Yeni ürün hazırlıklarına ve bayilik ağına start verdi

Sektörde firmaların çoğalmış olması nedeniyle rekabet çok fazlalaştı. Biraz sanki firma kalabalığı oldu. Bu da kaliteyi ve karlılığı etkiledi. O yüzden sektörün içinde sıyrılmaya, yeni kanallar aramaya çalışıyoruz. Medikal sektörle ilgileniyoruz daha çok. Bir de açık büfe tasarımları dediğimiz mobilya tarafına ağırlık vermeyi düşünüyoruz.

2011 yılı için yoğunlaştığımız konu bütün sektörle iletişimi artırmak, iş ortağı haline getirmek. Biz bugüne kadar kendi işlerimizi yaptık, bayilik konusunda önemsemedik fazla. Projelerimizi iş nerede varsa gittik kendimiz yaptık. Bizden mal isteyenlere isterlerse verdik. Şimdi Türkiye'nin her yerine yayılmış 500'e yakın firmanın bizimle alışveriş yapmasını önemsiyoruz. Onlara tedarikçi olmak istiyoruz. Onlarla yerel işbirlikleri yapmak istiyoruz.

Şehirlerin tanınan bilinen bir esnafı, tüccarı, pazarı bilen insanıyla işbirliği yapmak, gerekiyorsa ortaklıklar yapmak istiyoruz. Biz çok yukarıda kaldık. Projeler uzmanı haline geldik ama ürün dağıtımında biraz konuyu ihmal ettik. Bayilik müessesini oluşturmak Türkiye'nin her yerinde tabelalarımızı görmek istiyoruz. Bu birinci yılda herhalde 25'i geçmez. Yavaş yavaş olacak.

Bu konularda ilginizi çekebilir