Elektrik enerjisinin dünü, bugünü ve geleceği

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Dr. Mustafa TURHAN / Okan Üniversitesi, OKFRAM Yönetim Kurulu Üyesi.

Yakın zamanımızın elektrik üretimi ilk olarak hayırsever bir işadamı olan Amerikalı Charles Francis Brush'un (1849-1929) ark lambalarını geliştirip 1876'da Cleveland sokaklarını aydınlatma işi ile başlatılmış, daha sonra ise 1880'de California Electric Company kurulmuştur.

Güney İngiltere'den doğup Londra'nın doğusundan denize dökülen Thames Nehri'nin Wey kolu üzerinde 1881'de kurulan "Central Power Station" 1884 yılına kadar Godalming Kasabası'nın caddelerini, sokaklarını ve evlerini aydınlatmış daha sonra da mali krize girerek kapanmıştır.

1882'de Amerika'da Wisconsin şehrinde kurulan santralı 1890 yılına kadar çeşitli şehirlerde 200'den fazla santral kurulmuştur. Bunların arasında Güneydoğu Washington, Ellensburg'da 1891'de belediyeye ait elektrik işletmeciliğine geçilmiştir.

İlk elektrik santrali Tarsus'ta kuruldu

1902 yılında Tarsus'ta, 1913-1914 arasında, İstanbul Silahtarağa'da kurulan iki ünite, ülkemizin ilk elektrik santralleri sayılmaktadır (1.). Cumhuriyetin kuruluşunda bazı il ve ilçelerde yerel ihtiyaçları karşılamaya yönelik toplam 32.7 MW gücünde, 40'a yakın santraller kurulmuş ve işletilmiştir.

İstanbul'a elektrik veren "Osmanlı elektrik Anonim Şirketi" Cumhuriyetin kuruluşu Haziran 1923'de Ankara Hükümeti ile yaptığı anlaşmaya göre ismini "Türk Elektrik Anonim Şirketi" olarak değiştirip sermaye artışı ile çalışmalarını sürdürmüştür. Kasım 1925 yılında Trabzon Elektrik Türk Anonim Şirketi (2), 1926 yılında Kayseri ve Civarı Elektrik Türk Anonim Şirketi, Tarsus ve Civarı Elektrik Türk Anonim Şirketi kurulmuştur.

Yukarıda Trabzon elektrik şirketinin Latin ve Arap Harfleri ile basılmış hisse senetlerini görmekteyiz.

Trabzon-Akçaabat' da Işıklar Beldesi'nde 1929 yılında kurulun ilk nehir tip santral olan 1 MW gücündeki " Işıklar (Visera) Santralı", 1989 yılına kadar çalıştırılmış, büyük sel ile çalışamaz hale gelince hurdaya ayrılmış olmasına rağmen daha sonra hurda vasfından çıkarılarak özelleştirilmiş ve elektrik üretimine başlamıştır.

1923-1925 arasında İstanbul, Tarsus ve Adapazarı, 1925-1930 arası Trabzon, Sivas, Bursa, Ankara, Adana, Artvin, Malatya, Konya, Kütahya, İnebolu, Ayvalık, Giresun, Akşehir, Urfa, Bandırma, Balıkesir,  Ordu, Kırkağaç, Antalya, Çorum Biga, Milas Kırklareli, Eskişehir, Nazilli, Samsun, Ereğli, Karabük, İzmir, Kastamonu elektrik kullanmaya başlamıştır.

11 Haziran 1933'de kurulan "Belediyeler Bankası" (İller Bankası) il özel idareleri ve köylerin gelişimi, plan, harita ve finansman ihtiyacı, alt yapı çalışmaları için hem teknik hem de mali olarak üstlendiği göreve paralel olarak elektrikle ilgili talepleri de karşılamaya başlamıştır. Cumhuriyetin kuruluş yıllarının büyük eserleri olan aynı zamanda ekonominin ve sosyal hayatın gelişmesine yol açan Sümerbank ve SEKA gibi kuruluşlar kendi elektriğini kendilerinin kurduğu otoprodüktörler vasıtası ile karşılıyorlardı.

14 Haziran 1935 Etibank, 24 Haziran 1935 Elektrik İşleri Etüd Dairesi kurulunca elektrik üretimi, projelendirilmesi, dağıtımı, nakil edilmesi ve devredilmesi hususları düzen altına alınmıştır. Aralık 1963'de "Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı" kurulunca il ve ilçelerde bilhassa belediyelere veya kamu kuruluşlarına ait olan elektrik işletmeleri ve DSİ'nin yapıp işlettiği baraj ve hidrolik santraller "Etibank Elektrik İşletmeleri Müessesesi" altında birleştirilmiştir.

15 Temmuz 1970 tarihinde Türkiye Elektrik Kurumu (TEK ) kurulmasını müteakiben, Etibank, DSİ, Belediyeler ve İller Bankası'nın elinde olan elektrik santralleri  TEK'e devredilmiştir. Ekim 1970 sayımına göre Türkiye'nin nüfusu 35.6 milyondu. Türkiye 2235 MW kurulu elektrik gücüne, 8.6 milyon kWh üretime ulaşmış, kişi başına düşen elektrik üretimi 240 KW olmuştur.

1967 Arap-İsrail savaşı sonrasında petrol şirketlerine karşı Arap ülkelerinde başlatılan şirket millileştirmeleri (1972'de Irak Petrol Şirketi, İran Milli Petrol Şirketi INOC gibi) petrol fiyatlarını arttırmaya başladı. 1970'de petrolun varili 2-5 dolardan Ocak 1974'de 12 dolar civarına çıkınca üretiminde hidrolik santrallere daha çok ağırlık verilmesine başlanmıştır.

Bu dönemde belediyelerin elektrik sistemlerini işletip bakım onarımlarını yapıp yeni yatırımlar için finansman sıkıntısı doğduğundan ve DSİ'nin yatırımlarının büyük ölçüde aksamaya başlamasından problemlerin giderek artmasından Eylül 1982'de 17809 numaralı Resmi Gazetede yayınlanan 2705 Sayılı Kanun il özel idarelerinin belediyelerin, köylerin ve bağlı birliklerin elektrik işletmeleri, sistemleri, araç gereçleri, personeli (özlük hakları ile), alacak ve borçları TEK'e devredilmiştir(3.)

12 Ağustos 1993'de TEK ikiye bölünmüş, üretim ve iletim işleri için TEAŞ Genel Müdürlüğü, dağıtım işleri için TEDAŞ Genel Müdürlüğü kurulmuştur.

1993 yılında kurulu güç, 18.715 MW' ye, üretim ise, 67.3 milyar kWh' ya ulaşmıştır. 1993-1996 döneminde üretim artışı yüzde 10 civarındadır. Daha önce zarar eden kuruluş 1995'de 104 milyon dolar, 1996'da 103 milyon dolar kâr etmiştir (4). 24 Kasım 1994 tarihinde 4046 Sayılı Kanun çıkarılarak özelleştirme düzenlemeleri ve uygulamaları için Özelleştirme Yüksek Kurulu ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı kurulmuş elektrik işletmelerinin şirketleştirilerek halka arzı veya blok satışı gündeme gelmiştir.

Aralık 1996 yılında AB'nin aldığı kararlar (5) doğrultusunda enerji sektöründe düzenlemeler konuşulmaya, yeni görüşler ortaya konulmaya başlanmış, bir çok kurum ve kuruluş yeni fikirler ve yeni yaklaşımların savunucusu olmuştur. Bu gelişmeler siyasetin ekseninde yürürken sektör bürokratlarını yoğun etkilememiş olsa da siyasetin aldığı karar ve düzenlemeler enerji sektörünü bugünlere taşımıştır.

Elektrik enerjisinin kaliteli, düşük maliyetli şekilde tüketicilere ulaştırılması düşüncesinden hareketle bağımsız ve mali acıdan güçlü bir piyasanın oluşturulması düşüncesi yanında, daha liberal ve daha çok özel sektör yatırım ve işletmeciliğine imkan sağlamak amacıyla 20 Şubat 2001 Tarihinde 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu kabul edilmiş daha sonra 18.4.2001 tarihinde çıkarılan 4646 Sayılı Kanun ile, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunu oluşturulmuş, elektriğin üretimi, dağıtımı, iletimi, toptan ve perakende satışı, ithalat ve ihracatı faaliyetleri için gerçek ve tüzel kişilerin hak ve yükümlülükleri belirlenmiştir.

26 Haziran 2003'de AB bir başka karar (6.) ile elektriğin üretimi, dağıtımı ve iletimi ile sektörün işleyişinde ortaya koyduğu kurallar, Türkiye enerji piyasasında da paralellik arz etmektedir. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun kurulması ile sektördeki gelişmeler bilhassa özel sektörün enerji santralleri yapması ve işletmesi kolaylaşmış ve piyasaya yeni bir düzen gelmiştir.

Enerji politikasının ana dayanağı olan "enerjide dışa bağımlılığın azaltılması", "yenilenebilir enerji kaynaklarından azami ölçüde yararlanma", "enerji alanında bölgesel etkinliğin arttırılması" konularından son yıllarda uzaklaşılmaya başlandığı görülmektedir.

1982 yılında elektrik üretiminin yüzde 46.6'sı termik kaynaklardan, yüzde 53.4'ü hidrolik kaynaklardan elde edilirken 1990 yılında termik kaynakların payı yüzde 59.6'ya, hidrolik kaynakların payı yüzde 40.4'e çıkmıştır. 1998'de bu pay termik lehine artış gösterirken hidroliğin payı düşmüştür. Elektrik üretiminde hidrolik kaynaklara dayalı santrallerin payı düşmüş, doğal gaz santrallerinin payı artmıştır.

Fuel-oil 2.143.837

Motorin  4.246

Taşkömür 3.588.338

İthal kömür 14.531.658

Asfaltit 984.279

Linyit 35.942.083

Lpg 0

Doğalgaz 98.143.725

Nafta 31.938

Yenilenebilir + atık 457.509

Rüzgar toplam 2.916.419

Jeotermal 668.214

Barajlı 44.468.436

Doğalgöl ve akarsu 7.327.045

Toplam 211.207.726

        Termik Hidrolik

      Kaynaklı Kaynaklı

Yıllar (%) (%)

1982 46,6 53,4

1991 62,2 37,8

2003 74,8 25,2

2007 81,0 19,0

2008 82,7 17,3

2010 sonu itibariyle elektrik üretiminin yüzde 46'sı doğal gaz, yüzde 24'ü hidrolik, yüzde 18'i linyit, yüzde 7'si ithal kömür, yüzde 3'ü yakıt, yüzde 2'si jeotermel ve rüzgar kaynaklarından elde edilmiştir. 2010 yılında üretilen toplam 211.7 milyar kWh elektriğin yüzde 37.53'ünü Elektrik Üretim A.Ş, yüzde 7.71'ini EÜAŞ bağlı ortaklıkları üretmesine karşılık, serbest üretim şirketleri, yap-işler-devret santralleri, yap işlet santralleri, otoprodüktörler ve işletme hakkı devredilen santraller olmak üzere toplam özel sektör santrallerinin payı yüzde 54.8 olmuştur.

2010 sonu itibariyle, Türkiye'de elektriğin yüzde 45.24'ü kamu, 54.76'sı özel sektör tarafından üretilmektedir.

2012-2019 yılları arasında elektrik talebinin karşılanması için;

1. EÜAŞ santrallerinin proje güvenilir üretim değerlerine ulaşması yanında kapasitelerinin de attırılması üzerine kurulmuş olması sebebiyle serbest üretim şirketlerinin, otoprodüktörlerin, yap-işlet-devret santrallerinin ve yap-işlet santrallerinin sözleşme ve lisanslarında olan taahhütlerine uymaları gerekecektir.

2. Doğalgaz gelişinde bir sıkıntının olmaması da önemlidir. DSİ tarafından inşa edilmekte olan HES'lerin işletmeye alınma tarihleri, yatırım finansmanı çekmemesi halinde gerçekleşecektir. Özel sektör santralleri inşaatta kredi meselesini çözmüş halde işe başlasa da kriz halleri mutlaka dikkate alınmış olmalıdır.

3.Ekonomide krizlerin ve durgunlukların olması da planlamaları alt üst edecektir. Elektrik enerjisi ile ilgili çıkarılacak kanun ve yönetmelikler, kurumsal düzenlemeler ve yetişmiş enerji bürokratlarının yer değiştirmeleri veya görev dışı bırakılmaları yapılan planlamaları kesin olarak olumsuz etkileyecektir.

1. Termodinamik Dergisi, Mart 2010, Sayfa 30.

2. Rahmi Çiçek, " Trabzon'da Milli İktisat Uygulamaları ve İktisadi Faaliyetlerin Gelişimi", Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi Cilt 1, Sayı 1, 2011, Sayfa 175.

3. 11 Eylül 1982 tarih, 17809 sayılı Resmi Gazete, Sayfa 3.

4. "Ticari Maliyete Göre Kar-Zarar Tablosu", TEİAŞ, 2011.

5. "Elektrik İç Piyasası için Genel Kurallar" (96/92/EC Direktif), 30 Ocak 1997 Tarih, L 027 Sayılı AB Parlamentosu Resmi Gazetesi.

6. "Directive 2003/54/EC, European Parliament and of the Council Official Journal, L 176, 15.07.2003