'Elin oğlu fiyatı niye belirliyor?'

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Elin oğlu fiyatı niye belirliyor? Bizim gücümüz mü yok, imkanımız mı yok? Hayır var, imkanımız da gücümüz de var ama fındık üreticisi bir araya gelmediği, ortak ses çıkartmadığı, ortak mücadele etmediği için onun alın terini bir avuç yabancı sömürüyor" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisi tarafından 18 Eylül'de Ordu'da başlatılan ve Giresun'da sona eren "Fındık İçin Yürüyoruz" yürüyüşünün ardından Atatürk Alanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, emeğe, alın terine hep saygı duyduğunu, kendilerine alın terine saygı duymayı öğreten kişinin rahmetli Bülent Ecevit olduğunu söyledi.

Ecevit'in emek, ekmek, iş, aş dediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Ecevit ne ezen, ne ezilen, insanca ve hakça bir düzen demiştir." ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, insanca ve hakça bir düzeni ülkeye getireceklerini belirterek, "Sözüm söz, görüşü, inancı, kimliği ne olursa olsun 80 milyonu kucaklayacağız, Türkiye'de birliği, beraberliği ve huzuru hep birlikte getireceğiz. Genç bir kızımız diyor 'Hak, hukuk, adalet.' Hak, hukuk ve adaleti hep birlikte sağlayacağız." diye konuştu.

Bugün fındık için mücadele ettiklerini ve arkadaşlarının da bunun için yürüdüğünü dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Birinci sorumuz şu, fındık neden önemlidir? Çünkü fındık bir stratejik üründür. Ne demek stratejik ürün? Üç açıdan anlamı var fındığın. Birincisi şudur, Türkiye'de 33 ilde fındık ekiliyor. 15 ilde fındık temel geçim kaynağıdır, yani fındık olmasa bu 15 ilde hayat olmuyor. İkinci neden, 15 ilde 502 bin ailenin gelir kaynağı fındıktır. Üçüncü temel nokta tarım ürünü olarak ihraç ettiğimiz fındık, gelir açısından Türkiye için bir numaradır. Bir numaralı tarım ürünümüz fındıktır. Milyarlarca dolar fındık ihracatından para kazanıyoruz. Soru şu? Milyarlarca dolar para kazanıyoruz, peki bu fındığı eken üreticiye ne veriyoruz, alın terinin, emeğinin karşılığını veriyor muyuz? İşte sorunumuz buradan başlıyor. Fındık ne zamandan beri temel stratejik üründür? 10 Ekim 1935. İlk Milli Fındık Kurultayı toplanır, açılışını rahmetli Celal Bayar yapar ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk ölmeden önce FİSKOBİRLİK'in kurulma tarihini verir ve kurar. 'Siz FİSKOBİRLİK'i kuracaksınız.' der."

Kılıçdaroğlu, meydanda büyük bir ihtimalle FİSKOBİRLİK'in ilk kurucularının torunlarının da olabileceğini ifade ederek, FİSKOBİRLİK'i kuranlar arasında yer alan Giresunlu, Trabzonlu, Ordulu, Bulancaklı ve Keşaplıların isimlerini anons etti ve onlara rahmet diledi.

"Hükümet fiyatta istikrarı sağlar"

Türkiye'nin fındık üretiminde dünya birincisi olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, "Soru şu, madem ki dünya birincisiyiz, bu fiyatı niye biz belirlemiyoruz? Elin oğlu fiyatı niye belirliyor? Bizim gücümüz mü yok, imkanımız mı yok? Hayır var, imkanımız da gücümüz de var ama fındık üreticisi bir araya gelmediği, ortak ses çıkartmadığı, ortak mücadele etmediği için onun alın terini bir avuç yabancı sömürüyor. Buna izin vermeyeceğiz, sonuna kadar mücadele edeceğiz." dedi.

Kılıçdaroğlu, "Bu sorun niye çözülmüyor?" sorusunu yönelterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eğer bu ülkeyi yönetenler alın terinin ne kadar değerli olduğunu bilseler, fındığın bu bölge için ne kadar önemli olduğunu bilseler, 'Milyarlarca dolar fındık ihracatından gelir elde ediliyor bari bir kısmını da fındık üreticisine verelim.' diyebilseler bu dram yaşanmaz. O zaman temel sorun nerede? Temel sorun bu ülkeyi yönetenlerde. Bu ülkeyi yönetenlerle şu veya bu şekilde muhatap olduğunuzda şu soruyu sorabilirsiniz, 'Siz milyarlarca dolar fındık ihraç ediyorsunuz ve gelir elde ediyorsunuz, bari birkaç yüz milyon dolarını da bu ülkenin fındık üreticisine verseniz ne olur? Bu soruyu sorun, cevabını ben de merak ediyorum."

Kılıçdaroğlu, fındık az olduğu zaman herhangi bir sorun yaşanmadığını, ürün fazla olduğunda sorun ortaya çıktığını ve fiyatın yerlerde süründüğünü söyledi.

O zaman herkesin mağdur olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, çiftçinin gelir standardının düştüğünü, hayatın onlar ve aileleri için huzursuz hale geldiğini anlattı.

Kılıçdaroğlu, fiyatta istikrarı sağlamak gerektiğine dikkati çekerek, "Fındıkta olması gereken ister ürün fazla olsun, ister düşük olsun fiyatta istikrarı sağlamaktır. O zaman soru şu? Fiyatta istikrarı kim sağlar? Dünyanın bütün ülkelerinde 'Fiyatta istikrarı kim sağlar?' sorusunun tek cevabı vardır, devleti yöneten hükümetler. Hükümet fiyatta istikrarı sağlar. Eğer hükümetler fiyatta istikrarı sağlamıyorsa çiftçisine, çiftçisinin alın terine sahip çıkmıyor demektir. 15 yıldır ülkeyi yöneteceksin… 1 yıl, 2 yıl, 10 yıl değil, 15 yıldır yöneteceksin, fiyatta istikrarı sağlayamayacaksın. Size sözüm söz, terörü nasıl 4 yılda bitiririm diye söz verdiysem, fındıkta fiyatta istikrarı da 2 yıl için içinde sağlayacağım." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhuriyetin kurucu ayarlarına dönülmesi gerektiğini zaman zaman dile getirdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Cumhuriyetin kurucu ayarlarında ne var? FİSKOBİRLİK var. Fiyatta istikrarı sağlamak için FİSKOBİRLİK'i, bu Cumhuriyeti kuranlar kurdular. Şimdi 15 yılda FİSKOBİRLİK bir köşeye atıldı. Toprak Mahsulleri Ofisi, TARİŞ, çiftçinin hakkını ve hukukunu korumak için tarımda fiyat istikrarını sağlamak için kuruldular. Demek ki yapmamız gereken nedir? FİSKOBİRLİK'i eski görkemli günlerine kavuşturmaktır. Bunun mücadelesini vermektir." diye konuştu.

"Çiftçinin 8 milyar dolar kanuna göre hakkı var"

Kılıçdaroğlu, Hollanda'yı örnek verdiği konuşmasında şunları kaydetti:

"Bir örnek vermek isterim, Hollanda'yı düşünün. Konya'dan küçük Hollanda. Yıllık tarım ürün ihracatı Türkiye'nin 5 katı. Ya fındığın var, dünyanın her tarafından talep var ama gidiyorsun kendi üreticini ezdiriyorsun, alın terini birilerine sömürüyorsun, Hollanda kadar bile olamıyorsun. Biz alın terine değer veren bir parti olarak, Bülent Ecevit'in geleneğinden gelen bir parti olarak çiftçinin alın terini birilerine sömürtmeyeceğiz, onun alın terinin hakkını ona teslim edeceğiz."

Ziraat Odaları Birliğinin 166 tarım ürününden 99'undaki fiyat artışının enflasyonun altında olduğunu açıkladığını belirten Kılıçdaroğlu, bunun da insanların kazanamadığını, fakirleştiğini ve alın terinin sömürüldüğünü gösterdiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, birilerinin kazandığını ancak kaybedenin bu ülkenin çiftçisi, emekçisi ve yoksul insanları olduğunu savunarak, şöyle devam etti:

"Onlara sahip çıkmak benim de görevim, bu ülkede vatanını, milletini, bayrağını seven herkesin ortak görevi olmak zorunda. Dünya ne yapar? Dünyanın bütün ülkelerinde çiftçilere destek verilir. İster Amerika, ister Japonya, İster Papua Yeni Gine, ister Bangladeş deyin, neresini düşünürseniz, her ülkede çiftçi desteklenir. Bizim ülkemizde de bir kanun var, Tarım Kanunu. 21. maddesi der ki 'Milli gelirinin her yıl en az yüzde 1'i oranında çiftçiye destek verilir.' Türkiye'de milli gelirimizin miktarı 800 milyar dolar. 800 milyar dolardan yüzde 1 alırsak 8 milyar dolar. 8 milyar dolar kanuna göre üreticiye destek verilmesi lazım. Peki soru şu, 8 milyar dolar bizim çiftçiye veriliyor mu? Hayır. Ziraat Odalarına sesleniyorum, çiftçinin hakkını korumak sadece benim görevim değil. Kanunun gereğini yapmıyorlarsa sizler de mücadele edeceksiniz, sizler de şikayet edeceksiniz, sizler de yeri geldiğinde mahkemeye gideceksiniz. Sizler de çiftçinin hakkını arayacaksınız. Ne oldu arkadaş 1 milyar dolar parayı veremiyor musun sen? Çiftçinin 8 milyar dolar kanuna göre hakkı var. 8 milyar dolar az para değil, çiftçiye verilmesi gereken bir değerdir."

"Çiftçiye vereceğiz ama elde para yok?" denildiğini aktaran Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"İnanıyor musunuz para olup olmadığına? Çiftçiye para yok, Suriyelilere kaç lira harcadılar biliyor musunuz? 30 milyar dolar. Ben söylemiyorum, onlar söylüyorlar, 'Suriyelilere 30 milyar dolar para harcadık.' Ya onlar oldu birinci sınıf vatandaş, Karadeniz'in fındık üreticisi oldu ikinci sınıf vatandaş. Bunun hesabını ben değil siz soracaksınız. Gelene söyleyin, 'Suriyelilere verdin 30 milyar dolar. Ya biz fındık ektik, alın teri döktük, insan çalıştırdık, gübre aldık, alacaksın fındığı göndereceksin dışarıya, milyarlarca dolar para gelecek Türkiye'ye, bizim alın terimizin karşılığını vermiyorsun, çalışmayan Suriyeliye 30 milyar dolar para harcıyorsun. Bunun hesabını Karadenizli sormak zorunda. Soracak mısınız? Söz mü? Söz veriyorsanız meselemiz yoktur."

"Eski algılarımızı değiştireceğiz"

Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Sadece Suriyelilere değil, hatırlarsınız değil mi FETÖ'ye ne diyorlardı 'Ne istediniz de vermedik?' diyorlardı değil mi? Para istediler para verdiler, ihale istediler ihale verdiler, üniversite istediler üniversite verdiler, okul istediler okul verdiler, dershane istediler dershane verdiler, ne istedilerse verdiler ya bir de bu çiftçinin hakkını ver kardeşim. Çiftçiye, üreticiye niye vermiyorsun? Yani fındık üreticisi kalktı darbe girişiminde mi bulundu, bu milletin hakkını, hukukunu mu yedi?"

Demokrasilerde hesabın sandıkta sorulduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:

"Hep birlikte sandığa gideceğiz diyeceğiz ki 'Oturdun onlarla masalarda konuştun, hesabını, kitabını yaptın, ne istedilerse verdin bana hiçbir şey vermedin. Kusura bakma arkadaş, ben oyumun rengini değiştiriyorum. Ben emekten, haktan hukuktan, adaletten yana oyumu kullanacağım.' diyeceksiniz söz mü? Sadece bu da değil, oturdular masaya nerede? İmralı'da, Oslo'da, Habur'da oturdular. Hiç dediler mi 'Bir de çiftçilerle, fındık üreticileriyle bir araya gelelim, masaya oturalım, bunların derdini dinleyelim, bunlar ne istiyor.' Geldiler mi, masaya oturdular mı? Bunun sandıkta hesabını soracak mısınız? Söz mü?"

"Ben de size söz veriyorum, namus sözü veriyorum, sizin hakkınızı, hukukunuzu savunmazsam, sonuna kadar arkasından gitmezsem yediğim ekmek bana haram olsun." ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Sadece bu mu? Bu da değil. Fındık üreticisine gelince para yok, şimdi Marmaris'te 350 odalı yazlık sarayı inşa ediliyor. Hani para yoktu? Bin 100 odalı senin neyine yetmiyor kardeşim, şimdi 350 odalı. Bir uçak aldın yetmedi, iki uçak aldın yetmedi, beş uçak aldın yetmedi, bin 100 odalı saray yetmedi, 350 odalı yeni yazlık saray yapacaksın. Fındık üreticisi kardeşim, Karadenizli kardeşim, Karadeniz'in yiğit evlatları bunları unutacak mısınız? Hesabını sandıkta soracak mısınız? Söz mü? Ben de size söz veriyorum bu ülkede hakkı, hukuku, adaleti gerçekleştirmek için her türlü mücadeleyi sonuna kadar yapacağım, bedeli ne olursa olsun."

Kılıçdaroğlu, bir şeyi değiştireceklerine dikkati çekerek, "Eski algılarımızı değiştireceğiz. Eskiden şu söylenirdi, 'Şu CHP var ya.', 'CHP'ye ne olmuş', 'Efendim bu hep eleştirir.' Şimdi bunu diyemiyorlar. Nerede bir sorun varsa sorunun çözüm adresi artık CHP'dir." ifadesini kullandı.

Fındık üreticisinin sorununu çözeceklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Tarımda her alandaki sorunları çözeceğiz. Türkiye'nin çözülmeyecek sorunu yok. Elin oğlu kendi sorunlarını çözüyor da biz mi çözemeyeceğiz?" dedi.