'Kurun da faizlerin de yükselmesine karşıyız'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Bütün dünyada reel sektörün hasmı olarak gördüğümüz kurun da faizlerin de yükselmesine karşıyız'' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası Etkinliği'ne katılım sağladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan burada bir konuşma yaparak, "İnovasyon kavramına çok farklı açılardan yaklaşımlarda yok değil. Mesela bugün bazıları inovasyon hakkında söylenecek söz kalmadığını ifade ediyor. Gerçi 1899'da devrin Amerikalı patent dairesi başkanı da icat edilecek veya icat edilebilecek her şeyin icat edildiğini söylemişti. Diğer yandan inovasyonun mevcut ürünlerin kılıfların değiştirmekten ibaret bir kandırmaca olduğunu öne sürenler, inovasyonun iyi bir aksesuar ve görünürlük aracı olduğuna inanlarda inananlarda dünyamızda var. Bence inovasyon bunların hiç biri değil. O başka bir şey. Her şeyden önce bir zihniyet değişikliğidir bunu anlamamız lazım. Bunu adeta bir güncelleme de diyebiliriz. Mevcuttan memnun olmayan ya da mevcuttan daha iyisinin olduğunu bilen bir zihniyet kendisine yeni bir yol aramaya başlar" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Garantili yaşayayım, rahatıma bakayım, memur olayım düşüncesindeki bir zihniyetin inovasyon faaliyetleriyle hiç bir işi olamaz. İnovasyonun yolu daha önceki yıllarda da size ifade ettiğim gibi zihni sınır projeleri diye karikatürize edilen yeni fikir üretimine açık olmaktan, 'icat çıkarma' denilen yenilik direnişine karşı mücadele etmekten geçiyor" şeklinde konuştu.
"Bazıları oynanan oyunları görmek istemiyor"
Erdoğan, "Finans sektörü deyince tabi olarak aklımıza son günlerdeki kur dalgalanmaları geliyor. Bazıları döviz kurunun artmasının arkasındaki gerçekleri, oynanan oyunları, kimlerin bunu niye yaptığını görmek istemiyor. Döviz yerine milli paramızı kullanma kararımız, bir başka ülkenin ekonomisi aleyhine bir faaliyet asla değildir. Biz kendi ülkemizle birlikte, dünyanın her köşesindeki insanlarında refah ve huzur içinde yaşamalarını istiyoruz. Karşımda turkuaz gençliği görünce gönlüm açılıyor. Çünkü turkuaz bizim milli rengimizdir, bizimdir. Lügatta da turkuazın neler getirip götürdüğünü incelerseniz nasıl bir gönül huzuru sağladığını da orada ayrıca görürsünüz. Kırmızı ile arasındaki fark da budur" dedi.
"Biz yatırım istiyoruz, istihdamın artmasını, üretim istiyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bütün dünyada reel sektörün hasmı olarak gördüğümüz kurun da faizlerin de yükselmesine karşıyız. Çünkü biz yatırım istiyoruz, istihdamın artmasını, üretim istiyoruz. Biz ülkemizdeki yatırımcının girişimcinin dünya ile rekabette gücünün artmasını istiyoruz. Bunun için içeride kendi milli paramızı, dış ticarette muhataplarımızın kendi milli parasını kullanma kararı aldık" şeklinde konuştu.
Erdoğan, Türkiye'nin IMF'ye olan borcunun 2013 yılında kapandığını ve IMF'ye borç verecek konuma geldiğini belirterek, "Aradan 3,5 yıldan fazla zaman geçmiş, birileri hala 'IMF ile anlaşma yapın, borç alın, ekonomik ve siyasi bakımdan yeniden bu kurumun kontrolüne girin' diye bas bas bağırabiliyor. Bunlar vatanda ihanet ediyorlar. Niye biz IMF'den borç alacağız ki? Bizim böyle bir derdimiz yok. Türkiye artık ayakları üzerinde duran bir ülkedir. Biz şu anda dünyanın en az gelişmiş ülkelerine, birinci sırada Amerika'nın yardım ettiği, ikinci sırada bizim yer aldığımız, üçüncü sırada İngiltere'nin yer aldığı donör durumundayız. Eğer bunu milli gelire göre hesap ederseniz biz birinci sıradayız, bu noktadayız" ifadeleriniz kullandı.
"Türkiye'nin geldiği noktadan rahatsız olanlar niyetlerini saklayamıyorlar"
Erdoğan, "NATO'nun bir komuta Türkiye'de darbe yaptığı için tutuklanan askerlerin yasını tuttuğunu açıkça söyleyebiliyor. AB'nin siyasetçileri ve bürokratları kendi değerlerine, kendi ilkelerine sırtlarını dönme pahasına Türkiye'ye ayar vermeye çalışıyor. Pek çok yerde başka ülkeler söz konusu olduğunda asla görülmeyen kriterler, ölçüler, çıtalar sıra bize geldiğinde bir anda ortaya konulabiliyor. Daha açık bir ifade ile Türkiye'nin geldiği noktadan ve ulaşmak istediği yerden rahatsız olanlar bu duygularını ve niyetlerini saklayamıyorlar, bir şekilde bunu ifade ediyorlar. Biz ne olup bittiğini gayet iyi biliyoruz. Bu meselelerle uğraşırken daha önceki başarılarımızı nasıl elde ettiğimiz unutmuş değiliz. Hem krizlerle mücadele edecek, hem kalkınmamızı, büyümemizi sürdürecek hedeflerimize doğru yürüyüşümüzü kesintiye uğratmayacak bir yaklaşımla çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Ben bunu siyasi inovasyon diyorum. Bunun farkı bu" dedi.