Emtialara bu yıl 'Midas'ın eli değmeyecek
Atılım MURAT
Son 2.5 yıldır düşen emtia fiyatları toparlanma emareleri gösteriyor. Yirmi beş emtiayı kapsayan Goldman Sachs Emtia Endeksi, yılbaşından beri yüzde 7 yükseldi. Bazı ham maddelerde son yılların en düşük seviyelerinin görülmesinden sonra fonların yeni alım pozisyonları açmaları, uzun dönemli düşünen yatırımcıların fiyatların cazip olduğunu düşünerek fiziksel alımlar yapmaları, yükselişin nedenleri olarak gösterilebilir.
Emtia fiyatlarındaki düşüş trendi bitti yorumunu yapmak için erken olabilir. Küresel ekonominin durumu, emtia fiyatlarındaki yükselişi pek desteklemiyor. Gelişen ülkelere yönelik büyüme beklentileri aşağı yönlü revize ediliyor. Gelişmiş ekonomilerde, büyüme oranlarında yavaşlama ve dezenflasyon tehlikesi bulunuyor. Hatta bazı ülkelerde, dezenflasyonun deflasyona evrilme riski var. Enflasyonun düştüğü dönemlerde, ham madde fiyatları yükselmekte zorlanır. Deflasyon gibi bir tehlike varsa, fiziki ve spekülatif amaçlı alımlar düşer.
Dünyanın en büyük emtia ithalatçısı olan Çin’in durumu da endişe veriyor. Çin yönetiminin son bir yıldır uyguladığı ekonomik dönüşüm politikası, emtia talebine ket vurdu. Para politikasının sıkılaştırılması, kredi maliyetlerini artırdı. Maliyetlerin artması emtia talebini düşürdü. 2013’te başlayan bu politika, Çin ekonomisinin petrol, bakır, demir cevheri gibi emtialara olan talebini azalttı. Örneğin; Çin’in 2013’teki petrol tüketimi son yirmi yılın en düşük seviyesindeydi. Çin ekonomisi soğudukça, emtia talebi azalıyor. Bunun yansımaları; Avustralya, Brezilya, Güney Afrika gibi emtia ihracatçısı ülkelerde hissediliyor. Çin yönetiminin mevcut politikayı ne kadar daha sürdüreceği bir muammadır. Önceki yıllarda da ekonomi modelini değiştirmeye yönelik adımlar attılar. Ekonomik aktivitede görülen yavaşlamadan sonra, eski politikaya döndüler. Bugün kararlı görünseler de, yine çark edebilirler. Ekonomideki kötüleşme sürerse, kredi muslukları tekrar açılabilir. Çin’in satın alma yöneticileri endeksi(PMI) daralma bölgesinde, 50’nin hemen altında bulunuyor. Rakamın 45-46’ya düşmesi, büyümenin yüzde 7’nin altına inmesidir. Politikacılar buna tahammül etmeyebilirler.
Ana gündem maddeleri arasında yer almasa da, Amerikan ekonomisinin performansı da emtia fiyatları açısından önem arz ediyor. ABD büyümesi yüzde 3 civarında seyrediyor. Burada stok artışının etkisi büyüktür. ABD’de 1998’den sonra görülen en hızlı stok artışı, 2013’ün son çeyreğinde gerçekleşti. Stoklarla birlikte nihai talep artıyorsa bir sorun olmaz. Ancak nihai talep artmıyor. Çünkü ücret artışı görülmüyor. Bir noktada, mevcut stokların eritilmesi üretimin yavaşlamasına yol açar. Büyümenin yukarı yönlü bir sürpriz yapmasından ziyade, tatsız bir sürpriz yapması olasıdır. Şu aşamada fiyatlara girmeyen bu gelişme, emtialar üzerinde yeni bir baskı unsuru olabilir.
Altın, yatırımcıları heyacanlandırıyor
Petrol, bakır ve gümüş gibi endüstriyel metaller, küresel ekonominin durumuna ve enflasyona daha duyarlıdır. Global ekonomide çarklar dönüyorsa, enflasyon yükseliş eğilimindeyse bu ham maddelerin fiyatları yükselebilir. Öte yanda bir para olarak da düşünülebilecek altının durumu farklıdır. Altın fiyatının son 3.5 ayın zirvesine çıkması, yatırımcılarda bir heyecan yaratıyor. Öncü göstergelerimizden biri olan Madencilik Endeksi(Amex Gold Bugs Index), altın fiyatındaki yükselişi destekliyor.
Yine de, Batılı yatırımcıların altına dönüş yapmaları için finansal ve ekonomik şartların değişmesi gerekebilir. Büyük ekonomilerdeki dezenflasyon riski altın için olumsuzdur. Momentum şimdilik güçlü olsa da, fiyat tekrar baskı altına girebilir. Global kredi sistemindeki riskler önümüzdeki dönemde su yüzüne çıkarsa, altın talebi artabilir. Kısacası; altının kalıcı bir yükseliş hareketine başlaması için havanın biraz daha bozulması gerekebilir.