Elektrikli Fluence, Bursa'da üretilecek

Renault, 2011 yılının ilk yarısından itibaren Fluence Z.E. Konsept ile podyuma çıkardığı Fluence'ın elektrikli versiyonunu Türkiye'de üretecek

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Renault, 2011 yılının ilk yarısından itibaren Fluence Z.E. Konsept ile podyuma çıkardığı Fluence'ın elektrikli versiyonunu Türkiye'de, Bursa'da Oyak Renault Otomobil Fabrikalarında üretecek. Ayrıca Renault, Yeni Megane HB'in müşteri taleplerine cevap verebilmek üzere ikinci üretim üssü olarak Oyak Renault Otomobil Fabrikalarını seçti.

Renault'nun, Türkiye'deki faaliyetlerinin 40.yılı dolayısıyla düzenlenen sohbet toplantısında konuşan Renault'nun Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdürü Patrick Pelata, Fluence'ın elektrikli versiyonunun ve Yeni Megane Hatchback üretiminin bir kısmının Türkiye'de, Oyak Renault Otomobil Fabrikalarında gerçekleştirileceğini açıkladı.

Pelata, şunları kaydetti:

"Oyak Renault, kuruluşundan bu yana 15 farklı model üretti ve yıllar içerisinde özellikle Renault ürün gamının merkezinde yer alan orta boy kompakt modellerin üretiminde uzmanlaştı. Oyak Renault, kalite-maliyet-süre performanslarıyla mükemmel bir konumda yer alıyor. Türkiye'de Oyak Grubu ile sürdürdüğümüz ilkler, başarılarla dolu 40. yılımızda elektrikli Fluence'ın Bursa'da üretileceğini açıklayarak Türkiye'ye, ortaklığımıza ve geleceğe duyduğumuz güveni bir kez daha ispatlıyoruz.

Sürdürülebilir ulaşım hedefinin bilincinde olan Renault, 2011 yılından itibaren eksiksiz bir sıfır salımlı elektrikli araçlar gamını seri olarak üretip uygun fiyatlarla ticarileştirme konusunda kararlılıkla ilerliyor ve Oyak Renault Otomobil Fabrikaları bu iddialı hedefimizin gerçekleşmesinde çok önemli bir rol üstlenecek."

Renault'nun Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdürü Patrick Pelata

Renault'nun, Türkiye'deki faaliyetlerinin 40. yılı dolayısıyla düzenlenen sohbet toplantısında konuşan Renault'nun Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdürü Patrick Pelata, dünyadaki büyük otomotiv pazarlarından bir tanesinin de Türkiye pazarı olduğunu belirtti.

Pelata, Türkiye'de bugün bin kişiye düşen araç sayısının oldukça az olduğunu, Avrupa'da bin kişiye 500-600 araç düştüğünü dile getirerek, Türkiye'de otomotiv pazarı açısından büyük bir potansiyelin olduğunu kaydetti.

Bu yıl hükümetlerin sektöre teşviklerinin olumlu sonuçlar verdiğini ifade eden Pelata, dünyada yaşanan ekonomik krize rağmen, sektörün verilen teşviklerin etkisi ile olumlu bir seyir izlediğini vurguladı.

2010 yılında hükümetin teşvikleri olmazsa otomotiv pazarının aşağıya doğru ineceğini belirten Pelata, orta vadede Türkiye otomotiv pazarından umutlu olduklarını söyledi.

Pelata, elektrikli Fluence ve Megan'ın Türkiye'de üretilmesinden dolayı, Renault'nun Türkiye'ye 110 milyon avroluk bir yatırım yaptığını anlatarak, bu araçların Türkiye'de üretilecek olmasından dolayı hükümetten bazı destek talepleri olduğunu ve bu konuda hükümetle müzakerelerin devam ettiğini ifade etti.

İlk pazar İsrail, Danimarka

Elektrikli Fluence'in Bursa'daki OYAK fabrikasında üretilmesine karar verdiklerini vurgulayan Pelata, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bursa'da üreteceğimiz elektrikli Fluence önce İsrail ve Danimarka'da, daha sonra da Avrupa'nın diğer ülkelerinde satışa sunulacak. Bizim bu konudaki kararımız kesindir. Elektrikli Fluence'nin ilk pazarı İsrail olacaktır. Elektrikli Fluence esasında Fluence'nin bir türevi. Türkiye İsrail'e çok yakın. Bursa mükemmel bir fabrika. Bizim için bu karar zaten kendiliğinden geldi. Bizim için bu karar da hiçbir zaman Türkiye'ye bir alternatif bile düşünmedik.

Renault özel bir şirkettir, Fransız devleti çok ufak bir hissedarıdır. Kararları da biz kendimiz veriyoruz. Bursa'da Fluence üretmek çok eski bir karar. Biz daima bekliyoruz kararlarımızı iletmeden önce. Hemen hemen eşzamanda bunu ilan etmek istedik. Yani burada, elektrik araçları üreteceğimiz yerlerle birlikte bu hareketi yapmak istedik, bunun da önemli olduğunu düşündük."

Pelata, 40 yıl boyunca Türkiye'nin üretim ve ticaret açısından çok önemli bir Renault üssü haline geldiğini belirterek, bunun OYAK'la aralarındaki olan mükemmel işbirliği sayesinde gerçekleştiğini anlattı.

1969 yılından bu yana Türkiye ekonomisinde son derece önemli bir rol oynadıklarını ve 12 yıl içinde Türkiye'de 1,5 milyar dolardan fazla yatırım yaptıklarını ifade eden Pelata, 6 bin 500 kişiye doğrudan, 50 bin kişiye de dolaylı istihdam yarattıklarını belirtti.

Pelata, 1969 yılından beri Türkiye'nin, Renault'nun son derece önemli bir şekilde strateji haritasında yer aldığını dile getirerek, Türkiye'nin Renault'nun dünyadaki 7.  Avrupa dışında ise 3. büyük pazarı olduğunu kaydetti.

Bursa'daki OYAK fabrikasının yılda 360 bin araç üretebildiğini hatırlatan Pelata, Bursa'da üretilen araçların yüzde 80'inin ihraç edildiğini söyledi.

@page@

Patrick Pelata, elektrikli Fluence ve Megan HB'in Bursa'da üretilecek olmasının, Türkiye'nin Renault'nun tarihinde olduğu kadar, geleceğinde de çok önemli bir yer aldığının göstergesi olduğunu kaydetti.

Üretim 2010 yılı sonunda başlayacak

Elektrikli Fluence'nin üretimine 2010 yılının sonunda başlanacağını ve 2011 yılının ilk yarısından itibaren satışa sunulacağını belirten Pelata, şunları kaydetti:

"Elektrikli araçlar bir devrim. Bu devrim 3 olayla yakından ilgili. Birinci olay, batarya teknolojisinde. Böylelikle artık elektrikli araçlar gerçek anlamda bütün müşteriler tarafından kabul edilebilir bir hale geliyor. Mesela elektrikli Fluence, dolu batarya ile 160 kilometre yol gidebilecek bir kapasiteye sahip olacak.

İkinci olay artık yeryüzü şunu anladı; küresel ısınmaya son vermemiz gerekiyor. Karbondioksit salınımı açısından bakıldığında bunun yüzde 12'si otomotiv endüstrisinden geliyor. Dolayısıyla araçlar, arabalar, yakıtlı araçlar sorunun bir parçası. Biz ise çözüm yaratmak istiyoruz.

Renault bugün bu devrim sürecinde öncü olmak istiyor. Türkiye'deki Bursa fabrikamız bu konuda son derece önemli bir artı olacak."

Pelata, elektrikli araç olarak Renault'un Kangoo, Twizy Z.E'yi, Zoe Z.E ve Fluence'yi üreteceğini ifade ederek, Fluence'nin bu üretilecek araçlardan ilki olduğunu bildirdi.

Elektrikli araçların parçalarının nereden geleceğiyle ilgili tedarikçilerle görüşmelerin devam ettiğini bildiren Pelata, aracın bataryasının ilk başta Japonya'dan geleceğini kaydetti.

Renault-Nissan ortaklığı

Patrick Pelata, şu bilgileri verdi:

"Elektrikli motorda ise bir yerde başlayacağız, ondan sonra ikinci yere kayacağız. Çünkü bu teknolojiler çok hızlı hareket edecektir. Biz ilk başta Nissan ile birlikte fazla yatırımı paylaşmak istiyoruz. Aynı parçaları hem Nissan hem de Renault arabaları için sağlamaya çalışıyoruz. Ve her parça için üretim, merkezi, ortak bir üretim ve tedarikçi ağından gelecektir. Tüm para miktarına bakacak olursak, bu ortaklık tarafından harcanan 2009-2015 yılları arasındaki yatırımlarına bakacak olursak Renault, Nissan ve tedarikçiler açısından bu 4 milyar avro. Fransa, İspanya ve Türkiye'de üretileceği açıklanan 4 elektrikli araç ve aküleri için yapılan toplam yatırım 1 milyar avronun üzerinde...

Müşterilerde elektrikli aracı tercih haline getirmek için iki önemli koşul var. Birincisi, başlangıçta hükümetten her yeni araç için desteğe ihtiyacımız olabilir her ülkede böyle oldu. Mesela Fransa'da 5 bin avro bir destek söz konusu oldu. İkinci nokta, mutlaka araçlarda kullanılacak bataryaları satan ve dolduran bir altyapı lazım. Bunun için de kamunun desteği lazım."

Pelata, elektrikli aracın bataryasını satmayacaklarını, isteyenlere kiralayabileceklerini ifade ederek, "Batı Avrupa koşullarında bataryanın kira bedelinin her halükarda benzin ve dizel fiyatından daha ucuz olması lazım. Onun bakımının da geleneksel araçların bakımından daha ucuz olması lazım" diye konuştu.

Pelata, hükümetin özellikle elektrik araç ve batarya şebekelerinin kurulması konusunda vereceği desteğin çok önemli olduğunu, bu konuda hükümet yetkilileri ile görüşmelerin devam ettiğini söyledi.

Elektrikli Fluence için İsrail ve Danimarka ile bir sözleşmeleri olduğunu hatırlatan Pelata, bu sözleşme kapsamında önümüzdeki 5 yılda 100 bin adet araç vermeleri gerektiğini, talebe göre bu sayının daha da aratacağını sözlerine ekledi.