Erdoğan: 40 yıllık planı bozup, yeni nesillere zafer armağan ettik
Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda düzenlenen Şehit Mustafa Cambaz 3. Fotoğraf Yarışması Ödül Töreni'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ'cü hainler tarafından şehit edilen Cambaz'ı bir kez daha şükranla yad ettiğini belirtti.
FETÖ’cü hainler, 15 Temmuz gecesi namuslarına emanet edilen silahları millete çevirecek kadar şeref yoksunu olduklarını gösterdi. Bu alçaklar, tam da tıynetlerine uygun şekilde insanlarımızı korkakça, namertçe katletti. Milletin direnişini kırmak için her türlü alçaklığı yaptılar ancak sinsi ve kanlı emellerine ulaşamadılar.
Bukalemun misali tam 40 yıl boyunca, 40 kılığa büründüler
Oysa 40 yıl boyunca bukalemun gibi 40 kılığa bürünerek kendilerini gizlemeyi başarmışlardı. 15 Temmuz gecesi de tereyağından kıl çeker gibi Türkiye›yi işgal edeceklerini, milletin iradesine el koyacaklarını zannediyorlardı. Ama 40 yıllık plan ve hazırlık sadece birkaç saat içinde boşa gitti. Yaptıkları hesap o gece Boğaziçi Köprüsü’nden döndü. Yaptıkları hesap o gece Yeşilköy Havalimanı’ndan döndü.
Yaptıkları hesap o gece Kızılay Meydanı’ndan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden döndü. Millete silah doğrulttukları, kan döktükleri her yerde Rabbimiz hainlerin hesaplarını başlarına geçirdi.
Şair Mehmet Akif Ersoy'un "Çanakkale Şehitlerine" isimli şiirinin muhteşem mısralarına ilham veren direnişin, mücadelenin ve imanın bir benzerine 15 Temmuz gecesi bir kez daha hep beraber şahitlik ettik. Asım’ın nesli diyordum ya. Nesilmiş gerçek. İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek. “Şüheda gövdesi bir baksana, dağlar, taşlar. O rüku olmasa dünyada eğilmez başlar. Vurulmuş tertemiz alnından uzanmış yatıyor. Bir hilal uğruna ya Rab ne güneşler batıyor.”
Onlara destek veren yedi düveli de dize getirdik
Bundan 109 sene önce yedi düvelin bir araya gelip tüm gücüyle yüklendiği Çanakkale’de herkesi şaşırtan bir zafere imza atmıştık. 15 Temmuz’da da yedi düveli arkasına alan bir ihanet çetesinin 40 yıllık planını bir gecede bozarak tarihimize ve bizden sonraki nesillere şeref madalyası olarak iftiharla taşıyacakları yeni bir zafer armağan ettik. Emperyalistlerin uşaklarına Türkiye’nin teslim alınmayacağını, Türk milletinin iradesine zincir vurulmayacağını yeniden gösterdik.
Burada şu gerçeği de tekraren vurgulamak istiyorum. 15 Temmuz gecesi meydanlar yerine bankamatik kuyruklarına koşanlar, aradan geçen 8 yıla rağmen hala milletin destanına çamur atanlar, uyduruk bahanelerle 15 Temmuz direnişini unutturmaya çalışanlar, velhasıl o meşum gece yaşadıkları derin hayal kırıklığının acısını yıllardır unutamayanlar istemese de biz 15 Temmuz ruhuna sahip çıkacağız.
Bugün itibarıyla 81 vilayetimizde tertipleyeceğimiz çeşitli etkinliklerle 252 kahramanımızı tekrar şükranla yad edeceğiz. Rabbim 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü alçakların hayasız akınını durduran tüm yiğitlerden razı olsun, ruhlarını şad eylesin. FETÖ’cü ağa babalarına olan diyet borçlarını ödemek adına 15 Temmuz destanına gölge düşürmeye çalışan mankurtları da milletin vicdanına havale ediyorum.
Gazze’ye karşı duyarsızlık had safhada seyrediyor
Türkiye Gezi Parkı ve 15 Temmuz olayları ile adeta sırat köprüsünden geçti. Benzer bir durum Gazze için de söz konusu. Fakat oradaki insani trajediye kayıtsız kalanlar, vicdansızlıklarını ve ikiyüzlü politikalarını saklama gereği dahi duymuyor. Bakınız İsrail saldırılarında 150’ye yakın basın mensubu hayatını kaybetti. Canlı yayın esnasında gazeteciler katledildi, kurşunların hedefi oldu. Uluslararası medya kuruluşlarının ofisleri polis baskınına uğradı, kapatıldı.
Basın özgürlüğü denilen ne kadar ilke, kural varsa hepsi İsrail tarafından çiğnendi, ayaklar altına alındı, paçavraya çevirdi. Tüm bunlar yaşanırken bir avuç yürekli insan dışında hiçbir Batılı medya kurumunda gözle görülür bir tepki yükselmedi. Soykırımı görmediler. Mazlumların çığlıklarını duymadılar. Hakkı ve hakikati konuşmadılar. Üç maymunu oynamaya devam ettiler. Siyonist lobinin baskılarına direnmeyi değil, teslim olmayı seçtiler.