Erdoğan: Meşru hayat var, gayrimeşru hayat var

Kimsenin özel hayatına müdahale etmediklerini belirten Başbakan Erdoğan, ''Halkımızın özel hayatı bizim teminatımız altındadır. Meşru hayat vardır, gayrimeşru hayat vardır'' dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

HELSİNKİ (AA) - Erdoğan, Finlandiya Başbakanı Jyrki Katainen ile düzenlediği ortak basın toplantısının ardından, gazetecilerin sorularını yanıtladı.  

Başbakan Erdoğan, "Türkiye'nin AB'ye girmesi neden önemli, sürecin önündeki engeller nasıl aşılabilir?" sorusu üzerine, AB'nin geçmişte aslında demir çelik birliği olarak başladığını söyledi.  

Daha sonra alanın biraz daha genişlediğini ve Avrupa Ekonomik Topluluğu olduğunu anlatan Erdoğan, "Ardından Avrupa Topluluğu, Avrupa Birliği haline geldi. Yani olay ekonomik olarak başlamışken en son geldiği nokta siyasi, sosyal, birçok alanı kapsayan bir birlik haline dönüşmüştür" diye konuştu. 

Türkiye'nin AB'ye girme noktasındaki teşebbüsünü 50 yıl önce gerçekleştirdiğini dile getiren Erdoğan, "Burada İngiltere hangi düşünceyle girmeyi arzu ettiyse, Fransa hangi düşünceyle girmeyi arzu ettiyse, Almanya hangi düşünceyle arzu ettiyse, tüm Baltık ülkeleri hangi düşünceyle buraya girmeyi arzu ettiyse Türkiye'de o düşünceyle Avrupa Birliği içinde yer almayı arzu etmiştir" ifadesini kullandı. 

Başbakan Erdoğan, "Demokratikleşme paketini açıkladınız, çözüm süreci bir yandan devam ediyor. Hem paketin hem çözüm sürecinin bundan sonra açılacak olası fasıllara ve Türkiye'nin AB'ye üyeliğine etkisi nasıl olur?" sorusunu şöyle yanıtladı: 

"Özellikle demokratikleşme paketiyle ilgili iki ana başlığı var. Bir, işin yürütme alanına ait olan kısım, idareyle ilgili olan kısım, bunları zaten süratle şu anda uygulamaya koymuş bulunuyoruz. İkincisi yasama organıyla ilgili süreçtir yani yasal düzenleme gerektiren süreçtir. Şu anda onun da altyapı çalışmaları bitmek üzere ve bir an önce Parlamento'ya sevk edeceğiz ve Parlamento'da da bunların görüşülmesine başlayacağız." 

"Mustafa Sarıgül CHP'ye katıldı. Henüz CHP tarafından İstanbul'a aday gösterilmedi ama çok iddialı sözleri var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusunu Erdoğan, "Sorunuza cevap vermeyi gereksiz buluyorum. Onu bırakalım da Ana Muhalefetin Genel Başkanı söylesin. Daha yeni partinin üyesi olmuş bir zat" şeklinde cevapladı. 

"Meşru hayat vardır gayrimeşru hayat var"

Başbakan Erdoğan, "Türkiye'de bazı kesimlerin son günlerde artan bir rahatsızlığı var. Öyle bir iddia var ki siz ve Hükümetiniz insanların özel hayatına daha fazla müdahale ediyorsunuz, hatta hayat tarzına müdahale etmek üzeresiniz. Son örnek, kız erkek öğrencilerin oturma koşulları. Böyle bir müdahaleye neden gerek görüyorsunuz?" sorusu üzerine şunları kaydetti: 

"Birileri herhalde özel olarak görevlendirmiş öyle anlıyorum. Çünkü 11 yıldır başbakanım, 4,5 yıl belediye başkanlığım var, biz kimsenin özel hayatına bugüne kadar müdahale etmiş değiliz. Eğer birilerinin özel hayatına müdahale etmiş bir iktidar olmuş olsaydık, Türkiye'de iki kişiden bir kişinin oyunu almazdık. Bu konuda bizim en büyük teminatımız halkımızdır. Üç dönemdir oyları arta arta yükselen bir iktidar olarak şu anda geldiğimiz nokta bunun teminatıdır. Halkımızın özel yaşamı, özel hayatı bizim teminatımız altındadır. Meşru hayat vardır gayrimeşru hayat vardır. Bu noktada da tabii ki ülkemizde bizim üzerimize düşen görevler vardır. Bu görevler de yasalarla bellidir. Yasalar bize hangi görevi verirse o görevler çerçevesi içerisinde adımlarımızı atarız." 

[PAGE]

Toplantıda, Başbakan Erdoğan ve mevkidaşı Katainen nezaretinde, ilk önce enerji alanında yapılan işbirliğine ilişkin anlaşma imzalandı. Anlaşmaya, Türkiye tarafından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız imza koydu. 

Başbakan Erdoğan, daha sonra yaptığı açıklamada, mevkidaşı Katainen'in daveti üzerine geldiği Finlandiya'da çok farklı ev sahipliği gördüklerini belirterek, bundan dolayı kendilerine teşekkür etti. 

 Finlandiya'yı 4. kez ziyaret ettiğini belirten Erdoğan,  İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olduğu dönemde, 2002 seçimlerinin hemen ardından ve 3 yıl önce de başbakan sıfatıyla geldiğini hatırlatarak, "Bugün yine başbakan sıfatıyla buradayım. Görüşmelerimizi kapsamlı bir şekilde gerçekleştirdik" dedi. 

"Finlandiya'yı ilk tanıyan ülkeler arasında Osmanlı da vardı" 

"Finlandiya'nın bizimle olan mazisi çok çok eski" diyen Erdoğan, Finlandiya'nın bağımsızlığını ilan ettiği tarihte bu ülkeyi ilk tanıyan ülkeler arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun da yer aldığına dikkati çeken Başbakan Erdoğan, "1924'te dostluk anlaşması imzalandı. O günden bugüne diplomatik ilişkiler sürüyor ve önümüzdeki yıl 90. yıl dönümünü kutlayacağız" diye konuştu. 

Erdoğan, ziyaretinde, Finlandiya Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanı ile görüşmeleri olduğunu, daha sonra da Türk ve Fin iş adamları forumuna katıldıklarını anlatan Erdoğan, "Bildiğiniz gibi 196 iş adamımızla buradayız. Bu da bu ziyarete ne kadar önem verdiğimizin en güzel ifadesidir' şeklinde konuştu. 

Finlandiya'dan Türkiye'ye gelen turist sayısının 200 bin civarında olduğuna işaret eden Erdoğan, "Tabii bu rakamın daha da artmasını bekleriz. Bu anlamda güzel de ev sahipliği yaparız. Bu noktada Türkiye'nin sadece tatil amacıyla değil, kültür ve sağlık alanlarında son derece cazip imkanlar sunan ülke olduğunu ifade etmek istiyorum" dedi. 

"600 bin sığınmacı bizim ülkemizde" 

Mevkidaşı Katainen ile bölgesel konuları da görüştüklerini belirten Erdoğan, şunları belirtti: 

"Gerek Suriye'deki gelişmeler, gerek İran'daki gelişmeler, tüm bunları değerlendirme imkanımız oldu. Çünkü Türkiye biliyorsunuz özellikle Suriye konusunda 910 kilometre sınırı olan ülke. Şu anda 600 bin sığınmacı bizim ülkemizde. 200 bini çadır ve konteyner kentlerde misafir ediyoruz. 400 bini değişik vilayetlerde, evlerde misafir oluyorlar. Bu konuda yaptığımız harcama şu ana kadar 2 milyar doları bulmuştur. Dünyanın bize desteği ise 135 milyon dolardır. Bunun 50 milyon doları Suudi Arabistan'dandır. 25 milyon doları BM'den, kalanı değişik ülkelerden. Bütün bunlara rağmen açık kapı politikasıyla oradan sığınacak olanlara elimizden gelen desteği, insani görevimiz olarak kabul ediyoruz, vermeye devam deceğiz." 

Başbakan Erdoğan, ziyareti vesilesiyle Finlandiya'nın, Avrupa Birliği sürecinde Türkiye'ye verdiği destekten dolayı teşekkürlerini sunarak, şöyle konuştu: 

"Bildiğiniz gibi 22. fasıl resmen görüşmelere açıldı. Şimdi yoğun bir şekilde 23. ve 24. fasılların açılması en önemli gayretimiz olacaktır. Ben Finlandiya hükümetinin bu dönemde de gereken desteği vereceğinden şüphe etmiyorum. Bu vesileyle çok çok teşekkür ediyorum." 

Finlandiya Başbakanı Katainen 

Katainen ise ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade ederek, ikili ilişkilerin, samimi ve yakın olmasının büyük önem arz ettiğini söyledi. 

Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecini başından beri desteklediklerini, ziyaretin üyelik sürecinin yeniden ivme kazandığı döneme denk geldiğini dile getiren Katainen, şunları kaydetti: 

"Sayın Başbakan'a söylediğim gibi Türkiye'yi aramıza almak istiyoruz. Dinamik ve yeni somut adım, vize anlaşması ve buna bağlı olarak geri kabul anlaşması olabilir. İkili ekonomik ilişkileri geliştirme konusunda atılacak çok adımlar vardı. Açıkca söylemek gerekirse ekonomik ilişkilerimizi geliştirmemiz gerekiyor. Özelilkle de yenilenebilir enerji, eğitim ve sağlık konusunda Türkiye-Finlandiya ilişkilerini geliştirebilirler." 

Katainen, görüşmede, Başbakan Erdoğan'dan, Suriye konusunda geniş bilgiler aldığını ifade ederek, "İnsani kriz yaşanan bir yerde Türkiye'de büyük görevler üstlenmiştir" dedi. 

Erdoğan ve Katainen, ortak basın toplantısında soruları da cevapladı.  

Bir gazetecinin her iki başbakana yönelik, "Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üye olması, girmesi neden önemli. Bu nezaman olabilir ve bu sürecin önündeki engeller nasıl aşılabilir" şeklindeki sorusu üzerine Katainen, "Avrupa Birliği tarafından önce ben cevap vermek isterim" diyerek, şunları söyledi: 

"Türkiye çok önemli bir ülke, Avrupa Birliği'nin stratejik ortağıdır. Türkiye büyük bir ekonomi bölgesidir. Bu nedenle Avrupa, Türkiye ile ilgilenmektedir. Aynı değerleri paylaştığımız için bunun doğal sonucu olarak aynı birliğin üyesi olmamız gerekir. Şundan eminim ki aynı zamanda güvenlik açısından da stabilize edecektir, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği. Bu süreç çok zor. Her şeyden önce Türkiye ve Avrupa Birliği modernleşme konusunda uzlaşmıştır. Modernleşme süreci her zaman uzun bir süreçtir, bildiğiniz gibi. Ekonominin modernleşmesinden bahsedildiği gibi diğer alanlardaki modernleşmeden de bahsedildi. Şunu unutmamak lazım ki Avrupa Birliği sadece serbest ticaret bölgesi değildir. Avrupa Birliği bir değerler bütünüdür. Avrupa Birliği'nin değerler bütünü olmasında en önemli faktörler hukuk, insan hakları, serbest ticaretin olmasıdır. Bir başka bakış açısıyla Türkiye'nin bütün müzakere fasıllarını açamamış olmasıdır. Bu da Avrupa Birliği'nden kaynaklanan bir sorun olabilir. Avrupa Birliği üyeliği zor bir süreç. Biz her şeyden önce yeniden başlayan bu müzekere sürecinden dolayı duyduğumuz memnuniyeti belirtmek isterim."