e-Fatura ile Gelen “Yaratıcı Yıkım”
Uğur DOĞAN / İdea Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı
Daron Acemoğlu ile James Robinson birlikte kaleme aldıkları “Ulusların Düşüşü” (2013) isimli kitapta, İktisatçı Joseph A. Schumpeter’in ekonomi literatürüne kazandırdığı “yaratıcı yıkım” (creative destruction) kavramına sıklıkla atıfta bulunurlar. Ulusların yükselişini ve düşüşünü örneklerle anlatan bir kitapta, yaratıcı yıkım kavramına bu kadar sık vurgu yapılması anlamlıdır. Çünkü bir ülkenin geleceği yüksek teknolojinin ritminin yakalanmasına bağlı olduğu kadar bunun ekonomiye pozitif yansımalarıyla da doğru orantılıdır. İşte bu ritim değişikliğine ayak uyduramayacağını düşünen ve gerçekten de bu kaygılarında haklı çıkan çalışanlar ile işletmelerden politika yapıcılarına kadar çok geniş bir toplumsal kesim, tarih boyunca teknolojik gelişimlere başlangıçta karşı çıksalar bile günün sonunda bu değişime ve bunun beraberinde getirdiği yaratıcı yıkım dalgasına karşı koyamamışlardır.
Luddistler’den günümüze ekonominin değişmeyen gerçeği: “Yaratıcı Yıkım”
18. yüzyılda İngiltere’de sanayi devrimine yol açan gelişmeler şüphesiz teknolojideki gelişmeler idi. Teknolojik gelişmelerin sanayileşmeye olan etkileri mevcut politik düzenlerinin alt üst olmasından endişe eden o devrin aristokratları tarafından engellenmeye çalışıldığı gibi, el becerilerinin yerini makineleşmenin aldığı gerekçesiyle zanaatkârlar tarafından da engellenmeye çalışılmıştır. İngiltere’de o devirde geçim şartlarının kötüleşmesinden makineleri sorumlu tutan Luddist’ler önlerine çıkan bütün dokuma makinelerini kırdılar. Ama sonunda ne aristokratlar ne de zanaatkârlar teknolojik gelişmenin kendileri için hazırladığı mukadder sona direnebildiler.
Yaratıcı yıkım sistem içerisinde atalete düşen ve verimsizleşenlerin tasfiye edilerek yerine daha rekabetçi olanları koyarak yoluna devam etme, şeklindeki tanımlaması ile aslında bütün zamanlarda var olan bir gerçeği ironik bir şekilde dile getirmektedir. Günümüzde, geçmişten farklı olarak yaratıcı yıkım kendisini artık daha çok fiziki ürünlerin değişiminde ve/veya ortadan kaldırılmasında değil, bilgisayar programları ve yazılımlar gibi sanal ürünlerin geliştirilmesinde ve bunun fiziki ürünlere yansımasında gösteriyor.
Yaratıcı yıkımın başkenti:Silikon Vadisi Detroit’e karşı
ABD’de son aylardaki önemli tartışma konularından birisi Silikon Vadisi’nde geliştirilen Google’ın sürücüsüz arabalarının geleceğin dünyasını şekillendirecek kadar devrimsel bir niteliğinin olması. Öyle ki, geleneksel olarak Amerikan otomotiv endüstrisinin başkenti olan Detroit, bu ünvanı San Francisco’ya kaptırmak üzere. Zira sürücüsüz araçların sadece yazılımları değil kendileri de, bu eyalette bulunan Tesla Motors gibi geleceğin Apple veya Google’ı olmaya aday akıllı şirketleri tarafından üretilecek. Son aylarda bu durum Detroit taraftarları ile Silikon Vadisi savunucularını karşı karşıya getirmekte.
Yaratıcı yıkım bir ülkenin kredi notunu etkiler mi? Elbette. Nitekim iPhone karşısında geri kalan Nokia’nın üretildiği Finlandiya’da Başbakan Alexander Stubb, medyaya verdiği bir röportajda ülkesinin kredi notunun düşürülmesinden Apple’ı sorumlu tutmuştu.
Günümüzde özellikle Silikon Vadisi’nde geliştirilip sonrasında dünyaya hızlı bir şeklide yayılan teknolojik gelişmeler globalizasyonun da etkisiyle küresel bir yaratıcı yıkıma yol açmış durumda.
e-Fatura kâğıt faturaya karşı
Bugün benzer bir süreci e-fatura özelinde biz Türkiye’de yaşıyoruz: e-Fatura kâğıt faturaya karşı. Gerçekten de e-fatura da sürücüsüz araçların şoförlü araçlara veya iPhone’un Finlandiya’ya yaşattığı yaratıcı yıkımı, kâğıt fatura ve bunun ilgili tarafl arına yaşatıyor. Kâğıt faturaya dayalı ticari süreçleri ortadan kaldırıyor; satış elamanından muhasebeye, bilgi işlemden denetime kadar bir işletmede var olan bütün iş akışlarını etkiliyor, değiştiriyor. e-Faturaya geçen bütün işletmeler ticari süreçlerini e-fatura ile uyumlu hale getirmeye çalışıyor. Haliyle kâğıda dayalı iş süreçlerine alışkın satış elamanları, finansçılar, muhasebeciler, iç ve dış denetçiler, bilgi işlemciler gibi ilgili eski ve yeni birçok paydaş bu değişimden etkileniyor, buna karşı direnç gösteriyor, uyum sağlamakta zorluk çekiyor.
Muhasebecilerden “Taxologist”lere
e-Fatura gibi hem mevzuat hem de teknik boyutları olan disiplinler arası bir konu yeni uzmanlarını da beraberinde getiriyor. Nitekim ABD’de e-faturanın bu yönüne vurgu yapan ve vergi (tax) ve teknolojisit (technologist) kelimelerinin birleşiminden oluşan yeni bir kavram çoktan literatüre girdi bile: “Taxologist”. Taxologistler bu yeni dünyanın hem vergi mevzuatı hem de teknik konuları hakkında asgari bilgiye sahip vergi bilişim uzmanları. Böylece vergiye uzak bilgi işlemciler ile bilgi işleme uzak vergiciler arasında taxologistler bir köprü görevini yerine getiriyorlar. Bu yönleri itibariyle çokça talep gören taxologistler aynı zamanda yeni nesil vergi danışmanlığının nasıl olması gerektiğini de ortaya koyuyor. O halde e-fatura başta olmak üzere e-defter, e-arşiv fatura, e-bilet ve e-tebligat gibi birçok vergi teknolojisi uygulaması hakkında bilgi sahibi olan ve genel olarak taxologist kavramı ile ifade edilen bu yeni nesil vergi danışmanlığı aslında çoktan bir yaratıcı yıkıma yol açmış durumda: Geleneksel muhasebeci, yeminli mali müşavir ve denetçiler, kendilerini bu yeni teknolojik bilgi ile donatamazlarsa, müşterilerine kaliteli hizmet veremeyecek ve yavaş yavaş sahneden çekilecekler.
New ekonomiden now ekonomiye geçiş
Gün geçtikçe teknolojiye dayalı yeni ürün ve iş modelleri ortaya çıksa da hiçbir değişikliğin internetin iş dünyasında meydana getirdiği büyük devrime eşit olduğu söylenemez. İnternet 2000’li yıllarda dikey bir teknoloji idi; bugün ise bütün ekonomiye yayılan yatay bir teknoloji. Ve bugün internet teknolojisi, bu zamana kadar olan bütün ekonomik kurumlar ve aktörler üzerinde baş döndüren bir hızla yaratıcı yıkım etkisini gösteriyor. Teknolojinin dijitalleşmesinin ekonomiye olan etkisi artık “new” (yeni) ekonomi terimi ile değil “now” (şimdiki, gerçek zamanlı) ekonomi terimi ile ifade edilmekte. Now ekonomi terimi ticari faaliyetlerdeki değişime derhal tepki gösterebilme yeteneğine sahip ekonomi veya işletmeler için kullanılmakta. Bir işletme kendisini ve tedarikçilerini/müşterilerini ne kadar bu şebekenin bir parçası haline getirip birbirine bağlarsa, o ölçüde bir “yeni” ekonomiden değil, “gerçek zamanlı” ekonomiden bahsedebiliriz.
Now ekonominin e-fatura ile ilişkisi
Now ekonomide, arz ve talep zincirinde bilgi akışı hızlanmakta, şirket sınırları aşılmakta ve maksimum verimlilik ve hızlı çözümler oluşmakta. İşte bu noktada Gelir İdaresi tarafından yapılan düzenlemelerle hayata geçirilen e-fatura, e-arşiv fatura, e-defter, e-bilet ve e-beyanname gibi çeşitli elektronik vergisel uygulamaların ticari süreçlerin elektronikleşmesine olan katkılarının önemi ortaya çıkmakta. Nitekim söz konusu kanuni düzenlemeler yapılmamış olsaydı, mükellefl er hala bu belgeleri kağıt ortamında düzenlemeye devam edecekler ve bu durum işletmelerin lojistikten satışa, finanstan muhasebeye kadar bir çok birimin diğer süreçleri ile entegre edilmesinin önünde ciddi bir engel teşkil edecekti. O halde Vergi İdaresi tarafından getirilen söz konusu uygulamaların “sürtünmesiz” bir ekonomiye geçiş için hayati önem arz eden mevzuat düzenlemeleri olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz.
e-Faturada yaratıcı yıkımın öncü kurumları: Özel entegratörler
Gerekli yasal alt yapısı oluşturulduktan sonra faturanın dış kaynak kullanımına konu edilmesi mümkün. Nitekim Maliye Bakanlığı tarafından 2012’de yapılan yasal düzenlemelerle bugün bir işletmeye ait faturaların oluşturulması, iletilmesi, e-imza ile imzalanması ve saklanması işlemleri üçüncü kişilerce yapılabilir. Maliye Bakanlığı tarafından bu işlemleri yapmak üzere izin verilen kurumlar “özel entegratör” (e-fatura servis sağlayıcıları) olarak isimlendirilen firmalardır. Özel entegratörler her biri için ayrı ayrı izin almak şartıyla e-arşiv fatura, e-fatura saklama, e-defter oluşturma ve e-bilet hizmetleri verme gibi işlemleri de yapabilmektedirler. İşte özel entegratörler tam da bu işleri yapmalarından dolayı yaratıcı yıkımın öncü kurumları olarak nitelendirilebilirler. Çünkü özel entegratörler e-fatura işlemlerini gerçekleştirmek suretiyle işletmelerin faturalaşma birimlerinde çalışan personele ihtiyacı ortadan kaldırmışlardır. e-Faturaların muhasebe sistemleri ile entegrasyonunu gerçekleştirerek, muhasebe ofislerinde bu işler için istihdam edilen personelin daha farklı alanlarda kullanılmasına yol açmıştır. e-Faturanın iletimi de elektronik ortamda gerçekleştirildiği için, fatura taşıyan PTT ile kargo şirketleri gibi kurumların buradan kaynaklanan gelirlerine de son vermiştir. Defter tasdiklerinden alınan noter tasdik ücretleri e-deftere geçişle birlikte son bulduğundan noterlerin bu kapsamda elde ettikleri gelirler azalmıştır. e-Fatura ve e-defter belki de en önemli darbeyi matbaacılık sektörüne vurdu. Çünkü artık bu kurumların “Maliye onaylı fatura basma” izinlerinin bir anlamı kalmadı. e-Defter dolayısıyla kağıt defter de basmaları artık söz konusu değil. Yazının önceki bölümlerinde bahse konu edildiği üzere e-fatura ve e-defterin denetim süreçleri kâğıt ortamındakilerden farklı olacağından yeminli mali müşavirler, mali müşavirler ve denetçilerin kendilerini bu yeni duruma ayak uydurmaları da şart. Bu açıklamalara göre e-fatura ve e-defter gibi vergi teknolojileri uygulamaları şu meslekleri/kurumları ortadan kaldıracak veya bunların bu kapsamda elde ettikleri gelirlere bir son verecek: PTT, kargo şirketleri, matbaalar, noterler, muhasebe ofisleri, şirketlerin faturalaşma birimleri, denetim şirketleri. Elbette bu kurumların veya mesleklerin tamamen ortadan kalkmaları söz konusu değil. Bunların, e-fatura ile gelen bu yeni duruma uyum sağlamaları şart. İşte e-fatura ile gelen yaratıcı yıkımdan kastedilen tam da bu durumdur.
Sonuç
Teknolojik her yenilikte olduğu gibi e-fatura da işletmelerde şimdiye kadar var olan birçok süreci kökünden etkiliyor; işletme içinde ve dışındaki birçok tarafl ar üzerinde yaratıcı yıkım etkisi gösteriyor. e-Fatura işletme faaliyetlerine hız ve verimlilik kattığı gibi, kamunun modernizasyonuna da katkı sağlıyor. e-Fatura ile gelen bu yaratıcı yıkım bir bütün halinde bakıldığında işletmelerin ve ekonominin geneli için oldukça verimli sonuçlar doğuruyor. Ancak teknolojik bütün yeniliklerin yol açtığı yaratıcı yıkıma, eski düzeni ve uygulamaları savunan faturanın paydaşlarından bazılar karşı çıkıyor. Tarihimizde matbaaya karşı çıkmak, ülkemize matbaanın geç gelmesi sonucunu doğurdu. Bu arada bu gecikmeden kaynaklanan epeyce fırsatı kaçırdığımıza en büyük şahit, tarihimiz. e-Fatura ile gelen yeni duruma da karşı çıkanlar elbette olacak. Bu devirde bile hala kâğıt faturanın faydalarından bahsedenler çıkacak. Ancak, bu durum er ya da geç e-faturanın bütün işletmeler tarafından uygulanmasına engel olamayacak.