Ekonomik kriz islamofobiyi besliyor

"AB'de ekonomik sorunları istismar eden aşırı sağ çevrelerin bundan nemalanması ve İslamofobi dahil dünya barışı için tehlikeli eğilimleri körüklemesi de güçlü bir ihtimal olarak karşımızda duruyor"

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

YALTA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Avrupa Birliği'nin derinleşen ekonomik krizin etkisiyle içine kapanması ve umutsuzluğa düşmesi halinde ekonomik sorunları istismar eden aşırı sağ çevrelerin bundan nemalanması ve İslamofobi dahil dünya barışı için tehlikeli eğilimleri körüklemesi de güçlü bir ihtimal olarak karşımızda duruyor" dedi.

Ukrayna'ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti'nde düzenlenen Yalta Avrupa Stratejisi Yıllık Toplantısı'na onur konuğu olarak katılan Başbakan Erdoğan, Avrupa Birliği'nin güçlü kalması ve olumlu anlamdaki dönüştürücü etkisini muhafaza etmesinin büyük önem taşıdığına işaret eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye olarak biz üyelik yolunda kapsamlı bir entegrasyon ilişkisi içinde bulunduğumuz Avrupa Birliği'nin ekonomik krizi bir an evvel atlatması ve ortak komşuluk alanlarımızdaki pozitif gücünü sürdürmesini diliyoruz.
Tabii şunu da söylemem lazım, 50 yıldır kapıdayız. Hala Avrupa Birliği'ne üye değiliz, hala Avrupa Birliği'nin müzakereci bir ülkesiyiz. Böyle bir konumdayız, böyle bir konumdayken bu temennilerimi ileri sürüyorum. Aksi yöndeki bir senaryo Türkiye'ye ve Ukrayna dahil çok geniş bir coğrafyada olumsuz bir etkilenme meydana getirecektir. Avrupa Birliği'nin derinleşen ekonomik krizin etkisiyle içine kapanması ve umutsuzluğa düşmesi halinde ekonomik sorunları istismar eden aşırı sağ çevrelerin bundan nemalanması ve İslamofobi dahil dünya barışı için tehlikeli eğilimleri körüklemesi de güçlü bir ihtimal olarak karşımızda duruyor. Nitekim Norveç'teki ırkçı saldırı ve Almanya'daki Neonazi cinayetleri gibi yüksek profilli olaylar bunun işaretleridir. Avrupa genelinde aşırı sağcı hareketlerde büyük artış gözlemlendiği ve ırkçılığın bu defa Müslümanları hedefe koyacak şekilde yeniden Avrupa'da hortladığını endişeyle gözlemliyoruz. Irkçılıkla mücadele gününüz de Avrupa'nın temel önceliklerinden biri haline gelmiştir."

"Çeşitlilik içinde birliktelik ideali klişe olarak kalmamalı"

Bu doğrultuda Avrupa'nın kendisini bugünlere getiren evrensel değerlere daha sıkı sarılması, uzun yılar boyunca bu yönde kat edilen mesafeyi heba etmemesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "çeşitlilik içinde birliktelik" idealinin bir klişe olarak kalmaması ve gerçek anlamda uygulamaya geçirilmesini istedi.
Bunun için kültürel, dini veya etnik temelli ayrımcılıkların reddedilmesi, Avrupa'ya yakın tarihindeki en karanlık dönemleri yaşatan ırkçılık virüsünün yeniden güçlenmesine izin verilmemesi gerektiğini belirten Erdoğan, "Türkiye olarak Avrupalı dostlarımıza, bunu ısrarla hatırlatmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
Kalkınma, huzur barış ve istikrar için bölgesel dayanışmanın her zamankinden çok daha fazla önem arz ettiğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Türkiye olarak son 10 yılda edindiğimiz tecrübenin ışığında başta komşularımız olmak üzere tüm bölge ülkeleriyle sarsılmaz dostluk ve işbirliği mekanizmaları oluşturma çabasındayız. Ukrayna ile de gerek ortak tarih gerek kültürel yakınlığın da etkisiyle her alanda işbirliğimizi daha da geliştirmek arzusundayız. Bu arzumuzun Ukrayna'da karşılık bulmasından ayrıca büyük memnuniyet duyuyoruz."