”Erdoğan, NATO seçimini propaganda aracı haline getirdi”

CHP lideri Baykal, NATO Genel Sekreterliği seçiminde Rasmussen'in desteklenmeyeceğinin "gösterişli" şekilde ilan edildiğini söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'in, NATO Genel Sekreterliği'ne seçilmesiyle ilgili olarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, bunu ''propaganda aracı haline getirdiğini'', kamuoyu önünde düşünülen adayı desteklemeyeceğini ''gösterişli'' şekilde ilan ettiğini ifade etti.

Baykal, partisinin TBMM grup toplantısında, 29 Mart yerel seçimlerinin sonuçlarını değerlendirdi.

AK Parti'nin "aşırı gerilimli ve çatışmacı bir kampanya yürütmeyi tercih etmesi" nedeniyle Türkiye'de alışılmış olan yerel seçim kampanyasının farklı şekilde geliştiğini iddia eden Baykal, CHP'nin ise ekonomik sıkıntıları ve yolsuzlukları temel alan bir eksende, halkın gerçek gündemiyle bağlantılı bir kampanya yürüttüğünü savundu.

Baykal, seçim sonuçlarının fevkalade önemli olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

"Bu seçimlerin, artık Türkiye'de siyasal yaşamının yeni bir döneme girmiş olduğunu ortaya koyduğu konusunda kimsenin şüphesi yoktur, olmamalıdır. Çok açık bir biçimde, bu seçimler, artık iktidarın 2002'de başlayan ve bütün iktidar olanaklarını etkili şekilde değerlendirerek oy gücünü artıran ve Türkiye'de egemen bir parti modeline dayalı bir siyasal yaşam şekillendiren, o dönemin artık sınırına gelindiğini ortaya koymuştur. AKP, 2002 yılından bu yana ilk kez bir seçimde, çok önemli, anlamlı oy kaybı tablosu içine girmiştir."

CHP, güçlenerek çıktı

Baykal, CHP'nin güçlenmiş bir parti olarak seçimlerden çıktığını, bütün  handikaplara rağmen, oylarının anlamlı şekilde yükseldiğini savundu.

CHP'nin ilk açıldığı 1992 yılından beri istikrarlı şekilde oylarını artırdığına işaret eden Baykal, partisinin 1994 yerel seçimlerinde 1 milyon 304 bin, 1999 seçimlerinde 3 milyon 487 bin, 2004 yılında 5 milyon 882 bin, 2007 yılında 7 milyon 317 bin, 2009 yılında 9 milyon 232 bin oy aldığını kaydetti.

Baykal, CHP'ye oy veren seçmenlerin, Türkiye'nin değişme, gelişme, modernleşme, kentleşme, eğitime, ulaşma ve iş sahibi olma süreçleriyle uyumlu bir ilişkisi olduğunu belirterek, Türkiye'nin geleceğine yönelik büyük değişim ve gelişim süreçleriyle CHP'nin el ele vermeyi başardığını anlattı.

Kendilerine yöneltilen "Gecekondu bölgelerine, dar gelirli kesimlere ulaşmakta sıkıntıları" olduğu iddialarının anlamını kaybettiğini öne süren Baykal, "CHP'nin, toplumun tüm kesimlerinden destek almayı başardığını" iddia etti. Nitelikli adaylar bulmalarının da sonuçlara yansıdığını bildiren Baykal, olayın sadece aday seçmekten ibaret olmadığına da işaret etti. Baykal, "AKP, aday seçmeyi başaramadığı için kaybetmiş değildir. Kaybetmesi gerektiği için, aday ne olursa olsun kaybedeceği için kaybetmiştir" dedi.

"Propaganda aracı haline getirdi"

Baykal, konuşmasında, Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'in, NATO Genel Sekreterliği'ne seçilmesi sürecini de değerlendirdi.

Bu konuda çok büyük yanlış yapıldığını ifade eden Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, bunu ''propaganda aracı haline getirdiğini'', kamuoyu önünde düşünülen adayı desteklemeyeceğini ''gösterişli'' şekilde ilan ettiğini öne sürdü.

Baykal, bu ilanın, atamanın engellenmesine değil, zamanından önce gerçekleştirilmesine neden olduğunu belirterek, ''Bu atama için 1 Ağustosa kadar süre vardı. Ortalık yerde, kamuoyu önünde, meydan okuyarak, tahrik edici biçimde bu konu belki ortaya atılmamış olsaydı, bu konuların, gerçeğin daha iyi anlatılması imkanı olabilirdi. Rasmussen, düşünülenden daha erken Genel Sekreterliğe geldi'' görüşünü savundu.

Bunu, ''dış politika skandalı, zafiyeti'' olarak nitelendiren Baykal, şöyle devam etti:

''Daha önce dönemin Danimarka Dışişleri Bakanı, Genel Sekreter olmak istedi, ABD sahip çıktı, bu göreve gelmek üzereydi ama Fransa, 'Şu kadar yıl önce bir demeç verdi, benim Pasifik'teki nükleer denemelerimin, insanlığa, çevreye zarar verdiğini söyledi, ben kabul edemem' diyerek, engelledi. Bu tamamen şahsi bir mesele, göreviyle ilgili değil.

Başbakan'ın, 3 gün önce, karikatür krizi karşısında gerekeni yapmadığını söylediği kişinin Genel Sekreter seçilmesi, Başbakan'ın oyuyla mümkün olmuştur. 3 gün önce hayır diyeceksin, 3 gün sonra seçeceksin. Bari ilan etme, önceden temasını yap.''

Türkiye'nin, AB'ye üyelik sürecinde, Fransa nedeniyle bazı bölümlerin müzakereye açılamadığını anımsatan Baykal, şimdi ise Fransa'nın, NATO'nun askeri kanadına katılımına ''evet'' denildiğini belirtti. Baykal, Fransa'ya, ''Sen müzakereler konusundaki vetonu kaldır, ben de buradaki vetomu kaldırayım'' denilebileceğini ancak bunun yapılmadığını söyledi.

Baykal, ''Efelik yapacağım, onu engelleriz, bunu tutarız söylemiyle kalktıktan sonra, böyle reel kayıplar yaşanıyor'' dedi.

Hükümetin Ermeni politikası nedeniyle Azerbaycan'ın gönül kırıklığı, can sıkıntısı içine girdiğini öne süren Baykal, Azerbaycan Devlet Başkanı'nın söz verdiği halde İstanbul'da dünkü toplantıya gelmediğini hatırlattı. Baykal, ''Ermenistan ile dostluğu sağladık mı bilmiyorum ama Azerbaycan'ı kırmayı başardık'' diye konuştu.