Erdoğan, kameralı görüşmeyi kabul etmedi
Erdoğan, "Kamerayla bir görüşmeyi tespit, ahlaksızlık olarak siyasi ahlaka, diplomatik ahlaka ters olarak nitelendirilir" dedi
ANKARA - Baykal'ın mektubunun incitici ifadeler içerdiğini söyleyen Erdoğan, Baykal'la kameralı görüşmeyi kabul etmediğini söyledi.
Partisinin grup toplantısında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Baykal'a yapmış olduğu teklifini geri çekti. "Baykal eleştirilerini dedikodulara dayandırıyor" diyen Erdoğan,
"Kamerayla bir görüşmeyi tespit, ahlaksızlık olarak siyasi ahlaka, diplomatik ahlaka ters olarak nitelendirilir" dedi.
"Son derece olumlu"
Erdoğan, dün 34 kişinin Habur Sınır Kapısından giriş yapmasını "son derece olumlu ve sevindirici bir gelişme" olarak niteledi.
Başbakan Erdoğan, "Burada ben gerek dağdakilere, gerek Mahmur kampında olanlara, gerek Avrupa'da olanlara hepsine çağrımı yineliyorum; vakit yitirmeden ülkelerine dönmelerini tavsiye ediyorum" diye konuştu.
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, yedi yılda Türkiye'de çok güzel şeyler olduğunu, yedi yıldır Türkiye'nin tarihinde hiç tecrübe etmediği seviyelere ulaştığını söyledi. Son üç aydır toplumun her kesiminin büyük bir heyecan içerisinde, çözüme yönelik artık çok daha güçlü bir umut içinde olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Dün Habur Sınır Kapısında yaşanan manzara karşısında umutlanmamak mümkün mü? Bu bir umuttur. Türkiye'de bir şeyler oluyor, iyi, güzel şeyler oluyor. Umut verici gelişmeler oluyor. Tabii nereden baktığınız ve bakacağınız da çok önemli. Bu işe çok farklı pencereden bakanlar da var. Bu da bir gerçek. Ama birileri bunun dışında kalıyor. Her şey zamanla çok daha güzel olacak derken aklıselimle, sabırla, kararlılıkla, adım adım sorunları çözüme kavuşturmanın gayreti içindeyiz ve kavuşturacağız da. Ancak tecrübelerimiz bize şunu gösteriyor; özellikle terörle mücadele ne zaman olumlu bir adım atılsa, ne zaman milli mutabakat, ne zaman kardeşlik gündeme gelse bunun için anlamlı bir adım atılsa terörden nemalanan bazı karanlık odaklar, bazı karanlık çevreler o zaman tutuşuyorlar. Ve bu mihraklar hemen provokasyon tezgahlamaya çalışıyorlar. Bunu geçmişten bu yana özellikle son 30 yıl içerisinde çok yaşadık, çok gördük."
"Kardeşlik projesi"
"Dün Habur Sınır kapasında yaşanan anlamlı gelişmeye değinerek' sözlerine son vermek istediğini belirten Erdoğan, 'Bildiğiniz gibi 34 kişi sınırı geçti. Ve sabah saatlerinde 29'u ilgili yasalarımız çerçevesinde bırakıldı. Bunu son derece olumlu ve sevindirici bir gelişme olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum" dedi.
Yargının diğer 5 kişi ile ilgili çalışmalarını sürdürdüğünü dile getiren Erdoğan, 'Şunu açık, net söylüyorum; bazı medya grupları bu sürecin İmralı'dan yönetildiği mahiyetinde ifadeler kullanıyorlar. Ben o medya mensuplarını buradan bir şeyi hatırlatarak uyarmak istiyorum; adama sorarlar, acaba 11-12 yıldır orada değil miydi? Niçin böyle bir adım atılmadı? Şu anda bu bir milli birlik sürecinin, bir demokratik açılım sürecinin, bir kardeşlik projesinin gereği olarak atılmış bir adımdır' diye konuştu.
Bahçeli'ye tepki
Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye, "Sayın Bahçeli, benim Güneydoğulu, Doğulu milletvekili arkadaşlarıma siyasi ahlaktan uzak, siyasi nezaketten tamamıyla uzak bir yakıştırmayla bana sesleniyor. Sen bu ifadelerinle hem bölgesel hem etnik milliyetçilik yapıyorsun. Benim arkadaşlarıma bu saygısızlığın daniskasını ortaya koyuyorsun" dedi.
Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, Kırşehir'de Ahilik Haftası kutlamalarına katıldığını hatırlatarak, "Hoca Ahmet Yesevi'ye, Hacı Bektaş Veli'ye, Şeyh Edebali'ye kulak vermeyen bir Türkiye ruhsuz kalır, köksüz kalır, maneviyatsız kalır demiştim. Onun için geçmişimizle övünmekle yetinmeyecek, geleceği de onların rehberliğinde yeniden inşa edeceğiz" diye konuştu.
Baykal'ın mektubu
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a 8 Ekim'de mektup yazdığını hatırlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bir sayfalık mektupta, mili birlik süreci adı altında yeni bir demokratik açılım sürecini başlattığımızı, hedefimizin sadece ve sadece ülkemizde huzuru istikrarı, birlik ve bütünlüğü pekiştirmek, anayasal düzenimizi daha da yüceltmek olduğunu ifade ettim. Yine mektubumda ülkemiz adına son derece önemli olan geleceğimizi şekillendirecek böyle bir sürecin geniş bir toplumsal mutabakata asgari diyalog zeminine dayanması gerektiğini söyledim. CHP ve Genel Başkanı'nın bu sürece ilişkin görüş öneri talep ve eleştirilerini almak, birikimlerinden istifade etmek istediğimizi, kendisine süreçle ilgili aktarma fırsatının olacağını ifade ettim. Nezaket kuralları içinde bir mektup yazdım, çok hassas yazdım, burada incitir miyim diye çok dikkat ettim. Kamuoyu da mektubumun son derece nazik, samimi dille yazıldığı kanaatinde.
Mektubu kendilerine kuryeyle gönderdim. Benim mektubunun kendilerinden ulaşmasından 4 gün sonra cevabi bir mektubu bana ilettiler. Üzülerek ifade etmeliyim ki bizim son derece sade ve randevu almaya matuf mektubuma karşı, kimi zaman incitici, kırıcı, haksız ithamları çok yakışıksız uslupla peş peşe sıralayan, nezaket kurallarının dışında bir cevabi mektupla karşılaştım. Sayın Baykal, uzun uzun süreci eleştiriyor. Bir şey görüşmedik ama süreci eleştiriyor. Eleştirilerini tamamen dedikodulara, asılsız iddialara dayandırıyor. Hızını alamayıp, 'açılım politikasında hiçbir şekilde sizinle birlikte olmayacağımız çok açıktır' diye kestirip atıyor. Ne kaldı? Tüm bunları da sineye çekip, bu iddiaların asılsız olduğunu kendilerine izah ediriz düşüncesiyle mektubu okumaya devam ettim."
"Ahlaka aykırı"
Ancak, mektubun son paragrafında, bütün siyasi geleneklere, devlet geleneklerine, parlamenter demokrasi teamüllerine aykırı şekilde televizyon kameraları tarafından kayda geçirilmesi şartının olduğunu gördüklerini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sayın Baykal, bir taraftan 'baş başa ikili bir görüşme hazırım' diyor, bir taraftan kamera şartını ortaya koyuyor. Bakınız ne bizde ne dünyanın herhangi bir ülkesinde liderlerin bir araya gelmesi, baş başa görüşmesi ilk kez yaşanmıyor. Ama kamerayla bir görüşmeyi tespit ahlaksızlık olarak siyasi ahlaka, diplomatik ahlaka aykırı olarak nitelendirilir. Biz, bir basın toplantısı yapmıyoruz, basın toplantısını yaptığımız zaman çıkarız ekranların karşısına, bütün kameramanların karşısına, orada bunu yaparız. İhtiyaç hasıl olduğu zaman siyasiler bir araya gelirler, baş başa görüşme istenirse öyle olur, yanında tercüman gerekirse onlar gelir, yanında ikinci bir bakan gerekirse onu alır, not tutucu gerekirse o olur. Sayın Baykal bunları bilir, Dışişleri Bakanlığı da yaptı? Unutmuş mu acaba? Bu görüşmeleri çok yaptı."
ABD ziyareti
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "başka seçenek olmaması halinde 29 Ekim'de ABD'ye gidebileceğini" bildirdi.
Erdoğan, partisinin grup toplantısından sonra gazetecilerin, ABD ziyareti ile ilgili sorularını yanıtladı.
"ABD ziyareti ne zaman olacak?" sorusu üzerine Erdoğan, "Mümkünse dedik, 29'u olmasın" dedi.
Başbakan Erdoğan, "(Demokratik açılım süreci) Şimdiki açıklamanızdan anladık ki muhalefetsiz bir devam olacak..." sözü üzerine, "Öyle... Muhalefet derken, muhalefet sadece bunlar değil ki. Yani ben yöneticilerin muhalefetini, halkımın muhalefeti olarak görmüyorum" dedi.
Erdoğan, "Seçenek olmazsa 29'unda ABD'ye gitmeyi düşünüyor musunuz?" sorusuna ise "O zaman gidebilirim tabi" yanıtını verdi.
Başbakan Erdoğan, başka bir soru üzerine, yarın Ağrı ve Erzurum'a gideceğini belirtti.