Düşler, hedefler, gerçekler
KAYSERİ'den / Mahmut SABAH
2007'nin yaz aylarıydı. Öteki iller gibi Kayseri'de genel seçimlere hazırlanıyordu. Önce milletvekili seçimleri yapılacak, ardından da cumhurbaşkanı seçilecekti. Dolayısıyla herkes seçimlere odaklanmıştı. Bir bakıma, ortalık toz dumandı.
Onca hengame arasında ilin sorunlarıyla ilgilenmeyi ihmal etmeyenler, kentin geleceğini düşünüp, daha sağlıklı bir ekonomik yapıya kavuşması için kafa yoranlar da vardı elbet. Bunlardan biri de Kayseri Organize Sanayi Bölgesi'nin (OSB)Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hasyüncü idi.
Hasyüncü kıpır kıpırdı o günlerde… İkinci kez başkan seçilmiş, dolayısıyla OSB'yi değişik sektörlerde yatırımlarla tanıştırma çabası içine girmişti. Bir yandan yeni genişleme alanı üzerinde teknoloji ağırlıklı tesis kuracaklar için "özel parseller" ayırıyor, beri yandan bölgeyi sanayicinin her türlü sosyal ve kültürel gereksinimine cevap verebilecek niteliğe kavuşturmanın yollarını arıyordu.
Güya; bölge bir uçtan diğer uca ağaçlandırılacak, 25 milyon metrekarelik alan üzerinde ağaçtan yoksun yer, asfalttan yoksun cadde ve sokak kalmayacak; moraller yükselsin, işyerlerinde verimliliğin artmasına vesile olsun diye işadamlarının, işletmelerde çalışan işçilerin yüzme havuzları, çay bahçeleri, dinlenebilecekleri ve de spor yapabilecekleri alanlar olacaktı…
Dahası… "Çağ, kolay ulaşım çağı" idi ve OSB'nin küçük uçakların inip kalkabileceği bir uçak pisti ile helikopter pisti de olmalıydı. Hasyüncü, OSB ile öteki merkezler arasında kurulacak hava köprüsünün il ekonomisinin gelişmesine katkı sağlayacağına inanıyor, havayolu köprüsü için tesis kuracak firmalara çağrıda bulunarak " Gelin; karlı iş… Yatırım yapın. Her türlü desteğe hazırız" diyordu.
Kısacası, Kayseri OSB kendine özgü bir cazibe merkezi idi. OSB'ler arasında "örnek" bir konumu vardı. Ayrıcalığı olan bir "model" sayılırdı. Dolayısıyla, gerek görünüm ve işlev, gerekse çalışanların bazı sorunlardan arındırılması açısından, yeni dönemde yeni bir vizyona ihtiyacı olmalıydı. Planlar, programlar, ortaya konulan hedefler bu amaçlar içindi.
Dahası; Mimar Sinan ve İncesu organize sanayi bölgeleri ile sırt sırta verilecek, ülkenin ekonomik gelişmesine yeni bir bakış, yeni bir anlayış, çalışanlara en azından moral destek katkısıyla yeni bir hedef peşinde koşulacaktı.
Hasyüncü, genç sanayici kuşağının önder isimleri Bekir Güldüoğlu, İbrahim Ezinç, Necmettin Baktır ve Ercan Nalbantoğlu ile birlikte soyunmuştu düşlerin gerçeğe dönüşmesi seferberliğine…
Ama olmadı. Tutmadı hesaplar. Adına, önceleri "durgunluk", sonraları "daralma", şimdilerde ise "finansal" denilen ekonomik kriz, alıp götürüverdi tüm pembe düşleri…
Tabii, yakın geçmişte bölgede temelleri atılarak yapımına başlanan 'fiziksel, kimyasal ve biyolojik' amaçlı atık su arıtma tesisleri hesaba katılmazsa…